Sonunda er olan 5 harfli 92 kelime var. ER ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde er olan kelimeler listesine ya da başında er olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇAKER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kul, köle, cariye, yanaşma
- "Ayağınızın türabıyım, çakeriniz efendimizi dünyada bırakmam." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Kul, köle, cariye, yanaşma
- SİYER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
-
[isim]
Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitap
- TONER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
-
[isim]
Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep
- DİĞER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Başka, özge, öteki, öbür
- "Diğer misafirlerimle meşgul olamadım." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Başka, özge, öteki, öbür
- GEÇER
-
-
[sıfat]
Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan
- "Geçer para."
-
Beğenilen, makbul, mergup
-
Geçme özelliği olan
-
[isim]
Geçer not
- "Türkçe dersinden geçer almışım."
-
[sıfat]
Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan
- EZBER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- "En az yirmi şiiri ezberimdeydi." (Necati Cumalı)
-
Ezberleme ve akılda tutma yeteneği
-
Ezber edilecek ders
-
[isim]
Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
- BETER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- "Çöller, Yemen ellerinden beter imiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Daha kötü, çok kötü
- KADER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazgı
- "Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Genellikle kaçınılmaz kötü talih
-
[isim]
Yazgı
- LİDER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Önder, şef
- "İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse
- "Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi göremiyorlardı." (Samiha Ayverdi)
-
Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı
-
[isim]
Önder, şef
- PEDER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Baba
- "Pederinize büyük ikramiye isabet etmiş." (Refik Halit Karay)
-
Hristiyanlıkta ruhani lider, papaz
-
[isim]
Baba
- DOZER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tırtıllı veya lastik tekerlekli yol yapım makinesi, buldozer, yoldüzler
-
[isim]
Tırtıllı veya lastik tekerlekli yol yapım makinesi, buldozer, yoldüzler
- SİPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- "Tuğla harmanındaki ameleler durup ellerini gözlerine siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kayaların arasını siper aldım, çevreyi gözetlemeye başladım." (Mahmut Yesari)
- "Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın." (Halk türküsü)
-
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
- "Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak." (Refik Halit Karay)
- "Siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
- "Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti." (Ömer Seyfettin)
-
Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
- "Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Kuytu, korunulabilen
- "Burası siper bir yerdir."
-
[isim]
Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
- ÜÇLER
-
-
[isim]
Halkın inançlarına göre üç kişilik ermişler topluluğu
-
[isim]
Halkın inançlarına göre üç kişilik ermişler topluluğu
- HEDER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma
- "Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[isim]
Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma
- EJDER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ejderha
-
Büyük yılan
-
[isim]
Ejderha
- GİDER
-
-
[isim]
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
- "Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım." (Haldun Taner)
-
Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı
-
Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar
-
[isim]
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
- NİJER
- ...
- NELER
-
-
çok ve çeşitli şeyler
- "Ne âlem çocuksun!"
- "Onda para ne arar!"
- "Sen burada ne arıyorsun, haydi çabuk eve!"
- "Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar?" (Memduh Şevket Esendal)
-
çok ve çeşitli şeyler
- ZEKER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkeklik organı
-
[isim]
Erkeklik organı
- HÜNER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik
-
[isim]
Beceri isteyen ustalık, beceriklilik