Başında do olan 7 harfli 76 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DO, OD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DOMALMA
-
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
-
[isim]
Domalmak işi veya durumu
- DOLUNAY
-
-
[isim]
Ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, bedir
-
[isim]
Ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, bedir
- DONANIŞ
- ...
- DOYURMA
-
-
[isim]
Doyurmak işi
-
[isim]
Doyurmak işi
- DONATIM
-
-
[isim]
Donatma, teçhiz
-
Bir fabrikayı, bir havaalanını, bir spor kuruluşunu veya bir askerî birliği etkinlik göstermesi için gerekli araç ve gereçlerle donatma
-
Bir sanat eserinde ikinci derecede olan ayrıntılar, yardımcı ögeler
-
[isim]
Donatma, teçhiz
- DOLAMAÇ
- ...
- DOLANIM
-
-
[isim]
Tedavül, sirkülasyon, dolaşım
-
[isim]
Tedavül, sirkülasyon, dolaşım
- DOĞURMA
-
-
[isim]
Doğurmak işi
-
[isim]
Doğurmak işi
- DONATAN
- ...
- DOMANİÇ
- ...
- DOLANIK
- ...
- DOĞRAMA
-
-
[isim]
Doğramak işi
-
Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri
-
[isim]
Doğramak işi
- DOĞRUCU
-
-
[isim]
Her şeyin doğrusunu söylemeyi huy edinmiş olan kimse
-
[isim]
Her şeyin doğrusunu söylemeyi huy edinmiş olan kimse
- DOLUŞMA
-
-
[isim]
Doluşmak işi
-
[isim]
Doluşmak işi
- DOLAŞIK
-
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
-
Dolaşarak giden (yol)
- "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
-
Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
- "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
- "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Karışık (saç, ip vb.)
- DOSTANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Dostça
- "Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[zarf]
Dostça
- DOĞRULU
-
-
[sıfat]
Bir doğru boyunca olan, müstakim
- "Doğrulu hareket."
-
[sıfat]
Bir doğru boyunca olan, müstakim
- DORUKLU
- ...
- DOKUSUZ
-
-
[sıfat]
Dokusu olmayan
-
[sıfat]
Dokusu olmayan
- DOLGULU
-
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş
-
[sıfat]
İçinde dolgu maddesi olan, doldurulmuş