Başında olan 8 harfli 81 kelime var. Gö ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gö olan kelimeler listesine ya da sonu gö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında gö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖZLEYİŞ

  1. [isim] Gözleme işi veya biçimi

GÖREVSEL

  1. [sıfat] Göreve ilişkin, görevle ilgili

GÖRÜNMEK

  1. [nsz] Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek
    • "Kapıda Eda Hanım göründü ve ona hatır sordu." (Peyami Safa)
  2. İzlenim uyandırmak
    • "Üzgün ve yorgun görünüyordu." (Haldun Taner)
  3. Benzemek, görünüşünde olmak
  4. Azarlamak
    • "Çocuk pek azdı, biraz görünüver."
  5. Gözdağı vermek

GÖZLEMEK

  1. [-i] Bir şeyin olmasını veya bir kimsenin gelmesini beklemek, intizar etmek
  2. Dikkatle bakmak, tarassut etmek
    • "Hava değişikliklerini gözlemek havacılık için önemli bir iştir."
  3. İncelemek, araştırmak
  4. Gizlice bakmak, gözetlemek
  5. Korumak, kollamak

GÖMLEKÇİ

  1. [isim] Gömlek diken veya satan kimse

GÖRÜMLÜK

  1. [isim] Yalnız görülmek için konulan nesne
  2. Nişanlanan kıza, ilk kez görmeye gidildiğinde erkek tarafından takılan veya verilen armağan

GÖMÜTLÜK

  1. [isim] Mezarlık

GÖNENMEK

  1. [nsz] Mutlu, mesut olmak, rahat bir hayat sürmek, sevinç duymak, sevinmek, abat olmak

GÖRDÜRME

  1. [isim] Gördürmek işi veya durumu

GÖNDERGE

  1. [isim] Dış dünyada yer alan, bir göstergenin belirttiği nesne veya varlık

GÖSTERİŞ

  1. [isim] Gösterme işi veya biçimi
    • "Salih de tam bir gösteriş yapmak hevesiyle boşanmış bir yay gibi kalktı ayağa." (Tarık Buğra)
  2. Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak veya kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış, çalım, kurum
    • "Eski hayat baştan başa bir nümayiş ve gösteriş hayatı idi." (Ahmet Haşim)
  3. Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık
    • "Bu yapının hiç gösterişi yok."
  4. Görkem

GÖNLÜNCE

  1. [zarf] Dileğine uygun olarak
    • "Ama, resimli reklam filmleri çizmeye ayrılmış saatlerinden pek azı, ona gönlünce çalışmak için kalıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)

GÖVERMEK

  1. [nsz] Yeşermek
    • "Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür." (Behçet Necatigil)
  2. Morarmak

GÖLGECİL

  1. [sıfat] Gölgede yetişen veya gölgeyi seven

GÖVDESEL

  1. [sıfat] Gövde ile ilgili

GÖSTERME

  1. [isim] Göstermek işi
  2. Teşhir, sergileme

GÖMLEKLİ

  1. [sıfat] Gömleği olan
    • "Siyah saten gömlekli, beyaz yakalı, saf kız çocuğunu hatırlatıyordu." (Peyami Safa)

GÖZLÜKLÜ

  1. [sıfat] Gözlük takmış olan, gözlük kullanan
    • "Posta müvezzilerinden gözlüklü olanı, ta uzaktaki masadan lafa karıştı." (Haldun Taner)

GÖKSOĞAN

  1. [isim] Taze soğan

GÖZCÜLÜK

  1. [isim] Gözcünün işi
    • "Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum, gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti." (Kemal Bilbaşar)
  2. Göz bilimciliği

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü