Başında du olan 8 harfli 34 kelime var. Du ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde du olan kelimeler listesine ya da sonu du ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında du bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUDAKSIL
-
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- "p dudaksıl sestir."
-
[sıfat]
Boğumlanma noktası dudaklarda bulunan (ses)
- DUYARSIZ
-
-
[sıfat]
Duyarlı olmayan
- "Kızın bir beton duvarı gibi duyarsız ve sert gözlerine bakıyor." (Ayşe Kulin)
-
[sıfat]
Duyarlı olmayan
- DUYULMAK
-
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- "Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri, kâh ağlaştıkları duyulur." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[nsz]
Duyma işine konu olmak
- DUHULİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Giriş ücreti
- "On kuruş duhuliyeyi toslayıp o da içeri girdi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Giriş ücreti
- DUMANSIZ
-
-
[sıfat]
Dumanı olmayan, duman çıkarmayan
- "Dumansız barut."
-
[sıfat]
Dumanı olmayan, duman çıkarmayan
- DURULAMA
-
-
[isim]
Durulamak işi
-
[isim]
Durulamak işi
- DURALAMA
-
-
[isim]
Duralamak durumu
-
[isim]
Duralamak durumu
- DUYGUDAŞ
-
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
-
Üyesi olmadığı hâlde bir partinin, bir kuruluşun görüşlerini benimseyen veya bir görüşü, bir öğretiyi, bir akımı tutan kimse, sempatizan
-
[isim]
Bir konuda duyguları diğer bir kişiyle aynı olan kimse
- DUYUMSAL
-
-
[sıfat]
Duyu organları ile ilgili
- "Duyumsal sinirler. İşitme, duyumsal bir görevdir."
-
Duyuma ait, duyumla ilgili
- "Nihayet toplumsal çöküşün birey üzerinde yarattığı düşünsel, duyumsal karmaşaya geçilir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Duyu organları ile ilgili
- DUBARACI
-
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
-
[sıfat]
Oyunla, hileyle, aldatmacayla, düzenle iş gören (kimse), düzenci
- DUYUÜSTÜ
-
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
-
Algılama yoluyla değil, düşünme ile kavranan
-
[sıfat]
Duyularla verilmeyen
- DURULMAK
-
-
[nsz]
Duru duruma gelmek
- "Bulanık su duruldu."
-
Gürültü, kımıldanış, karışıklık, yağış, yel dinmek, sükûn bulmak
- "Kar ve fırtına durulmuş, hava birden açıvermişti." (Haldun Taner)
-
Uslanmak, sakinleşmek
- "Canı yanan kısrak acı bir kişneme salıverdikten sonra birdenbire duruldu." (Haldun Taner)
-
[nsz]
Duru duruma gelmek
- DUYUMSUZ
-
-
[sıfat]
Duyumu olmayan
-
[sıfat]
Duyumu olmayan
- DUYGUSUZ
-
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz
- "Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum." (Aka Gündüz)
-
Katı yürekli, umursamaz, hissiz
- "Sakin hatta donuk, bütün durumlarda duygusuz görünür o..." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz
- DURDURUŞ
-
-
[isim]
Durdurma işi veya biçimi
-
[isim]
Durdurma işi veya biçimi
- DURUKLUK
-
-
[isim]
Duruk olma durumu
-
[isim]
Duruk olma durumu
- DURALLIK
-
-
[isim]
Dural olma durumu
- "Hayatımızın o dönemlerdeki durallığı, biteviyeliği, romanı toplumumuzdan uzak tutmuştur." (Selim İleri)
-
[isim]
Dural olma durumu
- DURAKSIZ
-
-
[zarf]
Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)
-
[sıfat]
Hareketli, oynak
- "Benim için kullanılan bu duraksız sözcüğünün İstanbul Türkçesinde kullanılmadığını neden sonra öğrendim." (Azra Erhat)
-
[zarf]
Otobüs mola vermeden, duraklarda durmadan (gitmek)
- DUVAKSIZ
-
-
[sıfat]
Duvağı olmayan
-
[sıfat]
Duvağı olmayan
- DURDURMA
-
-
[isim]
Durdurmak işi
-
[isim]
Durdurmak işi