Başında doğ olan 8 harfli 27 kelime var. Doğ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde doğ olan kelimeler listesine ya da sonu doğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında doğ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOĞRANMA
-
-
[isim]
Doğranmak işi
-
[isim]
Doğranmak işi
- DOĞRAYIŞ
-
-
[isim]
Doğrama işi veya biçimi
-
[isim]
Doğrama işi veya biçimi
- DOĞRULUM
-
-
[isim]
Yönelim
-
[isim]
Yönelim
- DOĞULUCA
- ...
- DOĞRULUŞ
- ...
- DOĞURTMA
-
-
[isim]
Doğurtmak işi veya durumu
-
[isim]
Doğurtmak işi veya durumu
- DOĞURUCU
-
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- "Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı."
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- DOĞRULTU
-
-
[isim]
Yön, istikamet
- "Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda ... devletin gözetim ve denetimi altında yapılır." (Anayasa)
-
Tutulan, izlenen yol
-
Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum
- "Düz gittiği veya geldiği düşünülen bir okun uzayda kalan izi, okun doğrultusunu gösterir."
-
Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet
-
[isim]
Yön, istikamet
- DOĞRUDAN
-
-
[sıfat]
Aracısız
- "Doğrudan pazarlık."
-
[zarf]
Aracısız olarak, herhangi bir aracı kullanmadan
- "Devreye girmeselerdi seninle doğrudan görüşmek niyetindeydim." (Ahmet Ümit)
-
[sıfat]
Aracısız
- DOĞANŞAR
- ...
- DOĞURMAK
-
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
- "Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- DOĞRULMA
-
-
[isim]
Doğrulmak işi
-
[isim]
Doğrulmak işi
- DOĞUMSAL
-
-
[sıfat]
Doğumdan, soydan gelen
- "Doğumsal kalp hastalıkları."
-
[sıfat]
Doğumdan, soydan gelen
- DOĞDURMA
-
-
[isim]
Doğdurmak işi
-
[isim]
Doğdurmak işi
- DOĞRAMAK
-
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- "Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- DOĞAÇTAN
-
-
[zarf]
Doğaçlama
-
[zarf]
Doğaçlama
- DOĞUŞTAN
-
-
Yaradılıştan
- "İnsan doğuştan medenidir, cemiyet içinde yaşamak için yaratılmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Kişinin doğduğu andan beri var olan, doğuşla birlikte gelen, fıtri
-
Yaradılıştan
- DOĞRANIŞ
- ...
- DOĞRULUK
-
-
[isim]
Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet
- "Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?" (Necati Cumalı)
-
Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması
-
[isim]
Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet
- DOĞURGAN
-
-
[sıfat]
Çok doğuran
-
Çok eser veren, velut
- "Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Çok doğuran