Başında eğ olan 6 harfli 15 kelime var. Eğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eğ olan kelimeler listesine ya da sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında eğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EĞRİLİ
-
-
[sıfat]
Eğrisi olan
-
[sıfat]
Eğrisi olan
- EĞİRME
-
-
[isim]
Eğirmek işi
-
[isim]
Eğirmek işi
- EĞİNTİ
-
-
[isim]
Eğelenen bir şeyden dökülen ince toz
- "Demir eğintisi."
-
[isim]
Eğelenen bir şeyden dökülen ince toz
- EĞLEME
-
-
[isim]
Eğlemek işi
-
[isim]
Eğlemek işi
- EĞİLİŞ
-
-
[isim]
Eğilme işi veya biçimi
- "Soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eğilme işi veya biçimi
- EĞİTİM
-
-
[isim]
Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi
- "Mezun olduktan sonra yüksek eğitim için Lyon'a gönderilir." (Haldun Taner)
-
Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme, terbiye
- "Eğitim, bizim istediğimiz kalıplara göre adam yetiştirmek değildir." (Haldun Taner)
-
Eğitim bilimi
-
[isim]
Belli bir bilim dalı veya sanat kolunda yetiştirme, geliştirme ve eğitme işi
- EĞİMLİ
-
-
[sıfat]
Eğimi olan
-
Bir şeyi yapmaya içten yönelmiş, meyyal
-
[sıfat]
Eğimi olan
- EĞİLME
-
-
[isim]
Eğilmek işi
- "İstese bile kendisini veremiyor, belirsiz bir tiksinti o yöne eğilmesini engelliyordu." (Atilla İlhan)
-
Bir doğrunun, bir başka doğruya veya düzleme göre eğik olması
-
Yerin manyetik alanında bulunan serbest mıknatıslı bir iğnenin doğrultusu ile yatay düzlem arasındaki açı
-
[isim]
Eğilmek işi
- EĞİNME
-
-
[isim]
Eğinmek durumu
-
[isim]
Eğinmek durumu
- EĞİTME
-
-
[isim]
Eğitmek işi, terbiye etme
-
[isim]
Eğitmek işi, terbiye etme
- EĞİNİK
-
-
[sıfat]
Eğilmiş olan, eğik
-
Bir şeyi sevmiş, istemiş veya yapmaya içten yönelmiş olan
-
[sıfat]
Eğilmiş olan, eğik
- EĞİTİŞ
- ...
- EĞRETİ
-
-
[sıfat]
Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat
- "O gün için oraya eğreti olarak getirilmişe benziyordu." (Atilla İlhan)
-
Takma
- "Eğreti diş. Eğreti bacak."
-
Belli belirsiz
-
Uyumsuz, yakışmamış
-
[zarf]
İyi yerleşmemiş, yerini bulmamış bir biçimde
- "Ayakları karada ama eğreti duruyorlar rıhtım taşları üzerinde." (Zeyyat Selimoğlu)
-
[zarf]
Üstünkörü, ciddiye almadan
- "Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat
- EĞİLİM
-
-
[isim]
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- "İnsanoğlunun, yaradılıştan medeniliğe eğilimi vardır." (Nurullah ataç)
-
Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri
-
[isim]
Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- EĞRİCE
-
-
[sıfat]
Az eğri olan
-
[sıfat]
Az eğri olan