Başında der olan 7 harfli 19 kelime var. Der ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde der olan kelimeler listesine ya da sonu der ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında der bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D E R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
DE, ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DERİŞME
-
-
[isim]
Derişmek işi
-
Yoğunlaşma
-
[isim]
Derişmek işi
- DERTSİZ
-
-
[sıfat]
Derdi olmayan
-
[sıfat]
Derdi olmayan
- DERİNCE
-
-
[sıfat]
Biraz derin
-
[sıfat]
Biraz derin
- DERGİCİ
-
-
[isim]
Dergi yayımıyla uğraşan kimse
-
[isim]
Dergi yayımıyla uğraşan kimse
- DERRACE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bisiklet
- "Yer kalmamış denilmek için gökte bir karış tayyarelerle etmede derraceler yarış." (Abdülhak Hamit Tarhan)
-
[isim]
Bisiklet
- DERİNTİ
-
-
[isim]
Toplantı
-
Gelişigüzel toplanmış eşya
-
İnsan kalabalığı, güruh
-
[isim]
Toplantı
- DERBENT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki dağ arasındaki geçit yeri, boğaz
-
Sınırda bulunan küçük kale
-
[isim]
İki dağ arasındaki geçit yeri, boğaz
- DERDEST
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakalama, tutma, ele geçirme
- "Bu iddiayla yola çıktılar mı Millî Kongre'yi basarlar, Esat Paşa'yı derdest ederler." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Görülmekte olan
- "Derdest dava."
-
[isim]
Yakalama, tutma, ele geçirme
- DERSİAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlılar döneminde müderrislerin camilerde verdikleri ders
-
Bu dersi veren müderrislerin unvanı
-
[isim]
Osmanlılar döneminde müderrislerin camilerde verdikleri ders
- DERECİK
-
-
[isim]
Küçük dere
- "Hafif inişler yokuşlar, serin derecikler, bana hep o çocukluğumun geçtiği yerleri hatırlatıyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Küçük dere
- DERUHTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerine alma, üstlenme
- "Aralarında anlaşıp siparişi müştereken deruhte ettiler." (Haldun Taner)
-
[isim]
Üzerine alma, üstlenme
- DERSLİK
-
-
[isim]
Sınıf, dershane
-
[sıfat]
Ders saati süresine uygun
- "Anlatılacak bir derslik konu kaldı."
-
[isim]
Sınıf, dershane
- DERLEME
-
-
[isim]
Derlemek işi, tedvin
-
[sıfat]
Seçilip toplanmış
- "Derleme sözler."
-
[isim]
Derlemek işi, tedvin
- DERİMSİ
- ...
- DERAKAP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Hemen arkasından
-
Çabucak
-
[zarf]
Hemen arkasından
- DERİLME
-
-
[isim]
Derilmek işi
-
[isim]
Derilmek işi
- DERİŞİK
-
-
[sıfat]
Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı
-
[sıfat]
Derişmiş olan, mütemerkiz, mütekâsif, konsantre, seyreltik karşıtı
- DERİŞİM
- ...
- DEREOTU
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, ince yapraklı, bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (Anethum)
-
[isim]
Maydanozgillerden, ince yapraklı, bazı yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (Anethum)