Başında do olan 7 harfli 76 kelime var. Do ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde do olan kelimeler listesine ya da sonu do ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında do bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DO, OD

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DOLAYLI

  1. [sıfat] Doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, bilvasıta

DOĞALCI

  1. [sıfat] Doğalcılık yanlısı olan, natüralist

DOLANTI

  1. [isim] Gezip dolaşılan yer, alan

DOLAŞIK

  1. [sıfat] Karışık (saç, ip vb.)
    • "Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var." (Karacaoğlan)
  2. Dolaşarak giden (yol)
    • "Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş." (Ahmet Haşim)
  3. Kolay çözülmeyecek veya içinden çıkılmayacak derecede karışık
    • "Birtakım dolaşık işleri yüzünden istifasını verip çekildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Amacını doğrudan doğruya değil de dolayısıyla sezdiren
    • "Dolaşık ve tutuk bir dille, yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz cümleler mırıldanmaya başladı." (Peyami Safa)

DOLUKMA

  1. [isim] Dolukmak işi

DOKUYUŞ

  1. [isim] Dokuma işi veya biçimi

DOMALIŞ

  1. [isim] Domalma işi veya biçimi

DOĞRAMA

  1. [isim] Doğramak işi
  2. Bir yapının kapı, pencere, dolap, raf vb. ağaç, metal veya plastik bölmeleri

DOYURUŞ

  1. [isim] Doyurma işi veya biçimi

DOLAMAK

  1. [-i] İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak
  2. Sarmak, kavuşturmak
    • "Kollarını boynuma doladı, dizlerime oturmuştu." (Sait Faik Abasıyanık)

DOSTANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [zarf] Dostça
    • "Bu mağazaya girdiğimiz vakit güler yüzlü ve çok dostane kabul edildik." (Yahya Kemal Beyatlı)

DOMALMA

  1. [isim] Domalmak işi veya durumu

DOKUMAK

  1. [-i] Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
  3. Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

DOĞRUCA

  1. [sıfat] Doğruya yakın
  2. [zarf] Hiçbir yöne sapmadan, dolaylı olmayarak, dolaşmayarak
    • "Belki doğruca Ankara'ya dönersin, değil mi?" (Etem İzzet Benice)

DOPDOLU

  1. [sıfat] Büsbütün dolu

DOLUNMA
...
DOKUZLU

  1. [sıfat] Dokuz parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dokuz tane bulunan
  2. [isim] İskambil, domino vb. oyunlarda dokuz işaretini taşıyan kâğıt veya pul
    • "Resimli kâğıtlardan sonra ilk ağızda, onlularla dokuzlular gelir." (Haldun Taner)

DONANIŞ
...
DOLANIK
...
DOLANIŞ

  1. [isim] Dolanma işi veya biçimi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü