Sonunda dan olan 6 harfli 21 kelime var. DAN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dan olan kelimeler listesine ya da başında dan olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A D N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AD, AN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KÜRDAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dişleri temizlemek için kullanılan küçük çöp

ŞIRDAN
...
GERDAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Vücudun omuzlarla baş arasında kalan ön bölümü
    • "Başını geri atıp gerdanını olanca beyazlığıyla göstererek sarsıla sarsıla güldü." (Haldun Taner)
    • "Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar!" (Atilla İlhan)
  2. Şişmanlarda çenenin altındaki tombulluk
    • "Sivri çenenin altında iki kat bir gerdan." (Aka Gündüz)
  3. Kesim hayvanlarında boyun

BARDAN

  1. [sıfat] Çok beyaz

BULDAN
...
AVADAN
...
KİLDAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] İçine sabun, lif, kese, kına, kil konan bakırdan yapılmış kap

TOYDAN

  1. [isim] Toy kuşunun iri bir türü

ORADAN

  1. [zarf] Sözü edilen yerden

BUNDAN

  1. bu nedenle
    • "Bu ev geniştir."
    • "Aradan otuz bu kadar yıl geçti."
    • "Bu minval üzere uskumruyu bir hayli yumuşattıktan sonra..." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Cumhuriyetten bu yana."

MEYDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alan, saha
    • "Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ona ağız açmaya meydan bırakmadım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu beladan kurtulabilmek için bir çare düşünmeye meydan kalmadan Ali, bir gece kasabaya girdi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri
    • "Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı."
    • "Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ... dışında kişinin yaşama hakkına ... dokunulamaz." (Anayasa)
  3. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
    • "Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu." (Ömer Seyfettin)
    • "Altınyaprak Şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra iş bulabileceğim şüpheli, kardeşlerim daha meydana çıkmış sayılmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Fırsat, imkân veya vakit
  5. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer

CÜZDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Para, kâğıt vb. koymaya yarayan küçük çanta
  2. Bir kimsenin kimliğini bildirmek için resmî bir yerden kendisine verilen, cep defteri biçimindeki belge
    • "Nüfus cüzdanı."
    • "Evlenme cüzdanı."

HANDAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Şen, neşeli

FIKDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yokluk

RIHDAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Yazı kurutmak için kullanılan özel kumun konduğu üzeri delikli kap

VİCDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
    • "Tüm insanlar dünyaya, kafa ve yüreklerinde bir iç mahkeme ile gelirler. Bunun adına vicdan denir." (Aydın Boysan)

ŞUNDAN

  1. şu nedenle
    • "Masanın üstünde şu mektubu buldu" (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerle şunun şurasında ne var ki ağzımızın tadını kaçırıyorsunuz." (Osman Cemal Kaygılı)

CANDAN

  1. [sıfat] İçten, yürekten, gönülden, samimi
  2. [zarf] İçtenlikle, istekle, ilgiyle
    • "Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı." (Tarık Buğra)

ZİNDAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tutuklu veya hükümlülerin içine konulduğu kapalı yer
    • "Ah evladım, sorma, onu bir zalim herif aldı, zavallı tazeye dünyayı zindan etti." (Ömer Seyfettin)
    • "Evi ona zindan oldu."
  2. Çok karanlık ve sıkıntılı yer
    • "Lakin bir gün öyle bir şey olmuştu ki Özbekiye Bahçesi gözümde âdeta zindan kesildiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

FONDAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme
    • "Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar..." (Yusuf Ziya Ortaç)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü