Başında gerçek olan 20 kelime var. Gerçek ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gerçek olan kelimeler listesine ya da sonu gerçek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında gerçek bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

GERÇEKLEŞEBİLME, GERÇEKLEŞTİRMEK, GERÇEKÜSTÜCÜLÜK

14 Harfli Kelimeler

GERÇEKLEŞTİRME

13 Harfli Kelimeler

GERÇEKÜSTÜLÜK

12 Harfli Kelimeler

GERÇEKLENMEK, GERÇEKLEŞMEK, GERÇEKÜSTÜCÜ

11 Harfli Kelimeler

GERÇEKÇİLİK, GERÇEKLEMEK, GERÇEKLENME, GERÇEKLEŞME

10 Harfli Kelimeler

GERÇEKLEME, GERÇEKÜSTÜ

9 Harfli Kelimeler

GERÇEKLİK, GERÇEKTEN

8 Harfli Kelimeler

GERÇEKÇİ, GERÇEKLİ, GERÇEKTE

6 Harfli Kelimeler

GERÇEK


Kelime bulma makinesi

E E G K R Ç Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

6 Harfli Kelimeler

GERÇEK, GREKÇE

5 Harfli Kelimeler

ÇEKER, ÇERGE, ERKEÇ, GEÇEK, GEÇER, GEREÇ, GEREK

4 Harfli Kelimeler

EREK, ERKE, GEÇE, GREK, KEÇE, KERE

3 Harfli Kelimeler

ÇEK, EGE, EKE, ERG, ERK, GEÇ, KER

2 Harfli Kelimeler

ÇE, EK, ER, GE, KE, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GERÇEKLEŞTİRMEK

  1. [-i] Gerçek duruma getirmek, yapmak, ortaya koymak

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK

  1. [isim] Aklın, geleneklerin, alışkanlıkların denetiminden uzak bilinçaltı gerçeklerini yansıtan yani bilinen gerçekle bağını kesip kendince bir gerçek yaratmak amacını güden edebiyat ve sanat akımı, sürrealizm
    • "Gerçeküstücülük, kendini sürekli olarak irdeleyen ve oluşturan bilincin bir serüveni olarak da görülebilir." (Selâhattin Hilav)

GERÇEKLEŞEBİLME
...
GERÇEKLEŞTİRME

  1. [isim] Gerçekleştirmek işi

GERÇEKÜSTÜLÜK
...
GERÇEKLEŞMEK

  1. [nsz] Gerçek olmak, gerçek durumuna gelmek, meydana gelmek, tahakkuk etmek

GERÇEKÜSTÜCÜ

  1. [isim] Gerçeküstücülükten yana olan kimse, sürrealist
  2. Gerçeküstücülükle ilgili olan görüş, eser vb., sürrealist

GERÇEKLENMEK
...
GERÇEKLEMEK

  1. [-i] Bir şeyin doğruluğunu herhangi bir şeyle ortaya koymak, teyit etmek

GERÇEKLEŞME

  1. [isim] Gerçekleşmek işi, tahakkuk
    • "Kurduğu hülyalar yavaş yavaş gerçekleşmeye yüz tutuyordu." (Osman Cemal Kaygılı)

GERÇEKLENME
...
GERÇEKÇİLİK

  1. [isim] Gerçekçi tutum ve davranış, realizm
  2. Gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalışan sanat çığırı, realizm
    • "Çağımızda gerçekçilik akımlarının güçlenmesi, sinema sanatında da etkisini gösterdi." (Necati Cumalı)
  3. Bilinçten bağımsız bir gerçekliğin var olduğunu benimseyen görüş, realizm

GERÇEKÜSTÜ

  1. [isim] Gerçeği aşan, gerçeğin üstündeki gerçek, sürrealite

GERÇEKLEME

  1. [isim] Gerçeklemek işi, teyit

GERÇEKLİK

  1. [isim] Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, şeniyet, realite

GERÇEKTEN

  1. [zarf] Gerçek olarak, hakikaten, sahi, sahiden, filhakika, filvaki
    • "Hiçbir genç adam, ölümü gerçekten düşünmemiştir." (Nurullah ataç)

GERÇEKÇİ

  1. [sıfat] Gerçeği gören ve ona göre davranan veya gerçeğe uygun olarak yapılan, realist
    • "Halkçı olduğu kadar gerçekçiydi Atatürk." (Sabahattin Eyuboğlu)
  2. Gerçekçilik yanlısı olan, realist
    • "Geçmişi geçmişte bırakıp bugüne bakmak daha gerçekçi bir yaklaşımdır." (Haldun Taner)

GERÇEKTE

  1. [zarf] Aslında, tam anlamıyla, hakikatte
    • "Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka." (Atilla İlhan)

GERÇEKLİ

  1. [sıfat] Gerçeklenmiş, gerçek olduğu anlaşılmış, muhakkak

GERÇEK

  1. [sıfat] Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki
    • "Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur."
  2. [isim] Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat
  3. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici
    • "Gerçek elmas. Gerçek hikâye."
  4. Temel, başlıca, asıl
    • "Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır." (Nurullah ataç)
  5. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan
    • "Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek."
  6. Yapay olmayan
  7. [isim] Gerçeklik, realite
    • "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti." (Halide Edip Adıvar)
  8. [isim] Doğruluk
    • "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." (Burhan Felek)
  9. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü