Başında ga olan 5 harfli 43 kelime var. Ga ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ga olan kelimeler listesine ya da sonu ga ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında ga bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GAYDA
-
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı
- "Her taraftan gayda sesleri kopar, yollar köylülerle dolardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı
- GAŞİY
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendinden geçme, bayılma
-
[isim]
Kendinden geçme, bayılma
- GAVUR
- ...
- GAFUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
-
Çok bağışlayıcı, merhamet eden ve bağışlayan (Tanrı)
- GAVOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tür eski Fransız halk dansı
-
[isim]
Bir tür eski Fransız halk dansı
- GAYUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gayreti olan, gayretli, çok çalışkan
- "O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Gayreti olan, gayretli, çok çalışkan
- GAYRI
-
-
[sıfat]
Başka, diğer
-
[zarf]
Artık, bundan böyle
-
[sıfat]
Başka, diğer
- GALİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kaba ve çirkin, iğrenç
-
[sıfat]
Kaba ve çirkin, iğrenç
- GALOŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- "İşlemeli yün çorapları ve galoşları hâlâ ayağında idi." (Tarık Buğra)
-
Müzelerde, özellikle sağlık kurumlarında özel bölümlere girerken ayakkabı üzerine geçirilen ince ve şeffaf korumalık
-
[isim]
Tabanı tahtadan yapılmış deri ayakkabı
- GAZEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Divan edebiyatında beş ile on beş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi
- "O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Karagözcünün makamlar arası dolaşması, şarkı ve gazel okuması lazımdı." (Samiha Ayverdi)
- "Sonra makinelerin gemiyi sarsan temposuna uyarak yanık bir gazel tuttururdu." (Haldun Taner)
-
Klasik Türk müziğinde belli bir kurala bağlı olmadan bir kişi tarafından sazlardan birinin eşliğinde söylenen, söyleyenin ses gücünü göstermesine de olanak veren müzik eseri
- "Yanımızdaki vagonda bir gazel başladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Divan edebiyatında beş ile on beş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi
- GAFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Aymaz
- "Ben gafil bir kız değilim." (Aka Gündüz)
- "Nasıl sinsice yaklaşmıştı baykuş, düşmanlarını nasıl gafil avlamıştı." (Cemil Meriç)
- "Atatürk bizden ayrılınca öbür sınıflara da girmiş. Fakat onlar bizim gibi önceden hazırlanmadıklarından gafil avlanmışlar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Aymaz
- GABON
- ...
- GAİTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnsan dışkısı
-
[isim]
İnsan dışkısı
- GAİLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
- "Küçücük yaşta büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür." (Ahmet Mithat)
- "Devletin başına sayısız gaileler açmak yolunda hiçbir fırsatı kaçırmadı." (Samiha Ayverdi)
-
Uğraştırıcı, pürüzlü iş, yük
- "Otuz iki senelik bir saltanatın binbir gailesi ve bu en son yıllarda geçirdiği ağır hastalığın tesiri yüzünden o, kendisini çok yorulmuş, yıpranmış, çökmüş hissediyordu." (Nahid Sırrı Örik)
-
İstenmeyen durum, baş belası
-
[isim]
Sıkıntı, dert, keder, üzüntü
- GALON
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Anglosaksonların kullandığı yaklaşık dört buçuk litrelik bir tür ölçü birimi
-
Çoğunlukla akaryakıt vb. sıvı maddeleri taşımada kullanılan, silindir biçiminde, metalden büyük kap
- "Sonunda şarap galonunu başından aşağı boşaltıvermişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Boya sanayisinde kullanılan beş litrelik ambalaj
-
[isim]
Anglosaksonların kullandığı yaklaşık dört buçuk litrelik bir tür ölçü birimi
- GAMBA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
İyi toplanmamış halat veya zincirlerde ortaya çıkan dolaşıklık
-
[isim]
İyi toplanmamış halat veya zincirlerde ortaya çıkan dolaşıklık
- GALİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Bir yarışma, karşılaşma, çatışma vb. sonunda yenen, üstün gelen, başarı kazanan
- "Bunlar galipler tarafından haksızca esir edilmiş vatandaşlardı." (Aka Gündüz)
-
Bir yarışma, karşılaşma, çatışma vb. sonunda yenen, üstün gelen, başarı kazanan
- GARAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık
- "Ben arabayı garaja bırakıp şimdi döneceğim." (Cahit Uçuk)
-
Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer
- "Önce arabayı servis garajına çektik." (Çetin Altan)
-
Toplu taşıma ve nakliye araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer, otogar
-
[isim]
Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık
- GAZLA
-
-
"defol, git!" anlamında kullanılan bir söz
- "Tahtakurularını öldürmek için somyayı gazladı."
-
"defol, git!" anlamında kullanılan bir söz
- GAZLI
-
-
[sıfat]
Gazı olan veya gaz bulaşmış olan
-
[sıfat]
Gazı olan veya gaz bulaşmış olan