Sonunda ek olan 9 harfli 611 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAZFETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
-
[-i]
Gidermek, kaldırmak, çıkarmak, silmek
- KAYBETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Yitirmek
- "Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yenik düşmek, yenilmek
- "Savaşı kaybetmek. Bahsi kaybetmek."
-
Para bakımından zarara girmek
- "Hesapta bu binlerce lirayı kaybetmek ihtimali yok değildi şüphesiz..." (Reşat Enis)
-
Ölüm dolayısıyla ayrılmak
- "Bir kızım vardı, doğururken onu da kaybettik." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Yitirmek
- KÖRLETMEK
-
-
[-i]
Keskinliğin azalmasına veya yitirilmesine sebep olmak
-
Değer ve yeteneklerinin yitirilmesine sebep olmak
-
[-i]
Keskinliğin azalmasına veya yitirilmesine sebep olmak
- NAZMETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Nazım biçimine sokmak, nazım olarak düzenlemek
- "Şair doğmuş olanlar bile nazmetmek kabiliyetini yavaş yavaş edinirler." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[-i]
Nazım biçimine sokmak, nazım olarak düzenlemek
- SİVRİLMEK
-
-
[nsz]
Sivri duruma gelmek, sivrileşmek
- "Çenesine doğru sivrilen armudi bir yüzün, ince bir burnu, hâlâ beyaz ve düzgün dişleri vardı." (Halide Edip Adıvar)
-
Başkalarını geride bırakıp yükselmek veya ün kazanmak
- "Ben kardeşlerimin en küçüğü olmakla beraber epeyce sivrilmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Sivri duruma gelmek, sivrileşmek
- SÜZDÜRMEK
-
-
[-i]
Süzme işini yaptırmak
-
[-i]
Süzme işini yaptırmak
- PÖRSÜTMEK
- ...
- EDİNİLMEK
-
-
[nsz]
Edinme işi yapılmak
- "Atatürk'ün bilim adamlarına ve edinilmiş saygınlıklara titizce tanıdığı ayrıcalık ve üstünlük ne kadar gerilerde kalmış değil mi?" (Haldun Taner)
-
[nsz]
Edinme işi yapılmak
- İLENİLMEK
- ...
- KİRLETMEK
-
-
[-i]
Kirli duruma getirmek, pisletmek
- "Madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Küçük veya büyük abdestini yapmak, pislemek
- "Çocuk altını kirletmiş."
-
Kadının ırzına geçmek, namusuna zarar vermek
-
Namusuna, onuruna zarar verecek bir suç yüklemek, lekelemek
- "Böyle bir şüphe insanı kirletir."
-
[-i]
Kirli duruma getirmek, pisletmek
- ÇİFTLEMEK
-
-
[-i]
Çift duruma getirmek, ikilemek
-
Dişi ile erkeği bir araya getirmek
-
[-i]
Çift duruma getirmek, ikilemek
- ÖZÜMLEMEK
-
-
[-i]
Canlı varlıklar, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir birleşimle, organizmanın gereksinme duyduğu maddeler durumuna getirmek, temsil etmek
-
Edinilmiş olan bilgileri bireyin öz malı durumuna getirmek
- "Topraklar üzerinde gelmiş geçmiş eski insancıl kalıtını özümlemişti." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Canlı varlıklar, dışarıdan aldıkları besinleri, değişikliğe uğratarak yeni bir birleşimle, organizmanın gereksinme duyduğu maddeler durumuna getirmek, temsil etmek
- TEPSERMEK
-
-
[nsz]
Kuruyup çatlamak
- "Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır astarda. / Astar düzgün değilse tepserir boya / Islak duvarlar gibi dökülür pul pul." (Behçet Necatigil)
-
[nsz]
Kuruyup çatlamak
- SERPİLMEK
-
-
[nsz]
Serpme işine konu olmak
- "Cam kırıkları su gibi dört tarafa serpildiler." (Atilla İlhan)
-
Gelişmek, büyümek
- "Şu on altı yıllık dönem içinde doğan, serpilen bütün partilerimiz birbiri içinden doğmuştur." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Serpme işine konu olmak
- SESLENMEK
-
-
[nsz]
Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek
- "Birkaç adım yürüdü, seslendi.- Yusuf Bey, Yusuf Bey." (Samim Kocagöz)
-
[-e]
Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek
- "Kendisini kurtarmaları için ev sahiplerine seslenecek, işaret edecek oldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Sözü birine veya birilerine yöneltmek, birine karşı söylemek, hitap etmek
-
[nsz]
Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek
- DÖLLENMEK
-
-
[nsz]
Dölleme işine konu olmak, aşılanmak
-
[nsz]
Dölleme işine konu olmak, aşılanmak
- HALLETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
-
Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak
- "Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir cismi bir sıvı içinde eritmek
-
Çözmek
-
Cinsel ilişki kurmak
-
Bir yemeği yenecek duruma getirmek
-
[-i]
Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak
- İNİVERMEK
- ...
- SEPİLEMEK
-
-
[-i]
Deri, post vb.ni kullanılabilecek bir duruma getirmek için çeşitli işlemlerden geçirmek, uygulamak, sepi yapmak, tabaklamak
-
[-i]
Deri, post vb.ni kullanılabilecek bir duruma getirmek için çeşitli işlemlerden geçirmek, uygulamak, sepi yapmak, tabaklamak
- DELİFİŞEK
-
-
[sıfat]
Delişmen ve atak (kimse)
- "Ama tanıyanlar söylüyor, gençliğinde gerçekten delifişek, gözünü daldan budaktan sakınmaz bir askermiş." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Delişmen ve atak (kimse)