Sonunda et olan 7 harfli 174 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

VEZARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vezirlik

SEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Elçilik, sefarethane
    • "Bu ismi bana İranlı bir sefaret kâtibi buldu." (Refik Halit Karay)

ŞENİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçeklik

NEZAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Temizlik, paklık

VİZONET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Taklit vizon
    • "Parmağında zümrüt yüzüğü, üstünde vizonet kürküyle otururken kimselere, hiçbir yere değmemeye çalışan bir iş adamı karısı." (Tomris Uyar)

EHLİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sürücü belgesi
  2. Ustalık, uzluk
    • "Üstat, ehliyetin son olgunluk merhalesini ifade ettiğinden yaş, baş ve sakal mefhumlarını da ihtiva ederdi." (Ahmet Haşim)

CEMİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dernek
    • "Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var." (Etem İzzet Benice)
  2. Düğün
    • "Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti." (Sermet Muhtar Alus)
  3. Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk
    • "Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim." (Ömer Seyfettin)
  4. Yüksek sosyete
  5. Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme
  6. Toplum

KESAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çokluk, sıklık
  2. Yoğunluk
    • "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Saydam olmama durumu, bulanıklık

VİLAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İl
    • "İki haftadan beri komşu vilayetleri kasıp kavuran dayanılmaz sıcaklar burada..." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Valilik

SUHULET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kolaylık
  2. Yumuşaklık, naziklik
  3. Uygun ortam

HAKARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onur kırma, onura dokunma
    • "Bana hakaret ettiği için davacıyım, efendim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor." (Aka Gündüz)
  2. Küçültücü söz veya davranış

KATİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kesinlik

REHAVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücutta görülen gevşeklik, ağırlık, tembellik
    • "Bayıltıcı bir rehavet hissediyordu, uykuya çok ihtiyacı vardı ve uyudu." (Peyami Safa)

NİHAYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son
    • "Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım." (Ömer Seyfettin)
    • "Tekaüt olduktan sonra doktorlara inat, oburluğa, nargileye bir nihayet vermemişti." (Ömer Seyfettin)
  2. [zarf] (ni'ha:yet) Sonunda
    • "Uzun bir münakaşadan sonra nihayet işi şakaya dökmek zorunda kaldı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bu komediye nihayet vermek, buraya bir daha gelmemek üzere çıkıp gitmek isterdim." (Halide Edip Adıvar)
  3. [zarf] -den başka bir şey değil
    • "Ama bu, nihayet bir nüktedir." (Yusuf Ziya Ortaç)

BESALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yiğitlik, yararlılık

EMNİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güvenlik
    • "Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Hele emniyet ettiğim birkaç uyanık arkadaşla bulunduğum zaman bülbül gibi ötüyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Arkadaşının emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi." (Mahmut Yesari)
  2. Güven, inanma, itimat
    • "Paris'teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Polis işleri
  4. Güvenlik işlerinin yürütüldüğü yer
    • "Emniyet müdürlüğü."
  5. Bir araçta güven sağlayıcı parça

TROMPET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgı

İLLİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nedensellik

SİYASET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Politika
    • "Siyaset alanında ismi zaman zaman çok geçen bir simadır." (Halide Edip Adıvar)
  2. Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış

NEKAHET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hastalık sonrası, sağlıklı duruma geçme dönemi
    • "His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı." (Yahya Kemal Beyatlı)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü