Sonunda elik olan 7 harfli 48 kelime var. ELİK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde elik olan kelimeler listesine ya da başında elik olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKLİ, ELİK, İLEK, İLKE, KİLE
3 Harfli Kelimeler
ELK, İLE, İLK, KEL, KİL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, İL, KE, Kİ, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GECELİK
-
-
[isim]
Yatakta giyilen giysi, gömlek
- "Sabahleyin giyinmem, gecelikle dolaşırım." (Burhan Felek)
-
Bir gece için ödenen ücret
- "Geceliği beş milyon lira olan oda."
-
[sıfat]
Geceye özgü olan, gece kullanılan
-
[isim]
Yatakta giyilen giysi, gömlek
- İBNELİK
-
-
[isim]
İbne olma durumu
-
İbne gibi davranma durumu
-
[isim]
İbne olma durumu
- İĞNELİK
-
-
[isim]
Üzerine iğne saplanan küçük yastık, iğnedenlik, iğne yastığı
-
[isim]
Üzerine iğne saplanan küçük yastık, iğnedenlik, iğne yastığı
- DİZELİK
- ...
- KÜPELİK
-
-
[isim]
Dalyan direklerini dikerken alt ucun batmasını sağlamak için bağlanan taş veya zincir
-
[isim]
Dalyan direklerini dikerken alt ucun batmasını sağlamak için bağlanan taş veya zincir
- ÖNDELİK
-
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- "Üstelik Dostoyevski bunun için 4500 ruble öndelik almış ama romanı yayıncıya göndereceği gün yazdıklarını beğenmeyerek yırtmıştır." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans
- İNCELİK
-
-
[isim]
İnce olma durumu
-
İnce davranış gösterme, zarafet, nezaket
- "Yüzündeki incelik, olgunluk, onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor." (Halide Edip Adıvar)
-
Bir işin herkesçe görülemeyen nitelikleri
- "Oyunculuk sanatının inceliklerini ya ustalarından öğrenip ya da kendi kendine arayıp bularak sonradan edinmişti." (Haldun Taner)
-
Ayrıntı
- "Necati'ye vaziyeti bütün inceliğiyle anlattım." (Orhan Kemal)
-
[isim]
İnce olma durumu
- İZBELİK
-
-
[isim]
İzbe yer
-
[isim]
İzbe yer
- PEPELİK
-
-
[isim]
Pepe olma durumu
- "Bugünkü günde ise pepeliğe tutulmamış tek yazar gösteremezsiniz." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Pepe olma durumu
- DEVELİK
-
-
[isim]
Özellikle Güneydoğu Anadolu'daki evlerin alt katında bulunan, develerin korunduğu veya bağlandığı bölüm
-
[isim]
Özellikle Güneydoğu Anadolu'daki evlerin alt katında bulunan, develerin korunduğu veya bağlandığı bölüm
- HANELİK
-
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, evlik
- "Seksen hanelik köy."
-
[sıfat]
Herhangi bir sayıda evi olan, evlik
- GEBELİK
-
-
[isim]
Gebe olma durumu, hamilelik
-
Döllenme ile doğum arasında geçen süre
-
Minnet altında kalma
-
[isim]
Gebe olma durumu, hamilelik
- KÜFELİK
-
-
Bir küfeyi dolduracak miktarda olan
- "İki küfelik üzüm toplandı."
-
[isim]
Kendi kendine yürüyemeyecek derecede sarhoş kimse
-
Bir küfeyi dolduracak miktarda olan
- NİCELİK
-
-
[isim]
Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite
- "Bir şeyin niceliğinden çok niteliğine önem vermeli."
-
Bir şeyin eşit parçalara bölünebilen ve ölçülebilir olan yanları
-
Genellikle sayılabilen, toplamı doğrudan sayı olarak belirtilebilen genel özellik
-
[isim]
Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen veya azalıp çoğalabilen durumu, kemiyet, miktar, kantite
- NİNELİK
-
-
[isim]
Nine olma durumu, büyük annelik
-
[isim]
Nine olma durumu, büyük annelik
- YÖNELİK
-
-
[sıfat]
Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih
- "Bir büyük ve değerli özelliği de Türk geçmişinin ve bugünün sentezine yönelik bir yaklaşım içinde bulunuşu idi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih
- SENELİK
-
-
[sıfat]
Yıllık
-
[sıfat]
Yıllık
- VALELİK
- ...
- NANELİK
- ...
- ÖNCELİK
-
-
[isim]
Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm
-
[isim]
Bir şeyin öbüründen önce olması durumu, evleviyet, takaddüm