Sonunda et olan 7 harfli 174 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEHALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sığınma, korunma

KEFARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir günahı Tanrı'ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç
    • "Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir." (Haldun Taner)
  2. Diyet
    • "Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor." (Aka Gündüz)

TİLAVET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kur'an'ı güzel ve yüksek sesle, usulünce okuma
    • "Hafız Hanım'ın Kur'an tilaveti de tövbe tövbe Ya Rabbi, dikkatimi dağıtmıyor değil ha!" (Atilla İlhan)

KERAHET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İğrenme, tiksinme

SEFALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yoksulluk, yoksulluk sıkıntısı
    • "İnsan onu bir gördü mü evlerin, sokakların sefaletini unutur giderdi." (Tarık Buğra)

HEZİMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yenilgi

HAKARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Onur kırma, onura dokunma
    • "Bana hakaret ettiği için davacıyım, efendim." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hakkı da var, tecavüze uğramayan, hakaret görmeyen kalmıyor." (Aka Gündüz)
  2. Küçültücü söz veya davranış

VAZİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konum
    • "Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur."
    • "İşgalden sonra Rumların bize karşı nasıl bir vaziyet aldıklarını da pekâlâ biliyorduk." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Karısı ve arkadaşı da bir müddet sustular, galiba bir şeyler düşündüler. Vaziyeti yine genç diplomat kurtardı." (Refik Halit Karay)
  2. Durum, tavır, hâl
    • "Vaziyetimi söyleyiniz, hemen gelir beni kurtarır." (Aka Gündüz)

GARABET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık
    • "Bu kızda izahı güç bir garabet var." (Peyami Safa)

HARARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sıcaklık
    • "Odanın harareti."
  2. Susama, susuzluk
    • "Çay, harareti giderir."
  3. Coşkunluk, ateşlilik
    • "Onu bileğinden tutup çekerek hararetle kucaklamak ister gibi yaptı," (Peyami Safa)

KEREVET

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, tahtadan seki, sedir, peyke
    • "Bir kenarda tahta kerevet biçimli bir şey duvara dayanmış duruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SAKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozukluk, yanlışlık, eksiklik

SADARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sadrazamlık

BEGAYET

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Son derece, pek çok, aşırı
    • "Kızım, evladım, sana söyleyeceğim sözler begayet mühim, begayet naziktir." (Reşat Nuri Güntekin)

DELALET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kılavuzluk, aracılık
    • "Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi." (Ercüment Ekrem Talu)
  2. İz, işaret
    • "Meğer fazla süs zenginliğe değil, fukaralığa delalet edermiş." (Ahmet Haşim)

HİLAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Halifelik

DİYANET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Din kurallarına tam bağlı olma durumu
  2. Din

BEŞARET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Muştu

RİYAZET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nefsin isteklerini kırma
    • "Karargâhta âdeta bir manastır hayatının riyazeti içinde yaşıyorduk." (Halide Edip Adıvar)

HÜKUMET
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü