Sonunda et olan 7 harfli 174 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UZVİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Organizma
- "Dil yaşayan bir uzviyettir." (Burhan Felek)
-
[isim]
Organizma
- İSKELET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih
-
Yumuşak bölümleri dökülmüş, ölü bir vücudun kemiklerinin bütünü
-
Bir şeyi oluşturan temel çatı
- "Yanımızdaki genç, yolun ötesinde bir bina iskeleti gösterdi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir eserin genel planı
- "Bir romanın iskeleti."
-
[sıfat]
Çok zayıf
-
[sıfat]
Kuru, çıplak
- "Yürüdük, yürüdük, yaprakları düşmüş iskelet bir ormanın içine geldik." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı, teşrih
- İLLİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nedensellik
-
[isim]
Nedensellik
- MARİFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ustalık, hüner, uzmanlık
- "Meğer ne marifetleri varmış o gösterişsiz saatin!" (Haldun Taner)
-
Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış
- "Yaptığın marifeti beğendin mi?"
-
Bilim, bilgi
-
Aracı, ikinci el
-
[isim]
Ustalık, hüner, uzmanlık
- DİRAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zekâ
-
[isim]
Zekâ
- NİYABET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Naiplik
-
[isim]
Naiplik
- AYNİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aynılık
-
[isim]
Aynılık
- MUTEMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli
-
Kendisine inanılıp güvenilen kimse
-
[isim]
Dairelerde, iş yerlerinde bazı para işlerine bakan görevli
- ZİYARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- "Haftada iki gece ziyaretine giderdik." (Halit Fahri Ozansoy)
- "Eli rehberli Amerikan turistleri gibi, geldikleri şehrin önce tarihî anıtlarını ziyaret ederler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
- VİZONET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Taklit vizon
- "Parmağında zümrüt yüzüğü, üstünde vizonet kürküyle otururken kimselere, hiçbir yere değmemeye çalışan bir iş adamı karısı." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Taklit vizon
- VESAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vasilik
- "Vesayet ve himaye altına giren bir devlet istiklalini yitirir." (Haldun Taner)
-
[isim]
Vasilik
- SEFALET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
- "İnsan onu bir gördü mü evlerin, sokakların sefaletini unutur giderdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- MERARET
- ...
- VERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalıtım
-
Mirasta hak sahibi olma
- "Hatta türedi ortaklar da çıkacak, veraset bile düzülecek, soy sop iddialarına girilecekti." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Kalıtım
- NEKAHET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- "His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
- VEKALET
- ...
- KUİNTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Beşli, kentet
- "Ses kuinteti. Yaylı sazlar kuinteti."
-
[isim]
Beşli, kentet
- VARİYET
-
-
[isim]
Varlık, zenginlik
-
[isim]
Varlık, zenginlik
- RİYAZET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nefsin isteklerini kırma
- "Karargâhta âdeta bir manastır hayatının riyazeti içinde yaşıyorduk." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Nefsin isteklerini kırma