Sonunda da olan 5 harfli 26 kelime var. DA ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde da olan kelimeler listesine ya da başında da olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GRİDA
- ...
- KUNDA
-
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
-
[isim]
Bir çeşit büyük ve zehirli örümcek
- YARDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi
-
[isim]
91,4 santimetrelik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi
- PAYDA
-
-
[isim]
Bayağı kesirlerde birimin kaç eşit parçaya bölünmüş olduğunu gösteren sayı, mahreç
- "1/2 kesrinin paydası 2 sayısıdır."
-
[isim]
Bayağı kesirlerde birimin kaç eşit parçaya bölünmüş olduğunu gösteren sayı, mahreç
- RANDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
-
[isim]
Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
- HAYDA
-
-
[ünlem]
Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz
-
Şaşkınlık belirten bir söz
-
[ünlem]
Hayvanları harekete geçirmek için kullanılan söz
- FONDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin demir attığı yer
-
[ünlem]
Gemiler için demir atma komutu
-
[isim]
Geminin demir attığı yer
- SEVDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güçlü sevgi, aşk
- "Ne şair yaş döker ne âşık ağlar / Tarihe karıştı eski sevdalar." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Aşırı ve güçlü tutku, istek
-
[isim]
Güçlü sevgi, aşk
- FUNDA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Süpürge otu
-
[isim]
Süpürge otu
- BORDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin veya kayığın yanı
- "Bordaya vuran küçük dalgaların serpintisi ara sıra muşamba şilteleri ıslatıyordu." (Haldun Taner)
- "Genç kadın rahat binmek için onu eliyle tutup borda bordaya yanaştırdı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Geminin veya kayığın yanı
- HURDA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Eski maden parçası
-
[sıfat]
Parçalanmış, döküntü durumuna gelmiş
-
[sıfat]
İşe yarayamayacak derecede bozulmuş, zarar görmüş
-
[isim]
Eski maden parçası
- DULDA
-
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- "Demirkır, güney tepelerinin duldalarına çektiği atları gece yarısına doğru yeniden ovaya indirdi." (Abbas Sayar )
- "Bulgar dağında yatarım / Yorganı dulda tutarım." (Halk türküsü)
-
Esirgeme, koruma, himaye
- "Yiğit duldasında yiğit saklanır." (Karacaoğlan)
-
[isim]
Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper
- PANDA
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Etçillerden, Avustralya ile Himalaya ormanlarında yaşayan, tüyleri sık ve pas kırmızısı renginde, karnı, bacakları kara, postu beğenilen bir hayvan (Ailurus fulgens)
-
Çin'de yaşayan, ayı iriliğinde, siyah beyaz renkli otçul bir hayvan
-
[isim]
Etçillerden, Avustralya ile Himalaya ormanlarında yaşayan, tüyleri sık ve pas kırmızısı renginde, karnı, bacakları kara, postu beğenilen bir hayvan (Ailurus fulgens)
- BARDA
-
-
[isim]
Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
-
Fıçıcı keseri
-
[isim]
Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç
- MARDA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Iskarta mal
-
[isim]
Iskarta mal
- BAĞDA
-
-
[isim]
Ayağa vurulan, ipten, ağaçtan veya demirden yapılan köstek
-
[isim]
Ayağa vurulan, ipten, ağaçtan veya demirden yapılan köstek
- MANDA
-
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
- FAYDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarar
- "Bunların faydasından geçtik, zararlarını görmeyelim." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Şimdiye kadar bana iki paralık faydan dokundu mu ki her gün alacaklı gibi gırtlağıma sarılıyorsun!" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bunlar yazı ile anlatılacak, anlatılırsa bir faydası olacak şeyler değil." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Yarar
- SONDA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Suyun herhangi bir noktadaki derinliğini ölçmek, dip tabakaların yapısını incelemek için kullanılan araç
-
Bir boşluğun içini yoklamaya yarayan uzunca ve ucu küt demir araç
-
Vücudun içinde birikip dışarı atılamayan sıvıyı çekmek için kullanılan araç
-
[isim]
Suyun herhangi bir noktadaki derinliğini ölçmek, dip tabakaların yapısını incelemek için kullanılan araç
- GAYDA
-
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı
- "Her taraftan gayda sesleri kopar, yollar köylülerle dolardı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli, İskoçların millî çalgısı