Başında du olan 5 harfli 29 kelime var. Du ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde du olan kelimeler listesine ya da sonu du ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında du bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DUYMA
-
-
[isim]
Duymak durumu
-
[isim]
Duymak durumu
- DUBLE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı
- "İçi öyle yanıyordu ki elinde olmadan buğulu bira dubleleri, bardak çatlatan nar şerbetleri kuruyor." (Atilla İlhan)
-
Giysilerin iç bölümüne geçirilip kumaşla birlikte dikilen astar veya giysilerin içine ayrı olarak giyilen giyecek
-
[sıfat]
Bir kadeh miktarında olan
-
[sıfat]
İkili, gidiş ve gelişi ayrılmış (yol)
-
[isim]
Belirli miktarın veya büyüklüğün iki katı
- DUYAR
-
-
[sıfat]
Duygulu, duygun, duyarlı, hassas
-
Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan
- "Duyar bölge."
-
[sıfat]
Duygulu, duygun, duyarlı, hassas
- DURUN
- ...
- DUMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Körelme
- "Aşk, bende öyle dumura uğramış bir duygu ki sevmek hasretini bile duyamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Körelme
- DUACI
-
-
[isim]
Tanrı'ya yalvaran kimse
- "Hepimiz iyiyiz, sana duacıyız, diyordu mektupta." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tanrı'ya yalvaran kimse
- DUŞAK
-
-
[isim]
Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek
-
[isim]
Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek
- DURAÇ
-
-
[isim]
Kaide
-
[isim]
Kaide
- DUYUŞ
-
-
[isim]
Duyma işi veya biçimi
-
Seziş
-
[isim]
Duyma işi veya biçimi
- DURUK
-
-
[sıfat]
Hareketi olmayan, belirli bir süre değişmeyen, statik, dinamik karşıtı
-
Kuvvetlerin dengelenmesiyle ilgili olan
-
[isim]
Hareket etmeyen nesnelerin üzerindeki kuvvet dengeleri ile uğraşan bilim dalı, statik
-
[isim]
Dalgalı akımlı elektrik motor veya üreteçlerinde hareketsiz bölüm, stator
-
[sıfat]
Hareketi olmayan, belirli bir süre değişmeyen, statik, dinamik karşıtı
- DUYGU
-
-
[isim]
Duyularla algılama, his
- "Bitkilerde duygu var mı?"
- "Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim
- "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." (Burhan Felek)
-
Önsezi
- "Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır." (Aka Gündüz)
-
Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği
-
Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik
- "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Duyularla algılama, his
- DUHUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Girme, giriş
-
[isim]
Girme, giriş
- DULDA
-
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- "Demirkır, güney tepelerinin duldalarına çektiği atları gece yarısına doğru yeniden ovaya indirdi." (Abbas Sayar )
- "Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım." (Halk türküsü)
-
Esirgeme, koruma, himaye
- "Yiğit duldasında yiğit saklanır." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- DUVAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
-
Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
- "Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Sonuç alınamayan yer
-
Engel
- "İki arkadaşın arasında aşılmaz bir duvar vardı."
-
Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma
-
[isim]
Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
- DURMA
-
-
[isim]
Durmak işi
-
Eğleşme, eğlenme, tevakkuf
-
[isim]
Durmak işi
- DUTÇU
- ...
- DUBAR
-
-
[isim]
Kefalgillerden, 30-40 cm uzunluğunda, eti lezzetli bir balık türü (Mugil cephalus)
-
[isim]
Kefalgillerden, 30-40 cm uzunluğunda, eti lezzetli bir balık türü (Mugil cephalus)
- DUALI
-
-
[sıfat]
Dua okuyan, dua eden
-
[sıfat]
Dua okuyan, dua eden
- DURUM
-
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- "Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Duruş biçimi, konum
-
Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri
-
Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl
- "Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu."
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- DURGU
-
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte
-
Bir müzik eserinde, bitiş etkisi yapan armonik zincirlemeler bütünü
-
[isim]
Olmakta olan bir şeyin birdenbire durarak kesilmesi, sekte