Başında has olan 6 harfli 9 kelime var. Has ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde has olan kelimeler listesine ya da sonu has ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında has bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAS, SAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AS, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HASLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsanın yaradılışından gelen özellik, huy
-
[isim]
İnsanın yaradılışından gelen özellik, huy
- HASRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özlem
- "Vatan ve kardeş hasretini birbirimizde gideriyoruz." (Haldun Taner)
- "Ada'ya gelince İstanbul'u özler ve oraya gidince Ada'ya hasret çekerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Sonra ver elini ana baba ocağı. Hem hasret giderecektim hem de ruhumla dinlenecektim." (Cahit Uçuk)
- "Ben dört sene onun hasretini çektim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Özlem
- HASEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan
-
Bostancı ocağının küçük dereceli subayları
-
Osmanlı sarayında karavaşlar arasından seçilen padişah gözdesi
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan
- HASILI
-
-
[zarf]
Sözün kısası, kısacası
- "Hasılı ne söyledikse kâr etmedi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Sözün kısası, kısacası
- HASILA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işten elde edilen sonuç
-
[isim]
Bir işten elde edilen sonuç
- HASKÖY
- ...
- HASTEL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
-
[isim]
Daha ziyade gençlerin ve araştırmacıların konaklaması için yapılmış ve belirli kurallara göre yönetilen ucuz tesisler
- HASSAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan
- "Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan
- "İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." (Aka Gündüz)
- "Sanatkârlar böyle cümlelere karşı pek hassas oluyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çabuk etkilenen
- "Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." (Atatürk)
-
Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet)
- "Hassas terazi."
-
[sıfat]
Duyum ve duyguları algılayan
- HASLIK
- ...