Başında e olan 7 harfli 339 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EKLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
- "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Bir şeyi ek olarak kullanmak
- "Bu kumaşı örtüye eklemeli."
-
[-i]
Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
- EKŞİMEK
-
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- "Yoğurt ekşidi."
-
Mayalanmak
- "Hamur ekşidi."
-
Utanmak, mahcup olmak
-
Sırnaşmak, ısrar etmek
-
Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak
- "Çardak'tan Rabiye'nin çıktığını görünce Bekir'in yüzü ekşidi." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Ekşi duruma gelmek
- EĞİLMEK
-
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- "Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı." (Cahit Uçuk)
-
İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek
- "Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar." (Refik Halit Karay)
-
Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek
- "Türk eğilmez."
-
[-e]
Bir işi önemseyip ele almak
- "Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- EĞİRMEK
-
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
- EĞİTİCİ
-
-
[isim]
Genellikle çocuk eğitimi ile uğraşan kimse, mürebbi
-
[sıfat]
Eğitimi sağlayan, eğitmeye elverişli veya eğiten değerleri bulunan
- "Eğitici film."
-
[isim]
Genellikle çocuk eğitimi ile uğraşan kimse, mürebbi
- EROİNCİ
-
-
[isim]
Eroin yapıp satan kimse
-
Eroin kullanan kimse, eroinman
-
[isim]
Eroin yapıp satan kimse
- EŞLENİK
-
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde birbiriyle oranlı bulunan (nokta, çizgi, sayı)
-
[sıfat]
Herhangi bir biçimde birbiriyle oranlı bulunan (nokta, çizgi, sayı)
- EYERSİZ
-
-
[sıfat]
Eyer vurulmamış, sırtına eyer konulmamış (hayvan)
- "Hüseyin, yarı beline kadar çıplak, yanında duran eyersiz bir atı yelesinden tutmuş, duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Eyer vurulmamış, sırtına eyer konulmamış (hayvan)
- EMEKSİZ
-
-
[sıfat]
Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz
-
[sıfat]
Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz
- EDREMİT
- ...
- EĞİTSEL
-
-
[sıfat]
Eğitimsel, terbiyevi
-
[sıfat]
Eğitimsel, terbiyevi
- ELİNDEN
-
-
[zarf]
Yüzünden, ...-den dolayı
- "Yandım çavuş yandım senin elinden." (Halk türküsü)
-
[zarf]
Yüzünden, ...-den dolayı
- ETRAFLI
-
-
[sıfat]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
-
[zarf]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde
-
[sıfat]
Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
- EJEKTÖR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Fışkırtıcı
-
[isim]
Fışkırtıcı
- EŞEYSEL
-
-
[sıfat]
Cinsel
-
[sıfat]
Cinsel
- EĞLEMEK
-
-
[-i]
Durdurmak
- "Deveniz gidiyordu eğleyemedim / Kıratın boşanmış bağlayamadım." (Halk türküsü)
-
Oyalamak
- "Beni işler eğledi de vaktinde yetişemedim."
-
Avutmak
-
[-i]
Durdurmak
- ELASTİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Esnek
-
[sıfat]
Esnek
- ENTROPİ
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
İstatistik kurallarına göre yönlendirilen bir haber kaynağının haber içeriklerinin oranı
-
[isim]
İstatistik kurallarına göre yönlendirilen bir haber kaynağının haber içeriklerinin oranı
- EKLEŞME
-
-
[isim]
Ekleşmek işi
-
[isim]
Ekleşmek işi
- EKLETME
-
-
[isim]
Ekletmek işi
-
[isim]
Ekletmek işi