Başında ga olan 6 harfli 39 kelime var. Ga ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ga olan kelimeler listesine ya da sonu ga ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ga bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GAGALI
-
-
[sıfat]
Gagası olan
-
[isim]
Gagaburun
-
[sıfat]
Gagası olan
- GAMMAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, ara bozucu, fitneci, kovcu (kimse)
-
[sıfat]
Söz getirip götüren, arkadan çekiştiren, ara bozucu, fitneci, kovcu (kimse)
- GARSON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Lokanta, pastane, kahvehane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden kimse
- "Öğle yemeklerinde garson olarak çalışacak, buna karşılık öğle ve akşam yemeklerini lokantadan yiyecekti." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Lokanta, pastane, kahvehane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden kimse
- GAZEBO
- ...
- GAZİNO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yemek yenilen, gösteri izlenen, müzik dinlenen, bazen oyun sergilenen eğlence yeri
- "Gazinonun önündeki büyük tenha yoldan hiçbir ses gelmiyor." (Peyami Safa)
-
Büyük kahvehane ve birahane
-
[isim]
Yemek yenilen, gösteri izlenen, müzik dinlenen, bazen oyun sergilenen eğlence yeri
- GARGAR
-
-
[isim]
Süzgeçli testi
-
[isim]
Süzgeçli testi
- GALYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 31, atom ağırlığı 69,72, yoğunluğu 5,9 olan, 29,8 °C'de eriyen, çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran bir element (simgesi Ga)
-
[isim]
Atom numarası 31, atom ağırlığı 69,72, yoğunluğu 5,9 olan, 29,8 °C'de eriyen, çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran bir element (simgesi Ga)
- GAZEKİ
-
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
- GAZETE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
- "Kahvelerde ikinci bir oyalanma yolu, gazetelerdi." (Necati Cumalı)
-
Bu yayının yönetildiği, hazırlandığı, basıldığı yer
- "Her gün gazeteye uğruyordu."
-
[isim]
Politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayın
- GAMALI
-
-
[sıfat]
Bazı eski dinlerin ve Nazizmin sembolü olan, uçları Yunancanın gama harfi biçiminde kırılmış (haç)
- "Gamalı haç."
-
[sıfat]
Bazı eski dinlerin ve Nazizmin sembolü olan, uçları Yunancanın gama harfi biçiminde kırılmış (haç)
- GAYRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çalışma, çaba, çalışma isteği
- "Arkadaşlarına yardımcı olmak arzu ve gayreti onu acıklı bir duruma düşürüyordu." (Mahmut Yesari)
- "Gayret dayıya düştü; bu işe sen el atmazsan olmayacak."
- "Eh, dedi, elimizden geldiği kadar gayret ederiz." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Azar azar fakat ısrarlı bir gayret göstermeye başladı." (Peyami Safa)
-
Koruma, esirgeme, kayırma duygusu
- "Hemşehrilik gayreti."
-
Kutsal sayılan şeylere yabancıların saldırmasını görmekten doğan dayanamama duygusu
-
[isim]
Çalışma, çaba, çalışma isteği
- GARİBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şaşılacak şey, yadırganacak şey
-
[isim]
Şaşılacak şey, yadırganacak şey
- GAFLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
- GALAGO
- ...
- GAMSIZ
-
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- "Sesi taze, pürüzsüz ve gamsızdı." (Cahit Uçuk)
-
Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz
- "Zavallı anneciğin çok şen, güler yüzlü, gamsız bir kadındı." (Mahmut Yesari)
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- GASSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölü yıkayıcı
-
[isim]
Ölü yıkayıcı
- GARPLI
- ...
- GANALI
- ...
- GALEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengi
- "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
- "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Üstünlük, çokluk
- "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yengi
- GARPÇI
- ...