Başında e olan 8 harfli 266 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EŞİTLEME

  1. [isim] Eşitlemek işi

ELLETMEK

  1. [-i] Elleme işini yaptırmak

ESTİRMEK

  1. [-i] Esmesini sağlamak

ERTELEME

  1. [isim] Ertelemek işi, tehir, tecil, talik
    • "Bu çeşit projeleri hep çekmelerin en altına sürüp erteleme yolunu tutuyorlardı." (Haldun Taner)

ETTİRGEN

  1. [sıfat] İşi başkasına yaptıran veya yapılmasına yol açan

EMZİRTME

  1. [isim] Emzirtmek işi

ENFRARUJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kızıl ötesi

EHLİZEVK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Güzel veya çirkin hükmünü verdiren duyguya sahip, zevkli kimse

ETLENMEK

  1. [nsz] Şişmanlamak, semirmek
    • "Kısarak boylu, kara kuru Nadir Hanım'ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş bir hanım var." (Memduh Şevket Esendal)

EKSİLMEK

  1. [nsz] Azalmak, az duruma gelmek
    • "Doktorun eksilmeyen güleçliğini, cana yakınlığını maske sanıyor." (Tarık Buğra)
  2. Bulunmamak, var olmamak, rastlanmamak
    • "Bu dağdan kar eksilmez."

ENDOSKOP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnsan vücudunun herhangi bir boşluğunu, muayeneyi kolaylaştırmak için aydınlatıp görünür duruma getiren alet

EPİLEPSİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sara

EŞTİRMEK

  1. [-i] Eşmesini sağlamak

ETNOGRAF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Etnografya uzmanı, budun betimci

EVHAMSIZ

  1. [sıfat] Evhamı olmayan
    • "İkimiz de toprağın üstündeki büyük boşluğa aynı evhamsız gözle bakıyoruz." (Reşat Nuri Güntekin)

EMARECİK

  1. [isim] Küçük iz, ufak belirti
    • "Yazışlarda dostluğun içyüzünden bir emarecik bile yok." (Aka Gündüz)

EMZİRMEK

  1. [-i] Kadın veya dişi hayvan, memesindeki sütü yavruya vermek
    • "Tam karşımdaki sıranın köşesinde genç irisi bir taze sol memesini çıkarmış, yavrusunu emziriyor." (Haldun Taner)

EŞREFLİK
...
EBELEMEK

  1. [-i] Oyunda ebe yapmak

ERGÜRMEK

  1. [-i] Ulaştırmak, eriştirmek
    • "Âşık olan eder kanı / Ergürür muradıma beni / Gayet tenha buldum seni / Hemen vazgeçtin mi benden." (Halk türküsü)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü