Sonunda etmek olan 9 harfli 131 kelime var. ETMEK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde etmek olan kelimeler listesine ya da başında etmek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
ETMEK, TEKME, TEMEK
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, EMET, ETEK, ETME, KEME, KETE, MEKE, TEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM, KET, MET, TEK, TEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, ET, KE, ME, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LAĞVETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir kuruluşu kaldırmak, işleyişine son vermek
-
Hükümsüz kılmak, feshetmek, dağıtmak
-
[-i]
Bir kuruluşu kaldırmak, işleyişine son vermek
- RESMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir şeyin resmini çizmek
-
İz yapmak, işlemek, nakşetmek
-
[-i]
Bir şeyin resmini çizmek
- NAKŞETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Süslemek, bezemek, nakış yapmak
-
Kalıcı ve etkili olmasını sağlamak
- "Yüzünü hayalime nakşetmek için kalbimin bütün kuvvetiyle bakıyordum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-i]
Süslemek, bezemek, nakış yapmak
- KAHRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Ezmek, perişan etmek
-
Çok üzmek
- "Kendini de dostlarını da kahredeceksin, öyle mi?" (Cemil Meriç)
-
[nsz]
Kendine dert etmek, içlenmek, çok üzülmek
-
[-e]
İlenmek, beddua etmek
-
[-i]
Ezmek, perişan etmek
- DİNLETMEK
-
-
[-i]
Dinlemesini sağlamak, söz geçirmek
- "Terli terli su içme diye o kadar söyledim, dinletemedim." (Çetin Altan)
-
[-i]
Dinlemesini sağlamak, söz geçirmek
- ZAMMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Katmak
-
[-i]
Katmak
- NAKZETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bozmak
- "Yemini nakzetmek."
-
Yargıtay, bir mahkemenin yargısını yerinde veya yolunda bulmayarak geri çevirmek
-
[-i]
Bozmak
- FASLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Ayırmak, bölmek
-
Çözmek, sonuçlandırmak
-
[-i]
Ayırmak, bölmek
- HAPSETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Bir suçluyu hapishaneye koymak
-
Bir yere kapatıp salıvermemek
- "Kediyi odaya hapsetti."
-
Engellemek, sınırlamak
-
[-de]
Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak
- "Gelirim diye beni akşama kadar burada hapsetti."
-
[-i]
Bir suçluyu hapishaneye koymak
- HİCVETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Alay yoluyla yermek
- "İkimizin de birbirimizi istemeyerek hicvettiğimize aldırmadan bekledim." (Peyami Safa)
-
[-i]
Alay yoluyla yermek
- HAZFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
- NAZMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Nazım biçimine sokmak, nazım olarak düzenlemek
- "Şair doğmuş olanlar bile nazmetmek kabiliyetini yavaş yavaş edinirler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-i]
Nazım biçimine sokmak, nazım olarak düzenlemek
- GÖZLETMEK
-
-
[-i]
Gözleme işini yaptırmak
-
[-i]
Gözleme işini yaptırmak
- GÜRLETMEK
- ...
- ÇİĞNETMEK
-
-
[-i]
Çiğneme işini yaptırmak
-
[-i]
Çiğneme işini yaptırmak
- TELLETMEK
- ...
- KASTETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Amaçlamak, amaç olarak almak
- "... ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Demek istemek
-
[-e]
Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek
- "İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler." (Atatürk)
-
[-i]
Amaçlamak, amaç olarak almak
- BAHŞETMEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[-i]
Karşılıksız olarak vermek, bağışlamak, sunmak
- "Geçmiş zamanların bize bahşettiği daha mükemmel bolluğu hatırlayacaktık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[-i]
Karşılıksız olarak vermek, bağışlamak, sunmak
- BENZETMEK
-
-
[-i]
Benzer duruma getirmek
- "İki şeyi birbirine benzetmek."
-
Bir şeyde başka şeye benzeyen yönler bulmak
- "Onu ceylana benzetiyorum." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Kötü bir duruma getirmek, bozmak
- "Çocuk, oyuncağını benzetti."
-
[-i]
Dövmek
- "Ali'yi kavgada iyice benzetmişler."
-
[-i]
Benzer duruma getirmek
- CELBETMEK
-
-
[-i]
Kendine çekmek
-
Getirmek
-
[-i]
Kendine çekmek