Sonunda ek olan 4 harfli 13 kelime var. EK ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ek olan kelimeler listesine ya da başında ek olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EŞEK
-
-
[isim]
Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus)
- "... uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı?" (Refik Halit Karay)
-
Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa
- "Bunlar ezberlerindeki mânileri söylerler, dağarcıklarında mâni kalmayınca da eşekten düşmüş karpuza dönerler." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus)
- EREK
-
-
[isim]
Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
- "Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur." (Azra Erhat)
-
[isim]
Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
- ÖREK
-
-
[isim]
Duvar
-
[isim]
Duvar
- ÖZEK
-
-
[isim]
Merkez
-
[isim]
Merkez
- İPEK
-
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- "Hamam takımları hep sırma ve ipek işlemeli imiş." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Bu telden yapılmış
- "İpek gömlek. İpek çorap."
-
[isim]
İpek böceği kozaları çözülerek çıkarılan ve dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel
- İNEK
-
-
[isim]
Dişi sığır
-
Çok çalışan öğrenci
-
İbne
-
[sıfat]
Aptal, bön
-
[isim]
Dişi sığır
- İLEK
- ...
- ELEK
-
-
[isim]
Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
- "Evden bir elek getirilecek, eleğin kenarına bir sopa konup kaldırılacak." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan, tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb.nden oluşan araç
- ÖBEK
-
-
[isim]
Küme
- "Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." (Falih Rıfkı Atay)
-
Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldızlar kümeleri
-
Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü
- "Özne öbeği. Yüklem öbeği."
-
[isim]
Küme
- EMEK
-
-
[isim]
Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü
- "Ücret emeğin karşılığıdır." (Anayasa)
- "Dirsek çürütüp emek verdiği kitapları, can vermeden can bulunamayacağını ona hiç söylememişti." (Samiha Ayverdi)
-
Uzun ve yorucu, özenli çalışma
- "Bir darbe benim bütün o uzun emeklerimi sıfıra indirir." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
İnsanın bilinçli olarak belli bir amaca ulaşmak için giriştiği hem doğal ve toplumsal çerçevesini hem de kendisini değiştiren çalışma süreci
-
[isim]
Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü
- ENEK
-
-
[sıfat]
Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş
-
[sıfat]
Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş
- GREK
- ...
- ETEK
-
-
[isim]
Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
- "Bu ağırsamaları anlamakla beraber aldırmayan Hilmi, eteğinden ayrılmıyor, peşi sıra yürümekten vazgeçmiyordu." (Refik Halit Karay)
- "İlk mektebe gittiği gün Gülsüm'ün sevincinden etekleri zil çalıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik
- "Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Giysinin alt kenarı
- "Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu." (Peyami Safa)
-
Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
-
Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü
- "Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü
- "Baca eteği. Boru eteği."
-
Edep yeri
-
[isim]
Giysinin belden aşağıda kalan bölümü