Sonunda er olan 6 harfli 107 kelime var. ER ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde er olan kelimeler listesine ya da başında er olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KAMBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sadık köle
-
[isim]
Sadık köle
- ÜNİTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Birlikçi, birlikten yana, birleştirici (siyaset)
-
Merkeziyetçi
-
[sıfat]
Birlikçi, birlikten yana, birleştirici (siyaset)
- KAYZER
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Alman kralı
-
[isim]
Alman kralı
- MASTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız yüksek lisans
-
Bakınız temel, esas
-
[isim]
Bakınız yüksek lisans
- KOSTER
-
-
[isim]
Kıyı limanları arasında seferler yapmak üzere inşa edilmiş ve donatılmış küçük yük gemisi
-
[isim]
Kıyı limanları arasında seferler yapmak üzere inşa edilmiş ve donatılmış küçük yük gemisi
- ZAHTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
-
[isim]
Bir çeşit kekik (Thymus longicaulis)
- BERBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya bunu meslek edinen kimse, erkek berberi
-
Bu işin yapıldığı dükkân, erkek berberi
- "Bütün dükkânlar, bakkallar, berberler, kunduracılar bu ana yolun üzerindedir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya bunu meslek edinen kimse, erkek berberi
- AKTÜER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İstatistiklere dayanarak sigorta primlerini, risklerini hesaplayan kimse
-
[isim]
İstatistiklere dayanarak sigorta primlerini, risklerini hesaplayan kimse
- MERMER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- "Mermerler sanki binlerce yılın gurup ve şafaklarının pembesini eme eme utanan gelin yanağı gibi kızarmışlardır." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[sıfat]
Bu taştan yapılmış
- "Başhemşire, hastanenin mermer salonunda karşıladı doktoru." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Bileşiminde % 75'ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısı da olan, cilalanabilen, billurlaşmış kireç taşı
- KENGER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki, eşek dikeni, kengel (Cynara cardunculus)
-
[isim]
Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki, eşek dikeni, kengel (Cynara cardunculus)
- LENGER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap
- "Tenha köyün sokaklarında lengerler içinde balık götüren ateş bacaklı çocuklara baktım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bir lengerin alabileceği miktarda olan
- "Beykoz çayırında iddiaya girip bütün bir kuzuyla bir lenger iç pilavını gövdeye rüyamızda mı indirmiştik." (Atilla İlhan)
-
Gemi demiri
-
[isim]
Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap
- MİNDER
-
-
[isim]
İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte
- "Köşkte, yerlerdeki hasırlara serilen halılar üstüne konmuş minderlerde oturulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Kötü para iyi parayı kovduğu gibi kötü yazar da iyi yazarı minder dışına atmaya çabalamaktadır." (Salâh Birsel)
-
Yer alıştırmalarında ve atlamalarda, düşmelerin sertliğini gidermek için kullanılan, deri veya kauçuktan yapılmış şilte
-
Güreş karşılaşmalarının üzerinde yapıldığı, en az 10 cm kalınlığında, 9 m çapında bir çember çizilmiş olan, çaprazlama köşeleri kırmızı ve mavi renklerle belirlenmiş yaygı
-
[isim]
İçi yumuşak bir malzeme ile doldurularak dikilen, oturmaya, yaslanmaya yarar şilte
- MÜCVER
-
-
[isim]
Rendelenmiş kabağa un, yumurta, peynir, dereotu, tuz, karabiber, taze soğan katılmasıyla yapılan bir tür köfte
-
[isim]
Rendelenmiş kabağa un, yumurta, peynir, dereotu, tuz, karabiber, taze soğan katılmasıyla yapılan bir tür köfte
- KÖFTER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzüm şırasıyla nişasta kaynatılıp dökülerek kesildikten sonra kurutulan bir çeşit pestil
-
[isim]
Üzüm şırasıyla nişasta kaynatılıp dökülerek kesildikten sonra kurutulan bir çeşit pestil
- DİMMER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Reosta
-
[isim]
Reosta
- SÜNGER
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan
- "Bir türlü doyamadığım hürriyetimin üstüne sünger çekmek lazım geliyordu." (Orhan Kemal)
-
Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti
-
Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu gereci
-
[isim]
Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan
- KEVSER
- ...
- GRAMER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dil bilgisi
-
Dil bilgisi kitabı
- "Yıllar yılı gramere bakmadan üç kelime yazmadığını kendi itiraf eder." (Haldun Taner)
-
[isim]
Dil bilgisi
- MİNBER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer
-
[isim]
Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli, yüksekçe yer
- DEFTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
- "Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı." (Suat Derviş)
- "Bir defterler tutardı, bayılırdık." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ondan vazgeçiniz artık. O buranın defterinden silindi gibi bir şey oldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Sevmek, inanmak, bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları