Sonunda di olan 6 harfli 23 kelime var. Dİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde di olan kelimeler listesine ya da başında di olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİGUDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadınların saçlarını kıvırmak için kullandıkları, metal, sünger veya plastikten, boru biçiminde küçük araç
-
[isim]
Kadınların saçlarını kıvırmak için kullandıkları, metal, sünger veya plastikten, boru biçiminde küçük araç
- PARADİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
-
[isim]
Bir tiyatroda en üst balkon
- İKİNDİ
-
-
[isim]
Öğle ile akşam arasındaki zaman dilimi
- "Akhisar'dan trene bindiğim zaman saat ikindi suları idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
İkindi ezanı
-
İkindi namazı
- "İkindiyi kıldım."
-
[isim]
Öğle ile akşam arasındaki zaman dilimi
- TEMADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- "Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Sürme, sürüp gitme, uzama
- GRANDİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin baştan ikinci direği
-
[isim]
Geminin baştan ikinci direği
- DAVUDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kalın, tok ve gür (ses)
- "Bak, hafif davudi sesi, gözlerini baygın baygın süzüşü aklımdan hâlâ gitmez." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Kalın, tok ve gür (ses)
- MELODİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ezgi
- "Biz bu melodileri ilk olarak Cemal Sahir operetlerinden duymuş, bellemiştik." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ezgi
- YAHUDİ
- ...
- VİLADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğuştan (olan)
-
[sıfat]
Doğuştan (olan)
- KOMEDİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Güldürü
-
Gülmeye neden olan olay veya olaylar
-
Yalan ve yapmacık söz veya davranış
-
[isim]
Güldürü
- YEZİDİ
- ...
- EFENDİ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- "Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Efendime söyleyeyim, sütlü bir mısır kebabı derken bir sivrisinek bulutudur havalanmış çeltik batağından." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse
- "Köylü memleketin efendisidir." (Atatürk)
-
Koca
- "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." (Cahit Uçuk)
-
[ünlem]
Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü
- "Efendi! Allahın emriyle kızını bana ver." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Görgülü, nazik, kibar
-
Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan
-
[isim]
Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan
- NOHUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kirli veya donuk sarı renk
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Üstünde daima saz rengi, hardal rengi ... nohudi renklerde veya bunları andıran bir renkte bir esvabı ... vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Kirli veya donuk sarı renk
- PARODİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir oyun türü
-
[isim]
Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya alarak, biçimini bozmadan ona bambaşka bir özellik vererek biçimle öz arasındaki bu ayrılıktan gülünç etki yaratan bir oyun türü
- BELEDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Şehirle ilgili
- "Millî hükûmet arzu eder ki tamamıyla sınai bir şehir olsun; bu beledi bir fikir olamaz, millî bir fikirdir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yerleşik
- "Beledi hastalık."
-
[isim]
Bir tür pamuklu, kalın kumaş
-
[sıfat]
Şehirle ilgili
- ÇİVİDİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Çivit rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Yalnız o, Fatma gibi üst yanı cepli, çividi mavi ceket yaptırmamıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Çivit rengi
- ANGUDİ
-
Kelime Kökeni : Türkçe
-
[isim]
Angut kuşunun rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Angut kuşunun rengi
- BARUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Koyu gri renk
- "Esmerliği peçesinin altından dahi hissedilmekte idi; bilmem ki barudi mi demeliyim." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Bu renkte olan
-
[isim]
Koyu gri renk
- MÜNADİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse
-
[isim]
Kamuya duyurulmak istenilen şeyleri yüksek sesle haber vermeyi iş edinmiş olan kimse
- ZİBİDİ
-
-
[sıfat]
Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan
-
[isim]
Yersiz ve zamansız davranışları olan kimse
- "Halk, bir müdürü böyle zibidi görmek de istiyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Gülünç olacak derecede kısa ve dar giyinmiş olan