Başında do olan 8 harfli 82 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DOLAMBAÇ

  1. [isim] Dolanarak giden, dönerek uzanan yolun kıvrıntısı
    • "Bu yolun dolambaçları çoktur."
  2. İç kulak
  3. Başlık
    • "Atımı bağladım darağacına / Perçemim dolaştı dolambacıma." (Halk türküsü)

DOGMATİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Deney bilgisini, deneye dayanan kanıtları hiçe sayarak kanılarını inanç öğretilerinden çıkaran (düşünce biçimi), inaksal
  2. [isim] Felsefe ve din dogmalarının mantıksal ve sıralı bir yolla ortaya konuluşu

DONUKLUK

  1. [isim] Donuk olma durumu
    • "Yüzünde kendisi kadar ehemmiyetli olmayan mahluklarla konuşmaya mecbur kalmış bir yarı tanrı donukluğu vardı." (Ruşen Eşref Ünaydın)

DOĞURTMA

  1. [isim] Doğurtmak işi veya durumu

DOĞRUSUZ

  1. [sıfat] Doğrusu olmayan

DOLAKSIZ

  1. [sıfat] Dolağı olmayan, büzgüsü bulunmayan
    • "Adamın sırtında yakasız bir mintanı, bacaklarında da dolaksız bir külot vardı." (Haldun Taner)

DOLDURUŞ

  1. [isim] Doldurma işi veya biçimi
    • "Kimler dolduruşa getirdi sizleri, kimlere kandınız?" (Ayşe Kulin)

DOKURCUN

  1. [isim] Ot veya ekin yığını, tokurcun
  2. Dokuztaş oyunu
  3. Çizgili şayak kumaş

DOMALTMA

  1. [isim] Domaltmak işi veya durumu

DOĞURMAK

  1. [nsz] Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
    • "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
    • "Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DOLAYSIZ

  1. [sıfat] Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
    • "Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek?" (Selim İleri)
  2. [zarf] Araya herhangi bir araç girmeden
    • "Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır." (Atilla İlhan)

DOKUNMAK

  1. [-e] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
    • "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
  2. Karıştırmak
    • "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
  3. [nsz] Almak, kullanmak, el sürmek
    • "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
  4. [nsz] Sağlığını bozmak
    • "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
  5. İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
    • "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
  6. İlişkin, ilgili olmak, değinmek
    • "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
  7. Hafifçe değmek
    • "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
  8. Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
    • "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
  9. Tedirgin etmek, sataşmak
    • "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)

DOMESTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Evcil
  2. Yerel, yerli
  3. [isim] İç, ülke içi

DOKUZTAŞ

  1. [isim] Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun

DOLUNMAK
...
DOKUZLUK
...
DOYASIYA

  1. [zarf] Doyuncaya kadar yiyerek
    • "Sofradan doyasıya kalktıkları gün bahtiyardırlar." (Samiha Ayverdi)
  2. Bol bol
    • "Babamı doyasıya göremedim." (Halikarnas Balıkçısı)

DOĞALLIK

  1. [isim] Doğal olma durumu, tabiilik
    • "Onu kökenindeki doğallıktan uzaklaştıran etkenlerden sıyırmalı." (Haldun Taner)

DOKUYUCU

  1. [isim] Dokumacı

DOĞRULMA

  1. [isim] Doğrulmak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü