Sonunda et olan 5 harfli 93 kelime var. ET ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde et olan kelimeler listesine ya da başında et olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LANET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- "Başıma yağan bu ana laneti beni ürpertiyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." (Falih Rıfkı Atay)
- "Hele sevgilisinin de hastalandığı bu korkunç haftalarda, fabrikanın cinayetlerine ne kadar lanet okuyor, biraz da kendisi vasıta olduğundan dolayı ne derece ıstırap çekiyordu." (Refik Halit Karay)
- "Bir sabah lanet olsun dedim, yaptığım iyilik gözüne dizine dursun!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ters, berbat, çok kötü
- "Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah'a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler!" (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Tanrı'nın sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua
- LÜNET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gözlük camı, gözlük
- "Gözümde ince yeşil tek lünetle sertaser." (Ahmet Rasim)
-
[isim]
Gözlük camı, gözlük
- CEKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
-
[isim]
Erkeklerin ve kadınların giydiği, genellikle önden düğmeli, kalçayı örten, kollu üst giysisi
- SADET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuşulan asıl konu, asıl madde
- "Ne ise bunlar hep dedikodu. Sadede gelelim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Konuşulan asıl konu, asıl madde
- UZLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
- "Ülfet belalı şey fakat uzlet sıkıntılı / Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Toplum yaşayışından kaçıp tek başına yaşama
- SEPET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- "Patrona kalsa sepet havasını çoktan çalardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Bu kabın aldığı ölçüde
- "Bir sepet elma."
-
[sıfat]
Bu kap biçiminde örülerek yapılmış
- "Sepet sandık. Sepet araba."
-
Sazdan örülmüş balık kapanı
-
Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm
-
Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ
-
[isim]
Saz, kamış veya ince dallardan örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap
- NEŞET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıkma, ileri gelme
-
[isim]
Çıkma, ileri gelme
- OFSET
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Kalıp izlerini önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye dayanan çift kopyalı baskı yöntemi, düz baskı
-
[isim]
Kalıp izlerini önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye dayanan çift kopyalı baskı yöntemi, düz baskı
- ŞAYET
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Eğer
- "Bu parayı şayet sen ben vermezsek veren, başkaları olacak." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[bağlaç]
Eğer
- SOKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa çorap
-
[isim]
Kısa çorap
- FİLET
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Derinliği her yerinde aynı olan sığ su alanı
-
[isim]
Derinliği her yerinde aynı olan sığ su alanı
- CÜRET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- "Geceleri evinin bahçesinde buluşacak kadar cüreti arttırmışlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Düşüncesizce, saygıyı aşan davranış, cesaret
-
[isim]
Yüreklilik, ataklık, cesaret
- BİLET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
- "Biletini alıncaya kadar vapur da geldi." (Peyami Safa)
- "Benimki paso dedi, hanımefendiye bir bilet kes." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
- AHRET
-
-
[isim]
Bakınız ahiret
-
[isim]
Bakınız ahiret
- PİPET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru
-
Sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, kamış
-
[isim]
Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru
- TİBET
- ...
- KUŞET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Gemi veya tren yatağı
-
[isim]
Gemi veya tren yatağı
- GULET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki direkli, yelkenli savaş gemisi
-
[isim]
İki direkli, yelkenli savaş gemisi
- ŞOSET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa çorap
-
[isim]
Kısa çorap
- ANTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başlık
-
[isim]
Başlık