Başında eğ olan 4 harfli 11 kelime var. Eğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eğ olan kelimeler listesine ya da sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında eğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EĞME
-
-
[isim]
Eğmek işi
-
[isim]
Eğmek işi
- EĞİR
-
-
[isim]
Arıların çıkardığı bir tür salgı
-
[isim]
Arıların çıkardığı bir tür salgı
- EĞİŞ
-
-
[isim]
Eğme işi veya biçimi
-
[isim]
Eğme işi veya biçimi
- EĞİM
-
-
[isim]
Eğilmiş olma durumu
-
Bir yüzeyin yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik, meyil
- "Yamacın eğimi."
-
[isim]
Eğilmiş olma durumu
- EĞİK
-
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
-
Eğilmiş olan, dik veya düz olmayan
-
Bükülmüş
- "Başı yine yere eğik, sol kolu yine kalçasındaydı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Dik veya paralel olmayan doğru
-
[sıfat]
Yatay bir çizgi veya düzlemle açı oluşturacak biçimde olan, yalman, mail, şev
- EĞSİ
-
-
[isim]
Ucu yanmış odun, köseği
-
[isim]
Ucu yanmış odun, köseği
- EĞİL
- ...
- EĞİN
-
-
[isim]
Arka, sırt
-
Beden, vücut
- "Büyüdüm çabuk / Entarim eğnime dar." (Behçet Necatigil)
-
Boy bos, endam
-
[isim]
Arka, sırt
- EĞER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen kelime, şayet
- "O zaman inandığım gibi / Sahiden bir öbür dünya varsa eğer." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
[bağlaç]
Şart anlamını güçlendirmek için şartlı cümlelerin başına getirilen kelime, şayet
- EĞİÇ
-
-
[isim]
Yemiş koparırken dalları çekmeye veya kovandan bal almaya yarayan araç
-
[isim]
Yemiş koparırken dalları çekmeye veya kovandan bal almaya yarayan araç
- EĞRİ
-
-
[sıfat]
Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı
- "Eğri bir yol."
-
Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves
- "Eğri kılıç."
-
Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail
- "Eğri bir masa."
-
[zarf]
Yanlış bir biçimde
- "Gazetecilik bu oğlum, eğri, doğru yazılıp çıkmalı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi
- "Sıcaklık eğrisi. Hava nemi eğrisi."
-
[isim]
Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey
-
[sıfat]
Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı