Başında gü olan 6 harfli 37 kelime var. Gü ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gü olan kelimeler listesine ya da sonu gü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında gü bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜLLAÇ
-
-
[isim]
Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
-
Bu yufkadan hazırlanan tatlı
- "Bir ramazan güllacı yemiştim muhallebicinin birinde, ne güzeldi..." (Nazlı Eray)
-
Kolayca yutulamayan, tadı hoş olmayan toz durumundaki bazı ilaçların içine konuldukları, nişastadan küçük kap
-
[isim]
Nişastadan yapılan, çok ince kuru yufka
- GÜNDEŞ
-
-
[sıfat]
Aynı günde olan
-
Çağcıl
- "Avusturya edebiyatının en güçlü gündeş yazarlarından biri olan I. Bachmann..." (Selim İleri)
-
Güncel
- "Oğuz Atay'ın her cümlesi özel, dahası gündeş anlamlar taşıyan hikâyesine sığınmıştım." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Aynı günde olan
- GÜLLÜK
-
-
[isim]
Gül bahçesi veya gülü çok olan yer
-
[isim]
Gül bahçesi veya gülü çok olan yer
- GÜDERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
-
[sıfat]
Bu meşinden yapılmış
- "Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
- GÜÇSÜZ
-
-
[sıfat]
Gücü olmayan, âciz
- "Silahlarından birini elinden bırakmış, güçsüz düşmüştür." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Gücü olmayan, âciz
- GÜLNAR
- ...
- GÜTMEK
-
-
[-i]
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
-
[nsz]
Bir düşünceyi, bir duyguyu veya bir ilkeyi gerçekleştirmeye çalışmak
- "Amaç gütmek. Kin gütmek."
-
Bir kimseyi, bir topluluğu kendi düşünce ve amacı doğrultusunda yönetmek, sevk ve idare etmek
-
[-i]
Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
- GÜNLÜK
-
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
-
Üzerinden gün geçmiş veya geçecek
- "On günlük çocuk. Sekiz günlük gezi."
-
Her gün yapılan, her gün yayımlanan, her gün çıkan
- "Günlük gazete."
-
[isim]
Günü gününe tutulan hatıra, günce, muhtıra
-
[isim]
Günü gününe tutulan anı yazısı veya bu yazıları içine alan eser, günce
-
[sıfat]
O günkü, o günle ilgili
- GÜVEZİ
- ...
- GÜNDÜZ
-
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı
-
[zarf]
Gündüz vaktinde
- "Gündüz çalışmalı, gece uyumalı."
-
[isim]
Günün sabahtan akşama kadar süren aydınlık bölümü, gece karşıtı
- GÜNÖTE
-
-
[isim]
Yer yörüngesinin güneşe en uzak bulunduğu nokta, evç
- "Yer, temmuzun başlangıcına doğru günöteye varmış bulunur."
-
[isim]
Yer yörüngesinin güneşe en uzak bulunduğu nokta, evç
- GÜNCEL
-
-
[sıfat]
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
- "Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü (haber, olay vb.), aktüel
- GÜMRÜK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
- "Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
-
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer
- "Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin dalgalarıyla dolu pasaportlar eskitti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
- GÜNISI
-
-
[isim]
Güneş enerjisinden yararlanarak sıcak su elde etmeye yarayan düzenek
-
[isim]
Güneş enerjisinden yararlanarak sıcak su elde etmeye yarayan düzenek
- GÜRLEK
-
-
[isim]
Çağlayan
-
[isim]
Çağlayan
- GÜRLÜK
-
-
[isim]
Gür olma durumu
-
Verimlilik, feyiz
-
[isim]
Gür olma durumu
- GÜVENÇ
-
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- "Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." (Selim İleri)
-
[isim]
Güvenme duygusu, itimat
- GÜVELA
-
-
[isim]
Açık yeşil, maviye çalan göz rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Karabuğday rengindeki esmer simasının üzerinde bir çift duru bakışlı güvela gözleri vardı." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Açık yeşil, maviye çalan göz rengi
- GÜRBÜZ
-
-
[sıfat]
Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş, iri
- "Genç, gürbüz bir köylü çocuğu idi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Sağlam, güçlü ve iyi gelişmiş, iri
- GÜLÜNÇ
-
-
[sıfat]
Alay edilecek durumda olan, güldürücü, tuhaf, komik
- "Yüksek sesle doğruluktan bahsetmeye kalkmak gülünç bir şey olurdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Alay edilecek durumda olan, güldürücü, tuhaf, komik