Başında dö olan 8 harfli 44 kelime var. Dö ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dö olan kelimeler listesine ya da sonu dö ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dö bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D Ö Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ÖD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖLLEMEK
-
-
[-i]
Erkek gamet bir yumurtacıktaki dişi gametle kaynaşmayı sağlayarak yumurtacığı tam bir hücre durumuna getirmek, ilkah etmek
-
[-i]
Erkek gamet bir yumurtacıktaki dişi gametle kaynaşmayı sağlayarak yumurtacığı tam bir hücre durumuna getirmek, ilkah etmek
- DÖRTNALA
-
-
[zarf]
At, dörtnal koşarak
- "Aydınlıktan huylanan atlar şaha kalkarak deli gibi dörtnala ileri atılıyorlardı." (Ömer Seyfettin)
- "Atı dörtnala kaldırdı."
- "Atlar bazen dörtnala kalkıyor, bazen tırısa geçiyordu." (Reşat Enis)
-
[zarf]
At, dörtnal koşarak
- DÖNMELİK
- ...
- DÖRDÜNCÜ
-
-
[sıfat]
Dört sayısının sıra sıfatı, sırada üçüncüden sonra gelen
-
[sıfat]
Dört sayısının sıra sıfatı, sırada üçüncüden sonra gelen
- DÖKÜLMEK
-
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- "Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kumaş dökümlü olmak
-
Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
-
[-e]
Düşmek
- "Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde, dört kişiydik." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Çıkmak, ortaya konulmak
- "Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kaplamak, yayılmak
- "Duvarlar, bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
Salınmak, serbest bırakılmak
- "Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı." (Haldun Taner)
-
[-e]
Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
- "Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
- "Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Çok yorgun, hasta olmak
- "Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler." (Tarık Buğra)
-
Akarsular, göl veya denize akmak
-
[nsz]
Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
- DÖLLENME
-
-
[isim]
Erkek gametle dişi gametin kaynaşmasıyla yumurtacığın embriyo durumuna gelmesi, aşılanma, ilkah
-
[isim]
Erkek gametle dişi gametin kaynaşmasıyla yumurtacığın embriyo durumuna gelmesi, aşılanma, ilkah
- DÖNDÜRME
-
-
[isim]
Döndürmek işi, irca, tahvil
- "Yüzünü benden yana döndürmesini bekledim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Döndürmek işi, irca, tahvil
- DÖNDÜRÜŞ
-
-
[isim]
Döndürme işi veya biçimi
-
[isim]
Döndürme işi veya biçimi
- DÖŞENMEK
-
-
[nsz]
Döşeme işi yapılmak
- "Yılına kalmadı, hepsi düzeldi, döşenip donandı." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek
-
Uzun uzadıya ve yererek yazmak
- "Başyazar bu olay üzerine gene döşenmiş."
-
[nsz]
Döşeme işi yapılmak
- DÖŞEMSİZ
-
-
[sıfat]
Döşemi olmayan
-
[sıfat]
Döşemi olmayan
- DÖVMELİK
-
-
[isim]
Mısır ve buğday dövmeye yarayan, yarma buğday yapan bir araç
-
[isim]
Mısır ve buğday dövmeye yarayan, yarma buğday yapan bir araç
- DÖKTÜRÜŞ
- ...
- DÖŞEKSİZ
-
-
[sıfat]
Döşeği olmayan
-
[sıfat]
Döşeği olmayan
- DÖNÜMLÜK
-
-
Dönüm ölçüsünde olan
- "Evin arkasında üç dört dönümlük bir bahçemiz vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dönüme yetecek ölçüde olan
- "İki dönümlük tohum kaldı."
-
Dönüm ölçüsünde olan
- DÖVÜLGEN
-
-
[sıfat]
Dövülerek levha durumuna geçebilen (maden)
-
[sıfat]
Dövülerek levha durumuna geçebilen (maden)
- DÖLLENİŞ
-
-
[isim]
Döllenme işi veya biçimi
-
[isim]
Döllenme işi veya biçimi
- DÖNÜŞMEK
-
-
[-e]
Bir biçimden, bir durumdan başka bir biçime veya duruma geçmek, tahavvül etmek
- "Gülüşü içli bir duyarlığa dönüştü yüzünde." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Bir biçimden, bir durumdan başka bir biçime veya duruma geçmek, tahavvül etmek
- DÖŞETMEK
-
-
[-i]
Döşeme işini yaptırmak
- "Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Döşeme işini yaptırmak
- DÖKÜMEVİ
-
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
-
[isim]
Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
- DÖRTKÖŞE
-
-
[sıfat]
Keyifli, sevinçli
-
[sıfat]
Keyifli, sevinçli