Başında do olan 8 harfli 82 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOKUZTAŞ
-
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
- DOĞRANIŞ
- ...
- DOLMALIK
-
-
[sıfat]
Dolma yapmaya yarar
- "Dolmalık fıstık."
-
[sıfat]
Dolma yapmaya yarar
- DOĞULUCA
- ...
- DOYASIYA
-
-
[zarf]
Doyuncaya kadar yiyerek
- "Sofradan doyasıya kalktıkları gün bahtiyardırlar." (Samiha Ayverdi)
-
Bol bol
- "Babamı doyasıya göremedim." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[zarf]
Doyuncaya kadar yiyerek
- DOĞRULMA
-
-
[isim]
Doğrulmak işi
-
[isim]
Doğrulmak işi
- DOKURCUN
-
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
-
Dokuztaş oyunu
-
Çizgili şayak kumaş
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
- DOLUKMAK
-
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
- DOSDOĞRU
-
-
[sıfat]
Çok doğru
-
[zarf]
Sağa sola sapmadan
- "Dosdoğru dayımın karşısına geçerek bağırdım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Çok doğru
- DOMİNANT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Baskın
-
[sıfat]
Baskın
- DOKSANLI
- ...
- DOĞDURMA
-
-
[isim]
Doğdurmak işi
-
[isim]
Doğdurmak işi
- DOĞURUCU
-
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- "Ziya Gökalp'ın kuvvetli bir hafızası, doğurucu bir muhayyilesi vardı."
-
[sıfat]
Yeni düşünceleri ortaya koyan (kimse), üretken, yaratıcı
- DOLANMAK
-
-
[-e]
Bir şeyin çevresine sarılmak
- "Kocasının kolu beline bir kobra gibi dolanmış, ince kaburgalarını birbirine geçirecek gibi sıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır; böylece aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkında olmaz." (Ahmet Ümit)
-
[nsz]
Bir şeyin çevresinde dönmek, gezmek, dolaşmak
- "Arkadan dolanıp uzaktan gözetleyecekti çeşmeyi." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Karışmak, dolaşmak
-
[-de]
Gelişigüzel gezmek
- "Kızlarının, gelinlerinin evleri arasında dolanıyor, hep evini, komşularını arıyordu." (Necati Cumalı)
-
[-e]
Bir şeyin çevresine sarılmak
- DOLAPSIZ
- ...
- DOLAYSIZ
-
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
- "Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek?" (Selim İleri)
-
[zarf]
Araya herhangi bir araç girmeden
- "Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
- DOLUŞMAK
-
-
[nsz]
Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek
-
[nsz]
Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek
- DOĞRAMAK
-
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- "Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
- DORUKSUZ
- ...
- DONUKLUK
-
-
[isim]
Donuk olma durumu
- "Yüzünde kendisi kadar ehemmiyetli olmayan mahluklarla konuşmaya mecbur kalmış bir yarı tanrı donukluğu vardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
[isim]
Donuk olma durumu