Sonunda er olan 5 harfli 92 kelime var. ER ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde er olan kelimeler listesine ya da başında er olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ER, RE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

TİNER

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Boyaların yoğunluğunu azaltmak, sulandırmak amacıyla kullanılan kimyasal birleşimlerin genel adı, inceltici

HEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma
    • "Senin yoluna gençliğimi heder ettikten sonra, gene orada, o düşmüş şehirde, senin hasretinle yanan ben değil miydim?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hayır işlemeden geçen günü heder olmuş addederek bayağı canı sıkılır." (Ercüment Ekrem Talu)

ESTER

Kelime Kökeni : Almanca

  1. [isim] Oksijenli asitler ile alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

TEBER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Balta
  2. Bazı dervişlerin taşıdıkları sapı uzun, keskisi ayça biçiminde, küçük ve hafif balta
  3. Meşin kesmek için kullanılan araç

SEMER

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç
    • "Semere asılı bir sepeti çözüp ağacın uygun bir dalına astı." (Necati Cumalı)
  2. Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık
  3. Yukaç

SÜMER
...
ASKER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Orduda görev yapan erden generale kadar herkes
    • "Babam askere alınıp Bağdat'a götürülmüş." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Askerlik görevi veya ödevi
    • "Askere gitmek. Askerden dönmek."
  3. Er
  4. [sıfat] Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli
    • "Asker adam."
  5. [sıfat] Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini başaran
    • "Asker millet."

FUJER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Eğrelti otu

NELER

  1. çok ve çeşitli şeyler
    • "Ne âlem çocuksun!"
    • "Onda para ne arar!"
    • "Sen burada ne arıyorsun, haydi çabuk eve!"
    • "Dar bir gün gelmiş, birinden üç beş kuruş almışım, bundan ne çıkar?" (Memduh Şevket Esendal)

MADER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ana, anne

SİPER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer
    • "Tuğla harmanındaki ameleler durup ellerini gözlerine siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Kayaların arasını siper aldım, çevreyi gözetlemeye başladım." (Mahmut Yesari)
    • "Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın." (Halk türküsü)
  2. Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda
    • "Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak." (Refik Halit Karay)
    • "Siper ederek etrafı aradılar." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka, kasket vb.nin önüne yapılan çıkıntı, siperlik
    • "Sabahtan beri çektiği şaraplarla epeyce başı dönen meşhur kumandan tolgasının siperini geri itti." (Ömer Seyfettin)
  4. Askerlerin savaşta vurulmamaları ve rahat ateş edebilmeleri için kazılmış, üstü açık hendek
    • "Ateş yağmuru ikinci kat siperleri geçti." (Aka Gündüz)
  5. [sıfat] Kuytu, korunulabilen
    • "Burası siper bir yerdir."

ÖLÇER

  1. [isim] Ateşi karıştıracak demir kol

EZBER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma
    • "En az yirmi şiiri ezberimdeydi." (Necati Cumalı)
  2. Ezberleme ve akılda tutma yeteneği
  3. Ezber edilecek ders

AMPER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik akımında şiddet birimi

LÜVER
...
TEKER

  1. [isim] Tekerlek
    • "Araba tekeri. Makine tekeri."
    • "Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu." (Orhan Kemal)
    • "Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?" (Haldun Taner)
  2. Tekerlek biçimde olan
    • "Bir teker peynir."
  3. İnce ve çapı oldukça tekerlek biçiminde parça
  4. Bir gök cisminin daire biçiminde görünen yüzeyi
  5. Cismin gökyüzü üzerindeki iz düşümü

GÖÇER

  1. [sıfat] Göçebe

NOTER

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak ve yasanın öngördüğü diğer görevleri yerine getirmekle yükümlü, belli nitelikleri ve kendine özgü bir hukuk statüsü olan kamu görevlisi, kâtibiadil
    • "Notere işi düşen insanlara yardım etmeyi pek güzel bilirdi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu görevlinin çalıştığı yer, noterlik

TONER

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bilgisayar yazıcısı veya fotokopi makinesinde kullanılan toz durumundaki mürekkep

KEMER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
    • "Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı." (Peyami Safa)
    • "Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur." (Halide Edip Adıvar)
  2. Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü
  3. Emniyet kemeri
  4. [sıfat] Tümsekli
    • "Kemer burun."
  5. Kemiklerden oluşmuş tümsekli tavan
    • "Kaş kemeri. Damak kemeri. Ayak kemeri."
  6. Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı
  7. İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
    • "Bu köprü sekiz kemer üzerinde, dört yüz yirmi dokuz metre uzunluğundadır." (Sait Faik Abasıyanık)
  8. Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü