Sonunda ek olan 5 harfli 126 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SÜMEK

  1. [isim] Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün

İTMEK

  1. [-i] Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek
    • "Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar." (Halide Edip Adıvar)
  2. Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak
    • "Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bulunduğu yerden aşağı düşürmek
    • "Suya itmek. Havuza itmek."
  4. Sürüklemek, sevk etmek
  5. Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı
    • "Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter."

KÖÇEK

  1. [isim] Kadın kılığına girip oynayan erkek
    • "Şehrin bütün köçekleri, çengileri çağrılsın!" (Turan Oflazoğlu)
  2. Ağırbaşlı davranışları olmayan kimse

GEÇEK

  1. [isim] Çok geçilen yer, işlek yol
  2. Küçük tahta köprü

HANEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, konuşma

ERDEK
...
EVLEK

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Tarlanın, tohum ekmek için saban iziyle bölünen bölümlerinden her biri
    • "Bu korkunç mücadeleye üç evlek toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse girişmezdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Dönümün dörtte biri kadar olan alan ölçüsü
  3. Tarlalarda suyun akması için açılan su yolu
  4. On liralık kâğıt para

ÜŞMEK

  1. [-e] Üşüşmek
    • "Herkes başıma üştü. Ekmeğe karınca üştü."

BİNEK

  1. [sıfat] Binmeye yarayan (otomobil, at vb.)

EKMEK

  1. [-i] Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
  2. Toprağı ekip biçmek için kullanmak
    • "Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [-e] Serpmek
    • "Yemeğe biber ekmek."
  4. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
    • "Fesat tohumları ekenler..."
  5. Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
    • "Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler." (Haldun Taner)
  6. Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
  7. Yarışta geçmek

ÖTMEK

  1. [nsz] Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
    • "Gelmiş o yaylanın baharı / öter bülbüller hoştur avazı." (Âşık Veysel)
  2. Herhangi bir nesne sürekli ses çıkarmak
  3. Üflemeli çalgıların sesi çıkmak
    • "Bu boru ötmüyor."
  4. Anlamsız, boş konuşmak
    • "Onlar saçma sapan ötüp dururken, ben içimden şöyle düşünüyordum." (Refik Halit Karay)
  5. Sarhoş kusmak

ÇELEK

  1. [isim] Boynuzu kırık veya eğri hayvan

KÖPEK

  1. [isim] Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris)
    • "Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Kız ona derdini yanarken, paşanın Tevfik'i buldurması için köpek gibi yalvarırken, o gözlerini tavana dikiyor, cevap vermiyordu." (Halide Edip Adıvar)
  2. Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için kullanılan bir sövgü sözü
    • "Ben bu ite çattığıma bin pişman oldum. Bu köpekten de aşağı köpeğe uyma." (Yahya Kemal)

ÜRKEK

  1. [sıfat] Çok ürken, korkuya çabuk kapılan
    • "Burasını yaramaz çocukların kapatıldığı ceza hücresi sandığım için ürkerek geri çekiliyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Çekingen
    • "Kız, benzi uçmuş, yarı ürkek, yarı yalvarışlı gülümsüyordu ona." (Tarık Buğra)

SÜBEK

  1. [isim] Bazı yerlerde beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi veya sidiği bir kaba akıtacak boru
    • "Sübekten çarpık kalan bacaklarını yanlara atar gibi yengeçvari yürümeye başladı." (Ömer Seyfettin)

İÇREK

  1. [sıfat] Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti), bâtıni, ezoterik, dışrak karşıtı

TEMEK

  1. [isim] Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan kapaklı veya kapaksız delik, pencere

ÇENEK

  1. [isim] Tohumda embriyoyu kaplayan etli bölüm
    • "Bakla, fasulye gibi bitkilerin tohumlarında ikişer çenek bulunur."
  2. Kuşların gagasını oluşturan alt ve üst bölümlerden her biri
  3. Böceklerde ağzın iki yanında bulunan parçalayıcı sert organ

ÖZBEK
...
İÇMEK

  1. [-i] Bir sıvıyı ağza alıp yutmak
    • "Bir oluktan buz gibi bir su içtik." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gençliklerinde pek sıkı fıkı arkadaşmışlar, içtikleri su ayrı gitmezmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Sigara, nargile vb.nin dumanını içe çekmek
    • "Evinden pek seyrek zamanlarda içtiği nargilesini istedi." (Halide Edip Adıvar)
  3. Bir şey, bir sıvıyı içine çekmek, emmek
    • "Toprak suyu içer."
  4. [nsz] İçki kullanmak
    • "O akşam saat ikiye kadar içtiler." (Ömer Seyfettin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü