Başında e olan 4 harfli 142 kelime var. E harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde e harfi olan kelimeler listesine ya da sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında e bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ELDE

  1. [isim] Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı

EMEN

  1. [isim] Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

ECİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Sevap
    • "Bu sabrın ecri büyüktür." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Ücret

EMEÇ

  1. [isim] Su ve kara yosunlarının, kökü andıran tutunma organı

EDİP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Edebiyatla uğraşan, edebî eser veren kimse, yazar
    • "Pek az hoşlandıklarım muhabirler, ediplerdir." (Falih Rıfkı Atay)

EHEM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Çok önemli

EKRU
...
EĞSİ

  1. [isim] Ucu yanmış odun, köseği

EKİP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Takım
    • "Aramızda ekipler kuracağız, maçlar yapacağız, oyunlar oynayacağız." (Çetin Altan)
  2. İşçilerin oluşturduğu takım
    • "Bir kısmı da hususi temizleme ekipleri marifetiyle imha edilir." (Haldun Taner)

EMEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek
    • "Büyük emeller benim bir aile ocağı kurmama da mâni olmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Size karşı güzel bir emel besleyenler için kazanmak lazım, değil mi?" (Peyami Safa)
    • "İttihat ve Terakki, ordunun genç subaylarını emellerine alet etmeyi başarmıştı." (Samiha Ayverdi)

EFES
...
EĞME

  1. [isim] Eğmek işi

ELİM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Acınacak, acıklı
    • "Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü." (Yahya Kemal Beyatlı)

EDEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toplum töresine uygun davranma
    • "Olur şey mi bu, haydi edebinle çık git, çekil karşımdan!" (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Edeptir söylemesi, donuna kaçırmış."
  2. İyi ahlak, incelik, terbiye

ETLİ

  1. [sıfat] İçinde et bulunan
    • "Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır." (Peyami Safa)
  2. Eti çok olan
    • "Etli koyun."
  3. Dolgun, kalın
    • "... aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Yenecek kısmı çok olan (meyve)
    • "Etli, lezzetli bir zeytin."

EKİN

  1. [isim] Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum
    • "Yağmur vaktinde ve yeterince yağmalı; ekinlere kına, pancarlara kurt düşmemeli." (Tarık Buğra)
  2. Kültür, hars

EMİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buyruk, komut, talimat, ferman
    • "Validen sert bir emir aldım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi." (Haldun Taner)
  2. İstek
    • "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler."
  3. Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm

EZİK

  1. [isim] Bere, çürük
    • "Vücudu eziklerle dolu idi."
  2. [sıfat] Ezilmiş veya yassılmış
  3. [sıfat] Olaylar ve hayat şartları karşısında güçsüz ve sıkıntılı duruma düşmüş olan, üzüntülü
    • "Hiç de ezik bulmaz kızını, hep güvenmiştir ona." (Tarık Buğra)

EKİT
...
ETÇİ

  1. [isim] Kasap

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü