Sonunda e olan 5 harfli 508 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İRADE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
- "Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
İstenç
-
Buyruk
- "Görülünce vurulması için irade bile var." (Sermet Muhtar Alus)
-
İstek, dilek
-
[isim]
Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
- PARKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme
-
Bu döşemede kullanılan, aynı boydaki küçük tahta parçası
-
Parke taşı
-
[isim]
Konut, iş yeri vb. yerlerin tabanını döşemek için çeşitli boyutlarda, ince, uzunca tahta parçalarının veya yapay malzemenin belirli bir düzene göre yerleştirilmesiyle yapılan döşeme
- CAİZE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş
-
Yazıda bir sözün olduğu gibi tekrarlandığını göstermek için alt hizasına konulan tırnak biçimindeki noktalama işareti
-
Yol yiyeceği, azık
-
[isim]
Şairlerin kasidelerle övdükleri büyükler tarafından kendilerine verilen bahşiş
- HEYBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
-
Omza geçirilebilen tek gözlü bir tür çanta
-
[isim]
At, eşek vb. binek hayvanlarının eyeri üzerine geçirilen veya omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim veya halıdan yapılmış iki gözlü torba
- CELSE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Oturum
- "Celse gürültüler arasında tatil edildi." (Haldun Taner)
- "Evvela Nihat bir nutukla celseyi açtı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Oturum
- DİKME
-
-
[isim]
Dikmek işi
-
Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri
-
Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
-
Ağaç, direk
-
Fidan, yeni dikilmiş fidan
-
Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna
-
Dikey olan doğru veya düzlem, amut
-
[isim]
Dikmek işi
- GÖRME
-
-
[isim]
Görmek işi, rüyet
-
[isim]
Görmek işi, rüyet
- İHALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
-
[isim]
İş, mal vb.ni birçok istekli arasından en uygun şartlarla kabul edene verme, eksiltme veya artırma
- KİSVE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kılık kıyafet
- "Lakin bir türlü ahaliye mahsus kisveyi üzerinden atamamış..." (Refik Halit Karay)
-
Hacıların Kâbe'de giydikleri beyaz üstlük
-
[isim]
Kılık kıyafet
- MÜHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
-
Cam boncuk
-
Kâğıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç
-
Deniz böceği kabuğu
-
Demirci çekici
-
Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı
-
Bazı av hayvanlarını çekmek için kullanılan çığırtkan kuş
- "Gökten çekilirken / Ördekleri çeker mühre." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
- BİLGE
-
-
Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
- "Goethe, insanlarla ilgili her şeyi söyleyip tüketmiş bir bilgedir." (Haldun Taner)
-
Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim
- PİGME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boy ortalaması 150 cm altında olan Afrika kökenli bir zenci topluluğun bireyi
-
[isim]
Boy ortalaması 150 cm altında olan Afrika kökenli bir zenci topluluğun bireyi
- CİZYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi
-
[isim]
İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi
- FORSE
- ...
- ŞAHNE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anadolu ve İran'da devlet kurmuş halklarda devlet görevlisi
-
[isim]
Anadolu ve İran'da devlet kurmuş halklarda devlet görevlisi
- TEKME
-
-
[isim]
Ayakla vuruş
- "Zeynep Kadın, bir süre tekmeler, yumruklar altında bunalıp kalıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
Hayvanın art ayağıyla vurması, çifte
- "Bu sefer de heriften bir tekme yersen bir daha belini doğrultamazsın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Ayakla vuruş
- TEPME
-
-
[isim]
Tepmek işi
-
Tekme
-
Suda çiğnenerek keçeleştirilen yünden dokunmuş (kumaş, keçe vb.)
-
[isim]
Tepmek işi
- EVAZE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- "Evaze etek."
-
[sıfat]
Etek ucuna doğru genişleyen (giysi)
- ÖZEME
-
-
[isim]
Özemek işi veya durumu
-
[isim]
Özemek işi veya durumu
- GÜNDE
-
-
[zarf]
Her gün
-
[zarf]
Her gün