Sonunda e olan 5 harfli 508 kelime var. E harfi ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da başında e harfi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FREZE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet
  2. Frezeleme işinde kullanılan takım tezgâhı

GÖLGE

  1. [isim] Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
    • "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?" (Halide Edip Adıvar)
    • "... bu iki yazarın usta hikâyeci vasıflarına gölge düşürmüştür." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "O bir gölge gibi kalkıp gittiği zaman farkında olmadım." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Güneş ışınlarından korunacak yer
    • "Sakın kesme, gölgesinde yorgun çiftçi dinlensin." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Gölge etme, başka ihsan istemem." (Diyojen)
  3. Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
    • "Pencereden dışarıya bir gölge çıktı, arkasından seğirttiler." (Aka Gündüz)
  4. Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk
  5. Röfle
  6. Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan
    • "Gölge başkan. Gölge kabine."
  7. Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse
  8. Koruma, kayırma himaye
    • "Onun gölgesi altında yaşıyor."

KARYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Köy

PONJE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Düz, ince ve sık dokunmuş bir tür ipekli

SEÇME

  1. [isim] Seçmek işi
  2. [sıfat] Seçkin, seçilmiş
    • "Üsküp'ün kızları, hepsi de seçme." (Halk türküsü)

SÜBYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Mürekkep balığı
  2. Badem içi, ezilmiş sarımsak, kavun çekirdeği vb.nden yapılan boza koyuluğunda sıvı
    • "Yoğurdun içine havanda tuz karıştırılarak dövülmüş, sübye kıvamına getirilmiş diş sarımsak eklenir." (Aydın Boysan)

PELTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Nişasta, şeker ve su karışımının pişirilerek soğutulmasıyla yapılan bir tür tatlı
  2. Bu kıvamda olan madde
  3. Koloidal bir katı içine bir sıvının işlemesinden sonra, ya bu sıvıya daldırılan koloidin doğrudan doğruya şişmesiyle veya sıcakta hazırlanan oldukça konsantre çözeltinin soğultularak kıvamlaşmasıyla oluşan esnek madde
  4. Denizanası
    • "Denizde canlanmış bir köpük gibi açılan kapanan peltenin hayatını gördükçe bu hayatlar nedir ve niçindir, demek ihtiyacını duyardım." (Abdülhak Şinasi Hisar)

OKUME

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Afrika'da yetişen, kerestesi parlak, öz odunu mor, dış odunu pembe renkli bir ağaç (Aucoumea)

İZOLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Yalıtılmış, tecrit edilmiş

KARNE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Öğrencilere dönem sonlarında okul yönetimleri tarafından verilen ve her dersin başarı durumu ile devam, sağlık, yetenek ve genel gidiş durumlarını gösteren belge
  2. Kişilerin bir haktan yararlanmaları için bir kuruluş tarafından verilen belge
    • "Ekmek karnesi. Vapur karnesi."

AJİTE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] "Kışkırtmak" anlamındaki ajite etmek ve "çırpıntıya uğramak" anlamındaki ajite olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

ATAŞE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı
    • "Elçilik ataşelerinde yüzde otuz azaltılmaya gidilmelidir." (Falih Rıfkı Atay)

BELDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İlçeden küçük, belediye ile yönetilen yer
  2. Mekân, yer, çevre
    • "Bugün toz hâlinde sallanan bu iklim, asırların uykusundan, bunca sanat beldeleri gibi bir gün sıyrılacak." (Yahya Kemal Beyatlı)

ABİDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Anıt

AKİDE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İnanç
    • "Akidesini esvap gibi değiştirebilen, vicdanını adi bir eşya gibi satan insanlar bu dünyada az değildir." (Ömer Seyfettin)

DÜŞME

  1. [isim] Düşmek işi

İBARE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz
    • "Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var?" (Ahmet Rasim)

FAHTE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde genellikle ilahi, beste ve özellikle peşrev formlarında kullanılan, yirmi zamanlı ve on iki vuruşlu bir büyük usul

ÖRTME

  1. [isim] Örtmek işi
  2. Baş örtüsü
  3. Üstü kapalı, önü açık yer
    • "Damın örtmesinin altında hasta koyunlara bakıyordu bir adamla beraber." (Yahya Kemal)

KESME

  1. [isim] Kesmek işi
  2. Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas
  3. [sıfat] Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
    • "Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat." (Refik Halit Karay)
  4. [sıfat] Kesin, değişmez, maktu
    • "Kesme fiyat."
  5. Kesme işareti
  6. Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat
  7. Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia)
  8. Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi
  9. İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrı çekimin birbirini izlemesinden doğan durum
  10. Lokum

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü