Başında fera olan 30 kelime var. Fera ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde fera olan kelimeler listesine ya da sonu fera ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında fera bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
FERAHLAYIVERMEK
FERAHLANDIRMAK, FERAHLAYIVERME, FERAHNAKAŞİRAN
FERAHLANDIRMA, FERASETSİZLİK
FERAHLANMAK, FERAHLATICI, FERAHLATMAK
FERAHLAMAK, FERAHLANMA, FERAHLATMA, FERASETSİZ
FERACELİK, FERACESİZ, FERAGATLİ, FERAHFEZA, FERAHLAMA, FERAHNÜMA, FERASETLİ
FERACELİ, FERAHLIK, FERAHNAK
FERAGAT, FERAHLI, FERASET
FERACE, FERAHİ
FERAĞ, FERAH
A E F R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
FARE
3 Harfli Kelimeler
FAR, FER, RAF
2 Harfli Kelimeler
AF, AR, ER, FA, FE, RA, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FERAHLAYIVERMEK
- ...
- FERAHLANDIRMAK
-
-
[-i]
Ferahlaması sağlanmak
-
[-i]
Ferahlaması sağlanmak
- FERAHLAYIVERME
- ...
- FERAHNAKAŞİRAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- FERAHLANDIRMA
-
-
[isim]
Ferahlandırmak işi veya durumu
-
[isim]
Ferahlandırmak işi veya durumu
- FERASETSİZLİK
-
-
[isim]
Ferasetsiz olma durumu
-
[isim]
Ferasetsiz olma durumu
- FERAHLATMAK
-
-
[-i]
Ferah duruma getirmek, rahatlatmak
-
[-i]
Ferah duruma getirmek, rahatlatmak
- FERAHLATICI
-
-
[sıfat]
Ferahlık veren, ferahlık sağlayan
- "Bir muhatap bulup içini dökmenin de ayrı bir tesellisi, ferahlatıcı bir tarafı vardı." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Ferahlık veren, ferahlık sağlayan
- FERAHLANMAK
-
-
[nsz]
Rahatlamak, üzüntü veya sıkıntısı kalmamak, açılmak, genişlemek
- "Genç bir meltemle ferahlanan güneşli rıhtım kenarlarını aştık." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Rahatlamak, üzüntü veya sıkıntısı kalmamak, açılmak, genişlemek
- FERAHLAMAK
-
-
Genişlemek, açılmak
-
Serinlemek
-
İç açıcı duruma gelmek
- "Ortadaki masa kaldırılınca oda ferahladı."
-
Sıkıntısı, tasası dağılmak
- "Geçer hepsi geçer elbet / Daralmış gönüller ferahlar." (Behçet Necatigil)
-
Genişlemek, açılmak
- FERAHLANMA
-
-
[isim]
Ferahlanmak işi veya durumu
-
[isim]
Ferahlanmak işi veya durumu
- FERASETSİZ
-
-
[sıfat]
Anlayışsız
-
[sıfat]
Anlayışsız
- FERAHLATMA
-
-
[isim]
Ferahlatmak işi
-
[isim]
Ferahlatmak işi
- FERAHNÜMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde bir makam
- FERASETLİ
-
-
[sıfat]
Anlayışlı
- "Çok ferasetli valimiz de buna benzer öğütlerde bulunmuştur." (Kemal Bilbaşar)
-
[sıfat]
Anlayışlı
- FERACESİZ
-
-
[sıfat]
Ferace giymemiş olan
-
[sıfat]
Ferace giymemiş olan
- FERAHLAMA
-
-
[isim]
Ferah duruma gelme
-
[isim]
Ferah duruma gelme
- FERACELİK
-
-
Ferace yapmaya elverişli (kumaş)
-
Ferace yapmaya elverişli (kumaş)
- FERAGATLİ
-
-
[sıfat]
Vazgeçebilen, özveride bulunabilen, özveri gösterebilen
-
[sıfat]
Vazgeçebilen, özveride bulunabilen, özveri gösterebilen
- FERAHFEZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde, yegâh perdesinde karar kılan makamlardan biri
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde, yegâh perdesinde karar kılan makamlardan biri