Başında da olan 8 harfli 97 kelime var. Da ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde da olan kelimeler listesine ya da sonu da ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında da bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AD
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAHLETME
-
-
[isim]
Dahletmek işi
-
[isim]
Dahletmek işi
- DALGACIK
-
-
[isim]
Küçük dalga
- "İki tarafa köpükler saçan tekne, dalgacıklar üzerinden atlıyor." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
Küçük dalga
- DAİMİLİK
- ...
- DANIŞMAK
-
-
[-i]
Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
- "Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
- DARGEÇİT
- ...
- DAVETSİZ
-
-
[sıfat]
Çağrılmayan
-
Çağrılmaksızın, çağrılmadan
-
[sıfat]
Çağrılmayan
- DAYATMAK
-
-
[-i]
Dayama işini yaptırmak
-
[nsz]
Kendi istediğini yaptırmakta direnmek
- "Ertesi gün dayattı, ben onu almam diye." (Haldun Taner)
-
[-e]
Başkasının isteğine karşı koymak
-
Empoze etmek
-
[-i]
Dayama işini yaptırmak
- DAVRANMA
-
-
[isim]
Davranmak işi
-
[isim]
Davranmak işi
- DAMIZLIK
-
-
[sıfat]
Yalnız dölü alınmak için yetiştirilen yüksek nitelikli (hayvan)
- "Çiftliğime damızlık bir boğa yahut arabama at almıyorum ki." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Maya
- "Yoğurt damızlığı. Peynir damızlığı."
-
[sıfat]
Yalnız dölü alınmak için yetiştirilen yüksek nitelikli (hayvan)
- DANTELLİ
-
-
[sıfat]
Danteli olan
-
[sıfat]
Danteli olan
- DANADİLİ
-
-
[isim]
Bir tür cönk
-
[isim]
Bir tür cönk
- DAVETİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir toplantıya, bir yere çağrılanlara gönderilen yazının bulunduğu belge
- "Kapıda gülümseyen bir zat davetiye kontrol ediyor." (Burhan Felek)
-
[isim]
Bir toplantıya, bir yere çağrılanlara gönderilen yazının bulunduğu belge
- DAYANMAK
-
-
[-e]
Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
- "Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak
- "Bu kumaş çok dayandı."
-
Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar görmemek
- "Bu gemi fırtınaya iyi dayanır."
-
Birinden, bir şeyden güç almak, güvenmek, istinat etmek
- "Laikliği korumak için kanun kuvvetine mi, eğitim ve telkin kuvvetine mi dayanmalıyız?" (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Tutunmak, karşı durmak, karşı koymak, mukavemet etmek
- "Merkezde Akhisar'ın, Bergama'nın da henüz dayandığını öğrendiler." (Necati Cumalı)
-
Bir şeyin üzerinde kurulmuş olmak
-
[nsz]
Güç bir duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek
- "Aradan biraz daha geçince kumandan dayanamadı, söze başladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
Varmak, ulaşmak
- "Bu haber ortalığa yayılır yayılmaz banknotlarını kapan bankaya dayanıyor." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Bütün gücünü kullanarak bir işi yapmak
- "İki genç, kırarcasına küreklere dayandılar." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bir iş sonunda birinin veya bir şeyin üzerinde kalmak
- "Bu proje sonunda bize dayanacak."
-
[nsz]
Yetişmek, yeter olmak
-
Hız vermek
- "Şoför gaza dayandı."
-
[-e]
Bir yere yaslanmak, kendini dayamak
- DAMAKSIZ
-
-
[sıfat]
Damağı olmayan
-
[isim]
Sivri uçlu balıkçı iğnesi
-
Tat alma duyusu zayıflamış olan veya bu duyuyu tamamen yitirmiş olan (kimse)
-
[sıfat]
Damağı olmayan
- DALAVERE
-
-
[isim]
Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun
- "Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim." (Peyami Safa)
- "Beyefendi dalaveresini döndüreceği yerleri adamlarından hiç kimseye söylemedi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun
- DAMLAMAK
-
-
[-e]
Damla durumunda tane tane düşmek
- "Örtüye yağ damlamış."
-
[nsz]
İçindekini damla damla akıtmak
- "Musluk damlıyor."
-
[nsz]
Bir yere çağrılmadan, çekinmeden gitmek, çıkagelmek
- "Herkes yattıktan sonra şu fıstık ağacının altına damla." (Peyami Safa)
-
[-e]
Damla durumunda tane tane düşmek
- DAMPERLİ
-
-
[sıfat]
Damperi olan
- "Damperli kamyon."
-
[sıfat]
Damperi olan
- DARALTMA
-
-
[isim]
Daraltmak işi
-
[isim]
Daraltmak işi
- DARDAĞAN
-
-
[isim]
Palmiye cinsinden bir ağaç (Milium effusum)
-
Bu ağacın çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli tatlı yemişi
-
[isim]
Palmiye cinsinden bir ağaç (Milium effusum)
- DALBASTI
-
-
[isim]
Bir tür iri, aşılı kiraz
-
[isim]
Bir tür iri, aşılı kiraz