Sonunda gı olan 5 harfli 18 kelime var. GI ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gı olan kelimeler listesine ya da başında gı olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YAYGI
-
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- "En iyi yer orasıdır, yaygınızı oraya yayın!" (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Yere veya döşeme üzerine serilen örtü
- YILGI
-
-
[isim]
Fobi
- "Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." (Selim İleri)
-
[isim]
Fobi
- SARGI
-
-
[isim]
Esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit
-
Bir elektrik makinesinde veya aracında aynı devreyi oluşturan iletkenlerin tümü
-
Vücudun bir bölümünü yerinde veya baskı altında tutmak amacıyla uygun biçimde sarılmış şerit
- "Kendisi ağır bir asker gölgesi, yalnız bir kolu beyaz bir sargı içinde." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit
- KILGI
-
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, uygulama, tatbik, ameliye, pratik
-
[isim]
Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, uygulama, tatbik, ameliye, pratik
- VARGI
-
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- "Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır. Bu tasımın ilk önermesine büyük önerme, ikincisine küçük önerme, sonuncusuna da vargı denir."
-
[isim]
Verilen bir önermeden çıkarsama yoluyla varılan sonuç
- SANGI
-
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
-
[sıfat]
Sersemleşmiş, şaşkınlaşmış olan, sözü kolayca anlamayan
- ÇALGI
-
-
[isim]
Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
- "Şu evde ne zaman iki tel çalgı çalsak mahalleli söylemediğini bırakmıyor." (Peyami Safa)
-
Çalgı çalma, müzik
- "Sokağın dibinde çalgı sesleri işiterek birkaç adım ilerledi." (Peyami Safa)
-
Müzik topluluğu
- "Çalgı, yerine geçmiş oturmuştu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman
- KIYGI
-
-
[isim]
Haksızlık, gadir
-
Zulüm
-
[isim]
Haksızlık, gadir
- SALGI
-
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- "Tükürük bir salgıdır."
-
Güneşten dışarı doğru madde fırlaması
-
[isim]
Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz
- KAYGI
-
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- "Korku ve kaygıyla vücudunu dinledi." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa
- KARGI
-
-
[isim]
Gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax)
-
Dalyanlarda büyük balıklar için kullanılan demir kanca
-
Silah olarak kullanılan, ucu sivri ve demirli uzun mızrak
- "Avlunun ortasında, elinde bir uzun kargı ile saatlerce başı havada, ağzı açık hayran hayran dolaşırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Gövdesi 5-6 m yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax)
- ÇINGI
-
-
[isim]
Kıvılcım
-
Parça, zerre
-
[isim]
Kıvılcım
- YAZGI
-
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- "Üçüncü dünya ülkelerinin yazgısına daha yakınlık duyuyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, kader, mukadderat, takdiriilahî
- SIYGI
-
-
[isim]
Hacim
- "Sayacağım adlar, vereceğim örnekler birkaç makale sıygısını doldurur, aşar, taşar bile..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Hacim
- DALGI
-
-
[isim]
Gaflet, aymazlık
-
[isim]
Gaflet, aymazlık
- YARGI
-
-
[isim]
Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
-
Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karar, kaza
- "Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır." (Anayasa)
-
[isim]
Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm
- SAYGI
-
-
[isim]
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
- "İnsanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun demektir." (Yahya Kemal)
- "Oğlunun hocası olduğu için Mesut Çağlayan'a hususi bir saygı besliyordu." (Haldun Taner)
- "Hiç olmazsa yaşına saygı göstermeliydi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu
-
[isim]
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram
- YANGI
-
-
[isim]
Vücudun mikroplara karşı koymak için herhangi bir yerine fazla kan hücumu ile orada şişkinlik, kırmızılık, ısı ve ağrı ile beliren irin toplaması, iltihap
- "Dolama bir yangıdır."
-
[isim]
Vücudun mikroplara karşı koymak için herhangi bir yerine fazla kan hücumu ile orada şişkinlik, kırmızılık, ısı ve ağrı ile beliren irin toplaması, iltihap