Başında eğ olan 7 harfli 27 kelime var. Eğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde eğ olan kelimeler listesine ya da sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında eğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EĞLENTİ
-
-
[isim]
Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı
- "Dün geceki heyecan bir eğlenti coşkunluğu idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı
- EĞLENME
-
-
[isim]
Eğlenmek işi
-
Neşeli, hoşça vakit geçirme
-
Alay etme
- "Herkesle eğlenmeye ne hakkın var?"
-
Oyalanma
-
[isim]
Eğlenmek işi
- EĞİNMEK
-
-
[-e]
Gönül vermek
-
[-e]
Gönül vermek
- EĞİRMEK
-
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
- EĞLENİŞ
-
-
[isim]
Eğlenme işi
- "Garp âleminde eğlenişin bir misali bu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Eğlenme işi
- EĞRİLİŞ
-
-
[isim]
Eğrilme işi veya biçimi
-
[isim]
Eğrilme işi veya biçimi
- EĞDİRİŞ
-
-
[isim]
Eğdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Eğdirme işi veya biçimi
- EĞRİLME
-
-
[isim]
Eğrilmek işi
-
[isim]
Eğrilmek işi
- EĞİLMEK
-
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- "Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı." (Cahit Uçuk)
-
İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek
- "Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar." (Refik Halit Karay)
-
Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek
- "Türk eğilmez."
-
[-e]
Bir işi önemseyip ele almak
- "Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- EĞİKLİK
-
-
[isim]
Eğik olma durumu, eğim, yamukluk, meyil
-
Bir gök cisminin içinde hareket ettiği düzlem ile yörünge düzlemiyle belirtilmiş herhangi bir düzlem arasındaki açı
-
[isim]
Eğik olma durumu, eğim, yamukluk, meyil
- EĞİTSEL
-
-
[sıfat]
Eğitimsel, terbiyevi
-
[sıfat]
Eğitimsel, terbiyevi
- EĞLEŞME
-
-
[isim]
Eğleşmek, oyalanmak işi, tevakkuf
-
[isim]
Eğleşmek, oyalanmak işi, tevakkuf
- EĞİRTME
-
-
[isim]
Eğirtmek işi
-
[isim]
Eğirtmek işi
- EĞİTİCİ
-
-
[isim]
Genellikle çocuk eğitimi ile uğraşan kimse, mürebbi
-
[sıfat]
Eğitimi sağlayan, eğitmeye elverişli veya eğiten değerleri bulunan
- "Eğitici film."
-
[isim]
Genellikle çocuk eğitimi ile uğraşan kimse, mürebbi
- EĞRİTME
-
-
[isim]
Eğritmek işi
-
[isim]
Eğritmek işi
- EĞRİLİK
-
-
[isim]
Eğri olma durumu
-
[isim]
Eğri olma durumu
- EĞİRMEN
-
-
[isim]
İplik eğirmeye yarar araç, kirmen
- "İki arkadaş, yüzlerce yıllık tonozların altında eğirmenlerini çevirirlerken her günkü ahenklerine giriştiler." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
İplik eğirmeye yarar araç, kirmen
- EĞMEÇLİ
-
-
[sıfat]
Eğmeci olan, kavisli, mukavves
-
[sıfat]
Eğmeci olan, kavisli, mukavves
- EĞİTMEK
-
-
[-i]
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
- "Çocukları eğitmek."
-
Hayvanı istenilen davranışları yapabilecek biçimde yetiştirmek
-
[-i]
Birinin akla uygun, fiziksel ve moral gelişmesi üzerine etki yaparak çeşitli davranış yatkınlıkları, bilgi ve görgü aşılayarak önceden tespit edilmiş amaçlara göre onun belirli bir yönde gelişmesini sağlamak, terbiye etmek
- EĞİTMEN
-
-
[isim]
Eğitim işiyle uğraşan kimse
-
Kurs görerek köyde öğretmenlik yapan kimse, köy öğretmeni
-
[isim]
Eğitim işiyle uğraşan kimse