Sonunda e olan 6 harfli 510 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SAHABE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
-
Sahipler, sahip çıkanlar
-
[isim]
Hz. Muhammed'i görmüş ve onun sohbetinde bulunmuş Müslümanlar, ashap
- TÜLEME
- ...
- KONGRE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı
- "Sonradan öğrendim ki bu efendiler ticaret kongresine gelmiş delegelermiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kurultay
-
Amerika Birleşik Devletlerinde Temsilciler Meclisi ile Senatonun bir aradayken aldıkları ad
-
[isim]
Çeşitli ülkelerden yöneticilerin, elçilerin, delegelerin katılmasıyla yapılan toplantı
- SERPME
-
-
[isim]
Serpmek işi
-
[sıfat]
Serpilmiş durumda olan
- "Serpme benli."
-
Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ
- "Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Serpmek işi
- ESLEME
-
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
-
[isim]
Eslemek işi veya durumu
- EYLEME
-
-
[isim]
Eylemek işi
-
[isim]
Eylemek işi
- KLAVYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Parmaklarla hareket ettirilen piyano, org vb. çalgılarda veya yazı ve hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının bütünü
-
[isim]
Parmaklarla hareket ettirilen piyano, org vb. çalgılarda veya yazı ve hesap makinelerinde değişmez bir eksen çevresinde inip kalkabilen, istenilen işe göre düzenlenmiş bazı mekanizmaları çalıştıran kaldıraç kollarının, tuş sıralarının bütünü
- BELEŞE
- ...
- HİMAYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim
- "Henüz ana himayesine ne kadar muhtaç olduğunu görüyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Kayırma, elinden tutma
-
[isim]
Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim
- KAKULE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)
-
Bu bitkinin bahar olarak kullanılan tohumu
-
[isim]
Zencefilgillerden, sıcak iklimlerde yetişen güzel kokulu bir bitki (Elettaria cardamomum)
- AHESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
-
[zarf]
Yavaş, ağır bir biçimde
- "Aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Yavaş, ağır
- BAZİÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Oyun
- "Bu baziçede yanacak olanların sade kendisi olmayacağını anlatıyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Oyun
- ELENSE
- ...
- KÖREBE
-
-
[isim]
Gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu
-
[isim]
Gözleri bağlı olan ebenin, oyuna katılan öteki çocukları yakalamaya çalıştığı çocuk oyunu
- ÖPÜŞME
-
-
[isim]
Öpüşmek işi
-
[isim]
Öpüşmek işi
- SÜLALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Soy, hısım akraba
- "Üç göbek öncesi sülalemizin mezarları Üsküdar'da yani İstanbulluyum." (Burhan Felek)
-
Ev, aile
-
[isim]
Soy, hısım akraba
- MUCİZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
- "Millî hareket bu son bir sene zarfında o kadar süratli bir mucize gösterdi ki büyüklüğüyle gözleri kamaştırıyor." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
-
İnsan aklının alamayacağı olay
- "Şırınga nasılsa umduğumdan çok daha iyi bir tesir yaptı ve zavallı Hacı Ömer, bunu benim bir mucizem gibi gördü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Olağanüstü, şaşırtıcı
- "Onların aşkı ve evlilikleri zaten bir mucize değil miydi?" (Tarık Buğra)
-
[isim]
Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah'ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık
- PARİTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri
-
[isim]
İki ülke parasının karşılıklı değeri
- RİSALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük kitap, broşür
- "Son derece kötü kâğıda basılmış bir risale idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Küçük kitap, broşür
- KÜREME
-
-
[isim]
Küremek işi
-
[isim]
Küremek işi