Sonunda etli olan 8 harfli 44 kelime var. ETLİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde etli olan kelimeler listesine ya da başında etli olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L T İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ELİT, ELTİ, ETİL, ETLİ, LİET
3 Harfli Kelimeler
ETİ, İLE, TEL
2 Harfli Kelimeler
EL, ET, İL, İT, LE, TE, Tİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANŞETLİ
- ...
- SAADETLİ
-
-
[sıfat]
Mutlu
-
[isim]
Osmanlı döneminde korgeneral ile albay arasındaki rütbeli subaylara ve bu derecedeki vezirlere verilen unvan
-
[sıfat]
Mutlu
- HİKMETLİ
-
-
[sıfat]
Bilgece olan
- "Hikmetli sözler."
-
[sıfat]
Bilgece olan
- KÜLFETLİ
-
-
[sıfat]
Sıkıcı, zor, yorucu, özen isteyen
-
Büyük masraf gerektiren
- "Gece sokağa çıkmaktan korktuğum için değil, bizim tarafta sokağa çıkmak külfetli oluyor da ondan." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Sıkıcı, zor, yorucu, özen isteyen
- KIYMETLİ
-
-
[sıfat]
Değerli
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Değerli
- ZAHMETLİ
-
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç
- "Hepsinde, zahmetli bir oyundan henüz çıkmış mektep çocuklarının sevinçli yorgunluğu vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Sıkıntı veren
- "Sıcaktan, zahmetli yollarda yürümekten yorulmuştu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[sıfat]
Zahmetle yapılan, yorucu, sıkıntılı, eziyetli, güç
- KUVVETLİ
-
-
[sıfat]
Gücü çok olan, zorlu, şiddetli
- "Güneşin en yüksek, rüzgârın en kuvvetli olduğu an kavga azıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Sağlam, dayanıklı olan
- "Beyaz şayaklar giymiş, kuvvetli gürbüz yüzü, ensesi güneşten yanmış sporcu." (Ömer Seyfettin)
-
Görevini iyi yapan, keskin
- "Kuvvetli gözleri var."
-
Çok etkileyici
- "En kuvvetli inatlar ve zulmetler bile artık mukavemet edemiyor." (Ömer Seyfettin)
-
Saygın, nüfuzlu
-
Üstün
-
Etkili
- "İkinci gün sıtmadan şüphelendik, kuvvetli dozda kinin verdik." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gücü çok olan, zorlu, şiddetli
- KISMETLİ
-
-
[sıfat]
Kısmeti iyi olan, talihli
-
[sıfat]
Kısmeti iyi olan, talihli
- RAHMETLİ
-
-
[sıfat]
"Tanrı'nın rahmetine kavuşmuş, yarlıganmış" anlamlarında ölmüş kimseleri saygıyla anmak için ad veya unvanlarının başına getirilen bir söz
- "Hocamız rahmetli Muhsin Bey, bunu sınıfta okurken gözleri yaşarırdı." (Haldun Taner)
-
Ölmüş, merhum
- "Rahmetli, insanların en iyilerinden biriydi." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
"Tanrı'nın rahmetine kavuşmuş, yarlıganmış" anlamlarında ölmüş kimseleri saygıyla anmak için ad veya unvanlarının başına getirilen bir söz
- AZAMETLİ
-
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
-
Gururlu
-
Görkemli, heybetli
-
Debdebeli
-
Çalımlı, kurumlu
- "Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Ulu, çok büyük
- ZİMMETLİ
-
-
[sıfat]
Zimmet edilmiş
-
[sıfat]
Zimmet edilmiş
- HÜRMETLİ
-
-
[sıfat]
Saygılı
-
Oldukça büyük, okkalı
- "Direk gibi bir boynu, hürmetli bir göğsü vardı." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Saygılı
- TIYNETLİ
-
-
[sıfat]
İyi huylu
-
[sıfat]
İyi huylu
- HAŞMETLİ
-
-
[sıfat]
Görkemli
- "Engin Hint ormanlarının haşmetli sessizliği beni takip ediyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Hükümdarlara verilen unvan
-
[sıfat]
Görkemli
- KASVETLİ
-
-
[sıfat]
İç sıkıcı, sıkıntılı
- "Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
İç sıkıcı, sıkıntılı
- HASRETLİ
-
-
[sıfat]
Hasreti olan, özlemli
- "İstanbul'un binlerce yüreği böyle bir inmenin hasretlisiydi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Hasreti olan, özlemli
- ŞERBETLİ
-
-
[sıfat]
Şerbeti olan, şerbet katılmış olan
-
Yılan vb. hayvanların sokmasından zarar görmeyen
- "Anlaşılan sen yılana şerbetli imişsin galiba!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
Kötü davranmayı, kötü işler yapmayı huy edinmiş olan
- "Yalana şerbetli."
-
Kendisine kötü davranılmasına alışmış olan
- "Gülsüm, dayak ve hakarete ezelden şerbetliydi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Şerbeti olan, şerbet katılmış olan
- MİHNETLİ
-
-
[sıfat]
Sıkıntılı, eziyetli
-
Sıkıntı, eziyet çeken (kimse)
-
[sıfat]
Sıkıntılı, eziyetli
- ŞİDDETLİ
-
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- "Bir aralık rahmetli babam şiddetli bir romatizmaya tutulmuştu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Hızlı
- "Şiddetli yağmurun damlaları camı dövüyordu." (Reşat Enis)
-
Aşırı
- "Şiddetli geçimsizlik."
-
[sıfat]
Etkisi çok olan, zorlu
- ŞEVKETLİ
-
-
[sıfat]
"Büyüklük, güç sahibi" anlamında padişahlara verilen bir san
-
[sıfat]
"Büyüklük, güç sahibi" anlamında padişahlara verilen bir san