Sonunda et olan 8 harfli 78 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FERDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bireysellik
-
[isim]
Bireysellik
- KAMYONET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yük taşıyan küçük kamyon, pikap
-
[isim]
Yük taşıyan küçük kamyon, pikap
- SUİNİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kötü niyet
-
[isim]
Kötü niyet
- BİSİKLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tekerlekleri pedal aracılığıyla ayakla döndürülen binek aracı, çiftteker
- "Bisikletini, o her tarafı pırıl pırıl nikelajlı bisikletini alıp almamayı düşündü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tekerlekleri pedal aracılığıyla ayakla döndürülen binek aracı, çiftteker
- PEKSİMET
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Pişirildikten sonra dilimler hâlinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek
- "Yanımızda, ne olur ne olmaz diye alınmış yarım çuval peksimet vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Pişirildikten sonra dilimler hâlinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek
- İSKERLET
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dikenli salyangoz
-
[isim]
Dikenli salyangoz
- İLELEBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sonsuza değin, sürgit
- "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." (Atatürk)
-
[zarf]
Sonsuza değin, sürgit
- TEBAİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kanun, buyruk vb.ne uyma
-
Devlete veya güçlü kişiye bağlanma
-
[isim]
Kanun, buyruk vb.ne uyma
- MUAFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayrı tutulma, kendisine uygulanmama, bağışıklık
-
Bağışıklık
-
[isim]
Ayrı tutulma, kendisine uygulanmama, bağışıklık
- HÜRRİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özgürlük
- "Kadınlara erkeklerden ziyade hürriyet verilmesi taraftarıyım!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Özgürlük
- RESMİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmîlik
- "Vecihe, aynı soğuk resmiyetle kısa cevaplar verdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Resmîlik
- KEYFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nitelik
- "Cenap Şehabeddin Bey şiiri nazımdan ayrı bir keyfiyet telakki ediyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Durum
- "Böyle bir keyfiyet vukuunda, akıbetiniz mutlaka ölüm olacaktır." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Nitelik
- KUTSİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kutsallık
-
[isim]
Kutsallık
- NÜBÜVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Peygamberlik
-
[isim]
Peygamberlik
- FÜTÜVVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı
-
[isim]
Dinî ve mesleki birlik, esnaf teşkilatı
- MUAVENET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardım
- "Muavenetine ne kadar muhtacım, vicdan azabından nasıl perişanım, görmüyor musun?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yardım
- PODÖSÜET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yumuşak, yüzü ince havlı bir tür deri, süet
- "Potinlerim, altı rugan, üstü podösüet, yandan düğmeli olacak." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
- "Podösüet ayakkabı."
-
[isim]
Yumuşak, yüzü ince havlı bir tür deri, süet
- ZEBERCET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit
-
[isim]
Sarı renkte ve cam parlaklığında, doğal demir ve magnezyum silikat, krizolit
- MUKAYYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağlı olan, bağlanmış
- "İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız." (Refik Halit Karay)
-
Bir şart veya kayıtla bağlı olan
-
Yazılmış, yazılı, kayıtlı
-
[sıfat]
Bağlı olan, bağlanmış
- ZIDDİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşıtlık
- "Sasanlılarla İran'ın Üsküdar'a kadar gelişi ve Filistin'e kadar yürüyüşü bu zıddiyetin son haddini gösterir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Sevişmezlik, geçimsizlik, çekemezlik
-
[isim]
Karşıtlık