Sonunda et olan 6 harfli 161 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ET, TE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

NEFRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin kötülüğünü, mutsuzluğunu istemeye yönelik duygu
    • "Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Şu dakikada senden nefret ediyorum, senden böyle hareket beklemezdim." (Peyami Safa)
    • "Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Tiksinme, tiksinti
    • "Şimdi bu satırlarımı hiddetle, nefretle, iç bulantısı ile yazıyorum." (Aka Gündüz)

ZİLYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci

LEZZET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ağız yoluyla alınan tat
    • "Tekrar odaya dönse bu kaynağın suyunda umduğu lezzeti tekrar bulabilecek miydi?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi." (Refik Halit Karay)
  2. Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz
    • "Ona da dinlenmek gibi bir lezzet yetişir." (Ahmet Rasim)

ALAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirti, işaret, iz, nişan
    • "Komşunun kızında da bir zamandır, sabırsızlık, taşkınlık alametleri çoğalmıştı." (Refik Halit Karay)
  2. Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

APOLET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Subaylarda rütbeyi göstermek için üniformaların omuzlarına takılan işaretli parça, omuzluk
    • "Apoletleri, kalpağının şeritleri mutlu ışıklar gibi parlıyormuş." (Halide Edip Adıvar)
  2. Giysilerin omuzlarına süs olarak takılan parça

KRİKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] On birer kişilik iki takım arasında, küçük ve ağır bir topu, ucu kıvrılmış sopalarla vurarak karşı kaleye sokmak amacıyla oynanan bir oyun

PLANET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Gezegen

KOTLET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Pirzola

TIYNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yaradılış, huy, maya

SOHBET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl
    • "Biraz evvelki sükûtu şimdi hararetli bir sohbet takip ediyordu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Sofra başında sohbet etmeyi sever..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Söyleşi
    • "Tam fikir ve sanat sohbetlerine yakışan bir çerçeve içindeyiz." (Ahmet Haşim)

AFİYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hasta olmama durumu, sağlık, esenlik
    • "Allah daha ziyade afiyet versin." (Necati Cumalı)
    • "Cezveyi sürüyor, fincana boşaltıyor, kahveyi afiyetle içiyordu." (Sait Faik Abasıyanık)

AHİRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya
    • "Artık sana dünyada rastlayamazsam yarın ahirette on parmağım yakanda olsun!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

HİMMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, kayırma
    • "Himmetinizle fakir bir ailenin yüzü gülerse tabii siz de sevaba girersiniz." (Refik Halit Karay)
    • "Sizler de bir parça himmet edersiniz, boğaz köprüsünün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  2. Çalışma, emek, gayret
    • "Bu iş çok himmet ister."
  3. Lütuf, iyilik, iyi davranma

İKAMET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yerde oturma, eğleşme
    • "Bizim kahraman da şimdi, burada ikamet ediyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

VİNYET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir kitabın sayfalarını süsleyen başlık, süslü harf gibi motif

BRİKET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Linyit ve kömür tozundan basınçla elde edilen yakıt
  2. Linyit, kömür tozu ve katran tortusundan basınçla elde edilen, tuğla biçimli yapı malzemesi
  3. Kum ve çimentonun birleştirilmesiyle elde edilen yapı malzemesi

CİNNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Delilik
    • "Ayol, duydunuz mu? Fahim Bey cinnet getirmiş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

USULET
...
DEHŞET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı
    • "Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Oyun, okuyanı hiçbir tarih kitabının etkilemeyeceği kadar kuvvetle Fransız İhtilali'nin amansız, dehşet saçan günleriyle karşı karşıya bırakır." (Necati Cumalı)
    • "Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ev sahibi dehşete kapılmış gibiydi." (Tarık Buğra)
  2. [sıfat] Olağanüstü
    • "Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [ünlem] Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz
    • "Dehşet, bu ne güzellik!"

HAŞYET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Korku, korkma
    • "Bir kâbustan silkinen adamların haşyetiyle göz kapaklarını ovalayarak açıyordu." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü