Başında do olan 7 harfli 76 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOĞMACA
-
-
[zarf]
İçten geldiği gibi, irticalen, doğaçlama, emprovizasyon
-
[zarf]
İçten geldiği gibi, irticalen, doğaçlama, emprovizasyon
- DOMALMA
-
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
- DOMATES
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin, kırmızı ürünü için yetiştirilen bir bitki (Lycopersion esculentum)
-
Bu bitkinin yenilen kırmızı veya yeşil ürünü
-
[isim]
Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin, kırmızı ürünü için yetiştirilen bir bitki (Lycopersion esculentum)
- DOĞRULU
-
-
[sıfat]
Bir doğru boyunca olan, müstakim
- "Doğrulu hareket."
-
[sıfat]
Bir doğru boyunca olan, müstakim
- DOYULMA
-
-
[isim]
Doyulmak durumu
-
[isim]
Doyulmak durumu
- DOLGULU
-
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş
- DOSTANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Dostça
- "Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Dostça
- DOLUNMA
- ...
- DOLUŞMA
-
-
[isim]
Doluşmak işi
-
[isim]
Doluşmak işi
- DOLMACI
- ...
- DOKUNUM
-
-
[isim]
Çevremizdeki nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği, lamise
-
[isim]
Çevremizdeki nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği, lamise
- DOKÜMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Belge, vesika
- "Dostumun dokümanlarından çok güzel bilgiler edinmiştim." (Aydın Boysan)
-
[isim]
Belge, vesika
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- DODURGA
- ...
- DOLAMIK
-
-
[isim]
Bir tür ağ, bir tür avcı tuzağı
-
[isim]
Bir tür ağ, bir tür avcı tuzağı
- DONANMA
-
-
[isim]
Donanmak işi
-
Belli bir amaçla kullanılan gemilerin bütünü
-
Bayramlarda, sevinçli günlerde bayrak, ışık kullanıp fişek yakarak yapılan şenlik, donanma gecesi
-
Bir devletin deniz kuvvetleri, armada
- "Donanmanın topları ormanın üzerine nefes aldırmaksızın ateş döküyor." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Donanmak işi
- DOSTLUK
-
-
[isim]
Dost olma durumu
- "Lokanta müşterisi hanımlardan kendi kendine tanıştığı, konuştuğu, dostluk ettiği hanımlar var!" (Memduh Şevket Esendal)
-
Dostça davranış
- "Kayınpederinden gördüğü dostluğa karşı kendisine bir yazlık takım ısmarladı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Dost olma durumu
- DOĞRUCA
-
-
[sıfat]
Doğruya yakın
-
[zarf]
Hiçbir yöne sapmadan, dolaylı olmayarak, dolaşmayarak
- "Belki doğruca Ankara'ya dönersin, değil mi?" (Etem İzzet Benice)
-
[sıfat]
Doğruya yakın
- DOLOMİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde bir mineral
-
[isim]
Kalsiyum ve magnezyumlu karbonat birleşiminde bir mineral
- DOYURAN
-
-
[sıfat]
Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)
-
[isim]
Bir çelik çubuğu doyma durumuna getiren indükleyici manyetik alan
-
[sıfat]
Bir sıvının içinde eriyerek onu doyma durumuna getiren (madde)