Başında do olan 7 harfli 76 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DOKUNMA

  1. [isim] Dokunmak (I) işi, temas

DOYURUŞ

  1. [isim] Doyurma işi veya biçimi

DOLGULU

  1. [sıfat] İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş

DONANIM

  1. [isim] Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları
  2. Tesisat, döşem
    • "Elektrik donanımı."
  3. Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler

DOLAPÇI

  1. [isim] Dolap yapan veya satan kimse
  2. İstanbul bedesteninde dolap işleten kimse
  3. Hileci, düzenci
    • "Eh, erbabıdır dedik, verdik dizginleri eline, halt etmişiz. Dolapçının, fırıldakçının biri çıkmaz mı?" (Atilla İlhan)

DOLAYLI

  1. [sıfat] Doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, bilvasıta

DOLANIŞ

  1. [isim] Dolanma işi veya biçimi

DOKUMAK

  1. [-i] Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
  3. Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

DOPDOLU

  1. [sıfat] Büsbütün dolu

DOKTORA

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir fakülte veya yüksekokulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen derece, basamak
    • "Avrupa'da doktora yapmış bu doçent beye ne buyrulur?" (Haldun Taner)

DOLAPLI
...
DOĞRUSU

  1. [zarf] Gerçeği söylemek gerekirse, gerçek şu ki
    • "Doğrusu ilk Türkçeleşme denemeleri de zevksizdirler." (Falih Rıfkı Atay)

DOKUZLU

  1. [sıfat] Dokuz parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dokuz tane bulunan
  2. [isim] İskambil, domino vb. oyunlarda dokuz işaretini taşıyan kâğıt veya pul
    • "Resimli kâğıtlardan sonra ilk ağızda, onlularla dokuzlular gelir." (Haldun Taner)

DOKUNCA

  1. [isim] Kötülüğe yol açan, sağlığı bozan şey
    • "Yangın çıkıp da okul büyük ölçüde dokunca görünce Galatasaray Lisesi buraya taşınmıştır." (Salâh Birsel)
  2. Zarar

DOLAŞIM

  1. [isim] Dolaşma işi
  2. Para ve para yerine geçen bono, senet vb. geçerli olma, sürümde bulunma, sürüm, geçerlik
  3. Mal veya paranın elden ele dolaşması, dolanım, sirkülasyon, para dolaşımı
  4. Kan dolaşımı

DOLAŞIK

  1. [sıfat] Karışık (saç, ip vb.)
    • "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
  2. Dolaşarak giden (yol)
    • "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
  3. Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
    • "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
    • "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)

DOLUKMA

  1. [isim] Dolukmak işi

DOKUTMA

  1. [isim] Dokutmak işi

DOMALAN

  1. [isim] Asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenilebilen bir bitki, yer mantarı, karakeme (Tuber melanosporum)

DOĞALCI

  1. [sıfat] Doğalcılık yanlısı olan, natüralist

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü