Başında dola olan 7 harfli 15 kelime var. Dola ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dola olan kelimeler listesine ya da sonu dola ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dola bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D L O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
LODA
3 Harfli Kelimeler
ALO, DAL, ODA
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, DO, LA, OD, OL
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOLAMAÇ
- ...
- DOLANIK
- ...
- DOLAMAK
-
-
[-i]
İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
-
Sarmak, kavuşturmak
- "Kollarını boynuma doladı, dizlerime oturmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
- DOLAYIŞ
- ...
- DOLANMA
-
-
[isim]
Dolanmak işi
-
[isim]
Dolanmak işi
- DOLAŞMA
-
-
[isim]
Dolaşmak işi
- "Bir yaşlı yörük kasaba sokaklarında dolaşmaya başlamıştı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Dolaşmak işi
- DOLANIM
-
-
[isim]
Tedavül, sirkülasyon, dolaşım
-
[isim]
Tedavül, sirkülasyon, dolaşım
- DOLAMIK
-
-
[isim]
Bir tür ağ, bir tür avcı tuzağı
-
[isim]
Bir tür ağ, bir tür avcı tuzağı
- DOLAYLI
-
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, bilvasıta
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, bilvasıta
- DOLANTI
-
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
-
[isim]
Gezip dolaşılan yer, alan
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- DOLAPÇI
-
-
[isim]
Dolap yapan veya satan kimse
-
İstanbul bedesteninde dolap işleten kimse
-
Hileci, düzenci
- "Eh, erbabıdır dedik, verdik dizginleri eline, halt etmişiz. Dolapçının, fırıldakçının biri çıkmaz mı?" (Atilla İlhan)
-
[isim]
Dolap yapan veya satan kimse
- DOLAPLI
- ...
- DOLANIŞ
-
-
[isim]
Dolanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dolanma işi veya biçimi
- DOLAŞIM
-
-
[isim]
Dolaşma işi
-
Para ve para yerine geçen bono, senet vb. geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik
-
Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı
-
Kan dolaşımı
-
[isim]
Dolaşma işi