Sonunda e olan 7 harfli 953 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BECERME
-
-
[isim]
Becermek işi
-
[isim]
Becermek işi
- BEZETME
-
-
[isim]
Bezetmek işi
-
[isim]
Bezetmek işi
- DEHLEME
-
-
[isim]
Dehlemek işi
-
[isim]
Dehlemek işi
- FASULYE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Fasulyegillerden, barbunya, çalı, ayşekadın, horoz vb. türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris)
- "Fasulye sırığı gibi üç buçuk akasya ile park mı olurmuş?" (Tarık Buğra)
-
Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve kuru tohumları
-
[isim]
Fasulyegillerden, barbunya, çalı, ayşekadın, horoz vb. türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris)
- GÖLERME
-
-
[isim]
Gölermek işi veya durumu
-
[isim]
Gölermek işi veya durumu
- SÜZÜLME
-
-
[isim]
Süzülmek işi
-
Bir kuşun kanat vurmadan yaptığı uçuş
-
Bir uçağın motorunu boşa alarak veya durdurarak yaptığı uçuş
-
[isim]
Süzülmek işi
- VAKFİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir vakfın şartlarını bildiren belge, vakıfname
-
[isim]
Bir vakfın şartlarını bildiren belge, vakıfname
- GALSAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Solungaç
-
[isim]
Solungaç
- İSTİARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödünç, borç veya eğreti alma, ödünçleme
-
Bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını eğreti olarak kullanma, eğretileme
- ""Bu adam hayatının sonbaharında" cümlesinde sonbahar kelimesi yaşlılığı anlatan bir istiaredir."
-
[isim]
Ödünç, borç veya eğreti alma, ödünçleme
- MEVKUTE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın, süreli yayın, periyodik
-
[isim]
Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın, süreli yayın, periyodik
- RUZNAME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Günlük olayların yazıldığı defter
- "Dünyada en birinci zevk ruzname tutmaktır derdi. Ben bunu boş ve manasız ve münasebetsiz bulurdum." (Ömer Seyfettin)
-
Gündem
-
Olayların zaman sırasına göre yazılmış bulunduğu defter
- "Bugün elimde bir ruznamem olsaydı belki hakikati anlayabilecektim." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Günlük olayların yazıldığı defter
- BUZHANE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Buz yapılan yer
-
Soğuk hava deposu
-
[isim]
Buz yapılan yer
- DİZELGE
-
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, liste
-
[isim]
Alt alta yazılmış şeylerin bütünü, liste
- REZİLCE
-
-
[sıfat]
Aşağılık, alçak bir nitelikte olan
-
[zarf]
Rezil bir biçimde
-
[sıfat]
Aşağılık, alçak bir nitelikte olan
- TEMRİYE
-
-
[isim]
Deride yer yer küme durumundaki birtakım kabartılarla kendini gösteren hastalık
-
Kara yosunu
-
[isim]
Deride yer yer küme durumundaki birtakım kabartılarla kendini gösteren hastalık
- ÇÖKELGE
-
-
[isim]
Bataklık, su kenarı, balçık
-
[isim]
Bataklık, su kenarı, balçık
- İŞLETME
-
-
[isim]
İşletmek işi
-
Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum
- "Adam, büyük bir film işletme ortaklığının sahibiydi." (Necati Cumalı)
-
Bu kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi
-
İş yeri
-
[isim]
İşletmek işi
- SÖĞÜRME
-
-
[isim]
Ateşte közlenerek hazırlanmış patlıcan
-
[isim]
Ateşte közlenerek hazırlanmış patlıcan
- BEYZADE
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Bey oğlu
- "Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Soylu kimse
- "Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor." (Atilla İlhan)
-
Özenle büyütülmüş, nazlı kimse
-
[isim]
Bey oğlu
- BÜYÜKÇE
-
-
[sıfat]
Biraz büyük
- "Aynı kamarayı paylaşacaksınız, büyükçedir, ikinize de yeter." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Oldukça önemli
- "Büyükçe bir beyin humması geçirmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Biraz büyük