Sonunda gı olan 25 kelime var. GI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gı olan kelimeler listesine ya da başında gı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SINDIRGI
POLARGI, SIYIRGI, YADIRGI, YANILGI
ÇALGI, ÇINGI, DALGI, KARGI, KAYGI, KILGI, KIYGI, SALGI, SANGI, SARGI, SAYGI, SIYGI, VARGI, YANGI, YARGI, YAYGI, YAZGI, YILGI
ALGI, GIGI
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SINDIRGI
- ...
- YADIRGI
- ...
- SIYIRGI
-
-
[isim]
Lüle taşı işlemeciliğinde kullanılan bir tür bıçak
-
[isim]
Lüle taşı işlemeciliğinde kullanılan bir tür bıçak
- POLARGI
-
-
[isim]
Polarıcı
-
[isim]
Polarıcı
- YANILGI
-
-
[isim]
Yanılma durumu
- "Eski bakan bir yanılgıya düşmüştü." (Çetin Altan)
-
Yanlış davranış
-
Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç
-
Yanlışı doğru veya doğruyu yanlış sanma, hata
-
[isim]
Yanılma durumu
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- KARGI
-
-
[isim]
Gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax)
-
Dalyanlarda büyük balıklar için kullanılan demir kanca
-
Silah olarak kullanılan, ucu sivri ve demirli uzun mızrak
- "Avlunun ortasında, elinde bir uzun kargı ile saatlerce başı havada, ağzı açık hayran hayran dolaşırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax)
- SALGI
-
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- "Tükürük bir salgıdır."
-
Güneşten dışarı doğru madde fırlaması
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- YAYGI
-
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- "En iyi yer orasıdır, yaygınızı oraya yayın!" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- ÇINGI
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Parça, zerre
-
[isim]
Kıvılcım
- KAYGI
-
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- "Korku ve kaygıyla vücudunu dinledi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- YAZGI
-
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- "Üçüncü dünya ülkelerinin yazgısına daha yakınlık duyuyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- KILGI
-
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, uygulama, tatbik, ameliye, pratik
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, uygulama, tatbik, ameliye, pratik
- DALGI
-
-
[isim]
Gaflet, aymazlık
-
[isim]
Gaflet, aymazlık
- VARGI
-
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır. Bu tasımın ilk önermesine büyük önerme, ikincisine küçük önerme, sonuncusuna da vargı denir."
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- SANGI
-
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
- KIYGI
-
-
[isim]
Haksızlık, gadir
-
Zulüm
-
[isim]
Haksızlık, gadir
- YILGI
-
-
[isim]
Fobi
- "Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." (Selim İleri)
-
[isim]
Fobi
- SAYGI
-
-
[isim]
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
- "İnsanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun demektir." (Yahya Kemal)
- "Oğlunun hocası olduğu için Mesut Çağlayan'a hususi bir saygı besliyordu." (Haldun Taner)
- "Hiç olmazsa yaşına saygı göstermeliydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu
-
[isim]
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
- SARGI
-
-
[isim]
Esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit
-
Bir elektrik makinesinde veya aracında aynı devreyi oluşturan iletkenlerin tümü
-
Vücudun bir bölümünü yerinde veya baskı altında tutmak amacıyla uygun biçimde sarılmış şerit
- "Kendisi ağır bir asker gölgesi, yalnız bir kolu beyaz bir sargı içinde." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit