Sonunda eki olan 19 kelime var. EKİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eki olan kelimeler listesine ya da başında eki olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
SİNAMEKİ
LAPSEKİ, MESLEKİ, MÜŞTEKİ, PÖSTEKİ, TÖMBEKİ
AKSEKİ, GAZEKİ, GECEKİ, HAREKİ, HASEKİ, KEFEKİ, KÜFEKİ, ÖNCEKİ
ÖTEKİ
ÇEKİ, PEKİ, SEKİ, ZEKİ
E K İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SİNAMEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak bölgelerde yetişen, birçok türü bulunan bir bitki (Cassia)
-
Bu bitkinin meyvesi
-
Bu bitkinin bazı türlerinden elde edilen, hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan madde
-
Mızmız, sevimsiz, başkalarıyla ilişki kurmayan kimse
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak bölgelerde yetişen, birçok türü bulunan bir bitki (Cassia)
- LAPSEKİ
- ...
- PÖSTEKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- "Bir siyah koyun pöstekisinin üzerine diz çöktü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koyun veya keçi postu
- TÖMBEKİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Özellikle İran'da yetişen ve nargile ile içilen bir tütün türü, nargile tütünü (Nicotiana persica)
- "Tömbeki fiyatı fırladığı için nargileye tövbe etmişti." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Özellikle İran'da yetişen ve nargile ile içilen bir tütün türü, nargile tütünü (Nicotiana persica)
- MÜŞTEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yakınan, sızlanan, şikâyetçi
-
[sıfat]
Yakınan, sızlanan, şikâyetçi
- MESLEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
-
[sıfat]
Mesleğe ilişkin, meslekle ilgili olan
- HAREKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel
-
[sıfat]
Hareket durumunda, devinim durumunda olan, devinimsel
- HASEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan
-
Bostancı ocağının küçük dereceli subayları
-
Osmanlı sarayında karavaşlar arasından seçilen padişah gözdesi
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde bir görevde eskimiş olanlara verilen unvan
- AKSEKİ
- ...
- ÖNCEKİ
-
-
[sıfat]
Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık
- "Önceki başkan."
-
[sıfat]
Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık
- KÜFEKİ
- ...
- KEFEKİ
-
-
[isim]
Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
-
Diş taşı
-
[isim]
Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
- GECEKİ
-
-
[sıfat]
Gece olan, gece yapılan
-
[sıfat]
Gece olan, gece yapılan
- GAZEKİ
-
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
- ÖTEKİ
-
-
[sıfat]
Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer
- "Bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan
-
[sıfat]
Bilinenden, sözü edilenden ayrı, öbür, diğer
- PEKİ
-
-
[edat]
Evet
- "Peki ama benim ne olduğumu henüz muayene etmediniz." (Refik Halit Karay)
-
Pekâlâ
-
[edat]
Evet
- ÇEKİ
-
-
[isim]
Tartı
-
225,978 kg olan, odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan ağırlık ölçü birimi
-
Üzüntü, sıkıntı
-
Kadınların başlarına bağladıkları örtü
-
[isim]
Tartı
- SEKİ
-
-
[isim]
Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
-
Oturulacak sedir biçiminde taş veya set
-
Toprak üstündeki yükseklik, doğal set, taraça
-
Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, teras
-
[isim]
Oturmak için evlerin önüne taş ve çamurdan yapılan set
- ZEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek
- "En zeki hayvan maymundur."
-
Çabuk ve kolay kavrayan
- "Bildiğim, onun zeki bir genç olduğu ve ara sıra sevimli, ufak şiirler yazdığıdır." (Memduh Şevket Esendal)
-
Zekâ varlığı gösteren
- "İnce, zeki bir kalemi vardı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Anlama, kavrama yeteneği olan, zekâsı olan, zeyrek