Başında de olan 6 harfli 81 kelime var. De ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde de olan kelimeler listesine ya da sonu de ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında de bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEHHAŞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Aşırı korku verici, dehşet saçıcı
    • "Hücuma uğrayan ihtiyar, odayı sallayan dehhaş bir öfkeyle kızının saçlarını yakaladı ve yere çöktürdü." (Peyami Safa)

DERUNİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] İçle ilgili, içten
    • "Seven insanda fiziki güzelliklerin deruni taraflarını gören gözler olurmuş." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Özünlü

DEHLİZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Üstü kapalı, dar ve uzun geçit, koridor
    • "Mihrabın sağ tarafında dehliz gibi kuytu bir köşeye açılan bir kapı vardır." (Yahya Kemal Beyatlı)

DELİCİ

  1. [isim] Delen, delme işini yapan kimse
  2. [sıfat] Çok etkili, etkileyici
    • "Delici bakış."

DEVREK
...
DEPREM

  1. [isim] Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele

DEŞARJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boşalma
  2. Rahatlama

DEVLET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık
    • "Türkiye Devleti."
  2. Bu tüzel varlığın yönetim organları
    • "Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Büyüklük, mevki
  4. Mutluluk
    • "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." (Muhibbî)
  5. Talih

DEFANS

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Savunma

DEMEVİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kanlı, kanı çok (kimse)
  2. Öfkeli, sinirli

DERMEK

  1. [-i] Bir araya getirmek, derlemek, toplamak, devşirmek
    • "Bir çiçek dermeden sevgi bağından / Huduttan hududa atılmışım ben." (Faruk Nafiz Çamlıbel)

DESSAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Düzenci

DERİLİ

  1. [sıfat] Derisi olan
  2. Deri ile kaplanmış olan

DERTLİ

  1. [sıfat] Derdi olan
    • "Dertli hâlinden ne bile / Yüreği sağ olan kişi." (Yunus Emre)

DERECE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
    • "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." (Ömer Seyfettin)
  2. [edat] Denli, kadar
    • "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." (Ercüment Ekrem Talu)
  3. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
    • "Sıcakölçerin dereceleri."
  4. Sıcaklıkölçer
  5. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
  6. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
    • "Dik açılar doksan derecedir."
  7. Başarı gösterme

DEVRİM

  1. [isim] Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik
  2. İhtilal
    • "Fransız devrimi."
  3. İnkılap
  4. Çevrilme, katlanma, bükülme

DERMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güç, takat, mecal
    • "Çok uzak yerlerden geldim, ayaklarımın dermanı kesildi." (Aka Gündüz)
  2. İlaç
  3. Çıkar yol, çare

DETANT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yumuşama

DEHŞET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı
    • "Olduğum yerde korkudan ve dehşetten donmuştum." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Oyun, okuyanı hiçbir tarih kitabının etkilemeyeceği kadar kuvvetle Fransız İhtilali'nin amansız, dehşet saçan günleriyle karşı karşıya bırakır." (Necati Cumalı)
    • "Korkunç jestlerle yaptığı kara bulut tasvirleri bizi yeniden dehşete düşürdü." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ev sahibi dehşete kapılmış gibiydi." (Tarık Buğra)
  2. [sıfat] Olağanüstü
    • "Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. [ünlem] Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz
    • "Dehşet, bu ne güzellik!"

DERKEN

  1. [zarf] Dendiği hâlde
    • "Bitti bitiyor derken hâlâ bitmeyen havaalanı."
  2. Tam o sırada
    • "Yazı yazıyordum, derken misafir geldi."
  3. ... diye düşünürken
    • "Akşamdan önce varacağız derken ancak gece yarısı varabildik."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü