Başında dağ olan 7 harfli 13 kelime var. Dağ ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dağ olan kelimeler listesine ya da sonu dağ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dağ bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Ğ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAĞ
2 Harfli Kelimeler
AD, AĞ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAĞITMA
-
-
[isim]
Dağıtmak işi, tevzi etme
-
[isim]
Dağıtmak işi, tevzi etme
- DAĞILMA
-
-
[isim]
Dağılmak işi
- "Fatoş'un içeri girmesiyle sabahtan beri esen kederli havanın dağılması bir oldu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sınırlı bölgelere toplanmış birlik, gereç ve kuruluşların düşman saldırısına karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla birbirlerinden uzaklaştırılmaları
-
Bir hedefe aynı silahla atılan mermilerin, barut haklarının ve başka şartların değişmesi yüzünden ayrı ayrı noktalara vurması
-
[isim]
Dağılmak işi
- DAĞLAMA
-
-
[isim]
Dağlamak işi
-
[isim]
Dağlamak işi
- DAĞLAĞI
-
-
[isim]
Dağlama aracı
-
[isim]
Dağlama aracı
- DAĞDAĞA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gürültü, patırtı, telaş, karmakarışık durum, sıkıntı
- "Hayat mütemadi ihtiyaçları yerine getirmeye uğraşmaktan ibaret çetin bir dağdağa." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Gürültü, patırtı, telaş, karmakarışık durum, sıkıntı
- DAĞILIM
-
-
[isim]
Dağılarak birbirinden ayrılma
-
Bir toplumda, bir kümede incelenen bir veya birçok özelliğin zamana, yere, seçilen herhangi bir değişkene göre hesaplanan sayısal ve oransal dağılışı
-
Bir ses biriminin, anlam biriminin değişik kullanım veya bağlamlardaki çevrelerinin tümü
-
Ulusal gelirin toplumun bireyleri veya kesimleri arasındaki dağılışı
- "Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." (Anayasa)
-
Mal üretiminde, katkıda bulunanlara, üretilen mallardan herhangi bir ölçüde verilmesi, dağıtılması
-
Birleşiminde kütle içinde tamamen eşit olarak dağılmış gerçek veya koloidal eriyik biçiminde başka bir madde bulunan katı, sıvı veya gaz durumundaki bütün cisimler
-
[isim]
Dağılarak birbirinden ayrılma
- DAĞITIK
-
-
Kendinden geçmiş, sarhoş
- "Polis, dağıtık gazino müşterisini derdest edip götürdü."
-
Kendinden geçmiş, sarhoş
- DAĞBAŞI
-
-
[isim]
Issız yer
- "Dağ başında gece yarısı beni kim görmek isteyebilir?" (Memduh Şevket Esendal)
-
Devletin koyduğu yasaların işletilmediği yer
-
[isim]
Issız yer
- DAĞITIM
-
-
[isim]
Dağıtma işi, tevzi
- "Kitap dağıtımı."
-
Bir merkezden çeşitli yerlere gönderme işi
- "Gaz dağıtımı."
-
[isim]
Dağıtma işi, tevzi
- DAĞINTI
-
-
[isim]
Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi
-
[isim]
Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi
- DAĞITIŞ
-
-
[isim]
Dağıtma işi veya biçimi
-
[isim]
Dağıtma işi veya biçimi
- DAĞINIK
-
-
[sıfat]
Geniş bir alana yayılmış olan
-
Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız
-
Düzeni bozuk, düzensiz, karışık
- "Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu." (Peyami Safa)
-
Hoş görünmeyen, uyumsuz
- "Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz, dağınık kıyafetle, kocasına bile görünmez bir kadın." (Memduh Şevket Esendal)
-
Düşüncelerini toparlayamayan
- "Şu anda kafam çok dağınık."
-
[sıfat]
Geniş bir alana yayılmış olan
- DAĞILIŞ
-
-
[isim]
Dağılma işi veya biçimi, çözülme
- "Düşman ordusunun dağılışı."
-
Yıkılış, çöküş
- "Hun İmparatorluğu'nun dağılışı."
-
[isim]
Dağılma işi veya biçimi, çözülme