Başında olan 5 harfli 44 kelime var. Gö ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gö olan kelimeler listesine ya da sonu gö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında gö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GÖBEL

  1. [isim] Kimsesiz, başıboş çocuk
  2. Yaramaz çocuk
  3. Sınırları ayırmak için tarla kenarlarında yapılan toprak tepecikler

GÖYME

  1. [isim] Göymek işi

GÖREV

  1. [isim] Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş
    • "Hâkimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar." (Anayasa)
    • "Umutlu da olsam, umutsuz da olsam, görev bildiğim işi yerine getiririm." (Melih Cevdet Anday)
    • "Cumhurbaşkanının geçici olarak görevinden ayrılması hâllerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder." (Anayasa)
  2. İşlev
  3. Resmî iş, vazife
    • "Cavit Bey, görevi ona verdiği gün, Abdi Bey çok sevinmişti." (Atilla İlhan)
  4. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş
  5. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş
  6. Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi

GÖRÜŞ

  1. [isim] Gözle bir şeyi algılama yetisi
  2. Cezaevi ve hastanede yapılan ziyaret
  3. Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir
  4. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept

GÖÇME

  1. [isim] Göçmek işi

GÖVEL

  1. [sıfat] Yeşil başlı
    • "Gövel ördek indi bizim göllere." (Karacaoğlan)

GÖÇÜM

  1. [isim] Bazı kimyasal maddelerin veya ışık, ısı, elektrik vb. güçlerin etkisiyle protoplazmanın yanaşma veya uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi, taksi

GÖKÇE

  1. [isim] Gök rengi, mavi
  2. [sıfat] Bu renkte olan
  3. [sıfat] Gökle ilgili, semavi
  4. [sıfat] Güzel, hoşa giden
    • "Kutlu Melek, yüzü güneş esmeri, gözü menekşe moru, kumral saçı belikli gökçe gonca artık yoktur." (Tarık Buğra)

GÖLET

  1. [isim] Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl, gölcük, gölek, büvet, büğet
  2. İçinde ham deri ıslatılan taş havuz

GÖBÜT

  1. [isim] Yuvarlak, yassı, içine yumurta vb. malzemeler konan ekmek

GÖYÜK

  1. [sıfat] Yanık, yanmış
  2. [isim] Hastalık ateşi

GÖVEM

  1. [isim] Sığırlara dadanan zar kanatlı bir tür sinek

GÖZER

  1. [isim] Buğday, toprak vb.nin elendiği iri gözlü kalbur

GÖDEŞ

  1. [sıfat] Semiz, etli

GÖMME

  1. [isim] Gömmek işi
  2. Defnetme, tedfin
  3. Mayalı, mayasız, yağlı veya yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi
  4. Güzün veya kışın ekilen ekin
  5. [sıfat] Üzerinde bulunduğu yüzeyin içine gömülmüş olan
    • "Gömme banyo. Gömme dolap."

GÖRME

  1. [isim] Görmek işi, rüyet

GÖZDE

  1. [sıfat] Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey)
    • "Türkü tabii o zamanlar en gözde bir meslek olan ve kızının kabul ettiği 'Kâtibim' türküsü ile biterdi." (Halide Edip Adıvar)
  2. [isim] Önemli bir kimsenin beğendiği kadın

GÖÇÜK

  1. [isim] Çökmüş, kaymış toprak, çöküntü, yıkıntı
  2. Kaya veya cevherin kendi kendine yer altına doğru çökmesi

GÖLGE

  1. [isim] Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
    • "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
    • "... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "O bir gölge gibi kalkıp gittiği zaman farkında olmadım." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Güneş ışınlarından korunacak yer
    • "Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gölge etme, başka ihsan istemem." (Diyojen)
  3. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
    • "Pencereden dışarıya bir gölge çıktı, arkasından seğirttiler." (Aka Gündüz)
  4. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk
  5. Röfle
  6. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan
    • "Gölge başkan. Gölge kabine."
  7. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse
  8. Koruma, kayırma himaye
    • "Onun gölgesi altında yaşıyor."

GÖMEÇ
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü