Sonunda f olan 4 harfli 25 kelime var. F harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde f harfi olan kelimeler listesine ya da başında f harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap alfabesinin ilk harfinin adı
- "Bir şişe görürsün, üstünde 'ilaç' yazar. Benim gibi elifi mertek sanan takımdansan şurup sanır içersin, zehirlenir ölürsün." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Arap alfabesinin ilk harfinin adı
- ARAF
- ...
- AFİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İffetli (erkek)
- "Arzu ettiğim gibi afif, saf bulduğum bu adama hürmet eder, onu böyle severdim." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
İffetli (erkek)
- HARF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
- "Türk alfabesinde yirmi dokuz harf vardır."
-
[isim]
Dildeki bir sesi gösteren ve alfabeyi oluşturan işaretlerden her biri
- GOLF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyun
-
[isim]
Çimenlerle kaplı, açık, geniş bir alanda, ufak bir topu özel sopalarla ilerleterek belli bir deliğe sokma amaçlı oynanan oyun
- LENF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
-
[isim]
Damarlarda dolaşan kanla, doku ögeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı, ak kan, lenfa
- SKİF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı
-
[isim]
İçine yalnız kürek çekenin girebildiği çok uzun ve çok dar yarış kayığı
- ARİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
- "Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Çok anlayışlı ve sezgili (kimse), varışlı
- MUAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağışlanmış, affedilmiş
- "Askerlikten muaf tutuldu."
-
Ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış
-
Özgür, serbest
-
[sıfat]
Bağışlanmış, affedilmiş
- ZARF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kap, kılıf, sarma
-
İçine mektup veya başka kâğıtlar konulan kâğıttan kese
- "Bir sabah kahvaltımı yaparken bana gösterişli bir zarf getirdiler." (Ahmet Haşim)
-
İçine fincan veya bardak oturtulan metal kap
- "Kenarları ezik bir çift altın kahve fincanı zarfını elinde evirir çevirirdi." (Reşat Enis)
-
Bir fiilin, bir sıfatın veya bir zarfın anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen kelime, belirteç: Az yaşamıştı. Geç kalınca utandı gibi
-
[isim]
Kap, kılıf, sarma
- BLÖF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı
- "Pokerde blöf yakalama meraklısı idi." (Tarık Buğra)
- "Komplo tertip edenlerin, meclise ve efkârıumumiyeye karşı, ordu ile yapmak istedikleri blöf meydana çıkarıldı." (Atatürk)
-
Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı
- "Bu, bana bir blöften ziyade bir şantaj gibi görünüyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı
- NAİF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kendi kendisini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı
-
[sıfat]
Saf, deneyimsiz
-
[isim]
Kendi kendisini yetiştirmiş, doğal bir plastik sanat yeteneğine sahip sanatçılar tarafından yaratılan resim sanatı
- SARF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme
- "Kocalar sabahtan akşama çalışıyor fakat kendilerine beş para sarf edemiyorlar." (Halide Edip Adıvar)
-
Dil bilgisi, yapı bilgisi
- "Ağır sözler sarf etti."
-
[isim]
Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme
- VALF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Vana
-
[isim]
Vana
- ŞELF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan, 200 m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri
-
[isim]
Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan, 200 m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri
- SIRF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yalnızca
- "Sırf vazife diye yaptığım bu ufak tefek hizmetler boşa gitti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Tümüyle, bütün olarak, büsbütün
- "Kâhinliğimin sırf bir tesadüfe dayandığı oy birliği ile kabul edildi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Yalnızca
- SÖRF
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Özel kayma aracı ve yelkenlisi ile denizde yapılan bir tür spor
-
[isim]
Özel kayma aracı ve yelkenlisi ile denizde yapılan bir tür spor
- ZAAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Düşkünlük, eksiklik, yetersizlik, zayıflık, dayanamama
- "Kendisine zaafımdan ziyade metanetimi gösterdiğim kadın içeriye girdi." (Peyami Safa)
- "Öteki, bütün bunları bir zaaf sayarak bu sefer ondan borç almış, ödememiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İrade zayıflığı
- "Her Havva kızı gibi övünmek onun da zaafıdır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Düşkünlük, eksiklik, yetersizlik, zayıflık, dayanamama
- ANİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sert, kaba
- "Bu haşin, anut, katil mazinin anif tahakkümü yalnız Türklere, yalnız Türkiye'ye mahsus değildi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Sert, kaba bir biçimde
- "Lakin babam şiddetli ve anif hareket ediyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sert, kaba
- NEMF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Böceklerin kurtçuk durumdan yetişkin duruma geçerken aldıkları özel biçim
-
[isim]
Böceklerin kurtçuk durumdan yetişkin duruma geçerken aldıkları özel biçim