Sonunda ek olan 5 harfli 126 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EK, KE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BELEK

  1. [isim] Kundak, çocuk bezi
    • "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
  2. Beşiğe konulan yatak

KEPEK

  1. [isim] Un elendikten sonra, elek üstünde kalan kabuk kırıntıları
  2. Başın derisinde oluşan küçük, beyaz pulcuklar
  3. Bazı deri hastalıklarında deriden dökülen parçacıklar

ÇİÇEK

  1. [isim] Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü
    • "Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?" (Ömer Seyfettin)
    • "Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gibi çehresinin altını üstüne getirmiş." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sen yirmi beşine bile gelmemiş çiçek gibi bir taze duldun." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ovalar, dağlar tepeden tırnağa çiçeğe kesmiş, bütün dünya çiçek kokuyordu." (Yahya Kemal)
  2. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi
    • "Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım." (Refik Halit Karay)
    • "Her biri bir mazinin çiçek açmasıdır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Davranışları hafif, toplum kurallarına uymayan kimse
    • "Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz."
  4. Süblimleşme veya çiçeksime yoluyla elde edilen toz
  5. İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık

PETEK

  1. [isim] Arıların yumurtalarını bırakmak ve bal depo etmek için yaptığı, düzgün altıgen ağızlı bal mumu yuvacıklar topluluğu
  2. Bu yuvacıklar topluluğunun bal olmayanı
  3. Isıtma tesisatında ısı dağıtımını, içinden sıcak su geçerek sağlayan dilim, radyatör
    • "Kalorifer peteği."
  4. Minarelerde külah ile şerefe arasındaki bölüm
  5. Balçıktan yapılan ve dikine duran sandık biçimindeki tahıl ambarı
  6. Arı kovanı

İŞLEK

  1. [sıfat] Çok işleyen, canlı, hareketli
  2. Özenmeden, çabuk yazıldığı hâlde okunaklı ve güzel olan (yazı)
    • "İşlek, açık bir yazı. Bir kadın elinden çıkma." (Tarık Dursun K)

EĞLEK

  1. [isim] Sürünün yazın öğle sıcağında dinlendiği gölgelik
  2. Yolcuların geceyi geçirdikleri yer, han, konak

SÜREK

  1. [isim] Süren, devam eden zaman
  2. [sıfat] Hızlı süren, hızlı giden
  3. Satmak için pazara götürülen hayvan sürüsü

BİNEK

  1. [sıfat] Binmeye yarayan (otomobil, at vb.)

KESEK

  1. [isim] Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça
  2. Tezek
  3. Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmış çayır parçası

EVCEK

  1. [zarf] Bütün ev halkı birlikte
    • "Sinemaya evcek gidiyoruz." (Tarık Buğra)

ÖZDEK

  1. [isim] Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat
  2. İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat
  3. Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde
  4. İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler

PESEK

  1. [isim] Diş kiri, diş pası

ÜŞMEK

  1. [-e] Üşüşmek
    • "Herkes başıma üştü. Ekmeğe karınca üştü."

BÖREK

  1. [isim] Açılmış hamurun veya yufkanın arasına, peynir, kıyma, ıspanak vb. konularak çeşitli biçimlerde pişirilen hamur işi
    • "Puf böreği. Kol böreği. Nemse böreği."
    • "Acaba annen bize bir börek açar mı?" (Halide Edip Adıvar)

GEÇEK

  1. [isim] Çok geçilen yer, işlek yol
  2. Küçük tahta köprü

ÖLMEK

  1. [nsz] Yaşamaz olmak, hayatı sona ermek, can vermek
    • "Allah geride kalanlara ömür versin, ölenle ölünmez; konuşacağız da gezeceğiz de yiyeceğiz de içeceğiz de..." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu defa artık ölmek var, dönmek yoktur." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Çünkü çiçek kokusu. Proust'un tıknefes nöbetlerinde ölüp ölüp dirilmesine yol açarmış." (Salâh Birsel)
  2. Bitki, solmak
    • "Bu çiçekler dayanmaz, çabuk ölür."
  3. Bazı sebeplerle çok sıkıntı veya acı çekmek
  4. Değerini, geçerliğini, gücünü yitirmek, kullanılmamak
    • "Bu usul öldü artık."

HANEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Söz, konuşma

DİREK

  1. [isim] Ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
    • "Kayıkçı yelkeni açmak için ilkin direği yerine oturtmalıdır." (Salâh Birsel)
  2. Sütun

ŞEBEK

  1. [isim] Genellikle Afrika'nın dağlık bölgelerinde yaşayan, uzun veya kısa kuyruklu türleri olan maymun
  2. [sıfat] Çirkin ve arsız (kimse)

DİLEK

  1. [isim] Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni, rica, murat

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü