Başında dalg olan 34 kelime var. Dalg ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde dalg olan kelimeler listesine ya da sonu dalg ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında dalg bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
DALGALANABİLMEK, DALGALANDIRILMA, DALGALANIVERMEK, DALGINLAŞABİLME, DALGINLAŞTIRMAK
DALGALANABİLME, DALGALANDIRMAK, DALGALANIVERME, DALGINLAŞTIRMA
DALGALANDIRIŞ, DALGALANDIRMA
DALGINLAŞMAK
DALGALANMAK, DALGASIZLIK, DALGINLAŞMA
DALGACILIK, DALGAKIRAN, DALGALANIŞ, DALGALANMA, DALGAÖLÇER, DALGASIZCA
DALGIÇLIK, DALGINLIK, DALGÜNDÜZ
DALGACIK, DALGASIZ, DALGINCA
DALGACI, DALGALI
DALGIÇ, DALGIN, DALGIR
DALGA, DALGI
A D G L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALG, DAL
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DALGALANDIRILMA
-
-
[isim]
Dalgalandırılmak işi
-
[isim]
Dalgalandırılmak işi
- DALGINLAŞABİLME
-
-
[isim]
Dalgınlaşabilmek işi
-
[isim]
Dalgınlaşabilmek işi
- DALGINLAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Dalgın duruma getirmek
- "Harap mezarlığın öyle bir hâli vardır ki insanı ister istemez mahzun eder, dalgınlaştırır." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Dalgın duruma getirmek
- DALGALANIVERMEK
- ...
- DALGALANABİLMEK
-
-
[nsz]
Dalgalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[nsz]
Dalgalanma imkânı veya olasılığı bulunmak
- DALGALANDIRMAK
-
-
[-i]
Dalgalı duruma getirmek
-
[-i]
Dalgalı duruma getirmek
- DALGALANIVERME
- ...
- DALGALANABİLME
-
-
[isim]
Dalgalanabilmek işi
-
[isim]
Dalgalanabilmek işi
- DALGINLAŞTIRMA
-
-
[isim]
Dalgınlaştırmak işi
-
[isim]
Dalgınlaştırmak işi
- DALGALANDIRMA
-
-
[isim]
Dalgalandırmak işi
-
[isim]
Dalgalandırmak işi
- DALGALANDIRIŞ
-
-
[isim]
Dalgalandırma işi veya biçimi
-
[isim]
Dalgalandırma işi veya biçimi
- DALGINLAŞMAK
-
-
[nsz]
Dalgın duruma gelmek
- "Şinasi Halil Bey düşündükçe dalgınlaşıyor ve dalgınlaştıkça ne düşüneceğini şaşırıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Dalgın duruma gelmek
- DALGINLAŞMA
-
-
[isim]
Dalgınlaşmak işi
-
[isim]
Dalgınlaşmak işi
- DALGALANMAK
-
-
[nsz]
Üzerinde dalga oluşmak
- "Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı." (Haldun Taner)
-
Renk, ton değiştirmek
-
Hareketli olmak, kıpırdamak
- "Yolun kenarlarında eğrelti otları tilki kürkü gibi dalgalanıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Üzerinde dalga oluşmak
- DALGASIZLIK
- ...
- DALGASIZCA
- ...
- DALGAKIRAN
-
-
[isim]
Kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun set
- "Limanın dalgakıranı ucundaki deniz fenerine doğru ilerledim." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Kıyıdaki yapıları, tekneleri, dalgaların yıpratıcı etkisinden korumak veya gemilerin yük alıp boşaltmasını sağlamak amacıyla liman ve iskele önlerine yapılan uzun set
- DALGAÖLÇER
-
-
[isim]
Oluşan dalgaların yüksekliğini ve derinliğini ölçen alet
-
[isim]
Oluşan dalgaların yüksekliğini ve derinliğini ölçen alet
- DALGACILIK
-
-
[isim]
Dalgacı olma durumu, kaytarıcılık
-
[isim]
Dalgacı olma durumu, kaytarıcılık
- DALGALANIŞ
-
-
[isim]
Dalgalanma işi veya biçimi
- "Yemekte fazla şarap içmiş olduğunu hissettim; bir dalgalanış, sesini parlatıp söndürüyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Dalgalanma işi veya biçimi