Başında d olan 8 harfli 621 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAĞLILIK
- ...
- DİŞLENİŞ
-
-
[isim]
Dişlenme işi veya biçimi
-
[isim]
Dişlenme işi veya biçimi
- DOLAŞMAK
-
-
[nsz]
Gezmek, gezinmek
- "Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Doğru gitmeyip yolu uzatmak
- "Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız."
-
Dönüp başka bir yönden gelmek
- "Dolaş da arka kapıdan gel."
-
Kan, damarlarda yer değiştirmek
- "Damarlarında aynı kan dolaşıyor."
-
Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek
- "Saçları taranmamaktan dolaşmış."
-
[-i]
Bir yeri belli bir amaçla gezmek
- "Müzeleri dolaşmak."
-
Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek
-
Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek
-
Gezinmek
-
Çok kimse tarafından söylenmek
-
Belirmek
- "Başında dolaşan bir tehlikeden bahsediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Gezmek, gezinmek
- DURAKLIK
-
-
[isim]
Durak olma durumu
-
Durgunluk
- "Birkaç saniye bir şaşkınlık duraklığı geçirdikten sonra odaya çıktı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Durak olma durumu
- DERİNLİK
-
-
[isim]
Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı
-
Bir cismin en ve boy dışındaki üçüncü boyutu
-
Bulunulan yere göre uzakta olan yer
- "Ormanın derinliklerinden bir ses geldi."
-
Özüne inerek ayrıntılı bir biçimde kavrama
- "Ben şiir yazmayı, resim yapmayı, derinliklerde söyleşmeyi seven Sadri Alışık'ı da tanıdım." (Selim İleri)
-
Varlığın içi, özü
- "Ta yüreğinin derinliklerinden gelen ağlama sesi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Varlığı ortaya çıkarılamamış, kanıtlanamamış şey
- "Tarihin derinliklerine saklanmış olan gerçekler..."
-
Yanaşık veya dağınık düzende bulunan bir birliğin en ileride olan kısmının başından, en geride bulunan kısmının sonuna kadar olan uzaklık
- "Beş, altı yüz metre derinliği olan bir topçu müfrezesini yanlayıp geçmek epeyce zormuş." (Aka Gündüz)
-
Borsada az sayıda hisse senedinin el değiştirmesi
-
[isim]
Bir şeyin dip tarafının yüzeye, ağza olan uzaklığı
- DOĞUŞTAN
-
-
Yaradılıştan
- "İnsan doğuştan medenidir, cemiyet içinde yaşamak için yaratılmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Kişinin doğduğu andan beri var olan, doğuşla birlikte gelen, fıtri
-
Yaradılıştan
- DÖLLEMEK
-
-
[-i]
Erkek gamet bir yumurtacıktaki dişi gametle kaynaşmayı sağlayarak yumurtacığı tam bir hücre durumuna getirmek, ilkah etmek
-
[-i]
Erkek gamet bir yumurtacıktaki dişi gametle kaynaşmayı sağlayarak yumurtacığı tam bir hücre durumuna getirmek, ilkah etmek
- DAİRESİZ
-
-
[sıfat]
Dairesi olmayan
-
[sıfat]
Dairesi olmayan
- DENEYSEL
-
-
[sıfat]
Deneye başvurularak yapılan, deneyle olan, deneyle ilgili, deneyli, tecrübi
-
[sıfat]
Deneye başvurularak yapılan, deneyle olan, deneyle ilgili, deneyli, tecrübi
- DİRENGEN
-
-
[sıfat]
Direnen, inatçı, anut, muannit
-
[sıfat]
Direnen, inatçı, anut, muannit
- DİYAKLAZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çatlak
-
[isim]
Çatlak
- DUYURMAK
-
-
[-i]
Duymasını sağlamak
- "Sesini duyuramadığını anlayarak daha kuvvetle tekrar etti." (Peyami Safa)
-
İlan etmek
-
Sezdirmek
-
[-i]
Duymasını sağlamak
- DÜZELMEK
-
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- "Burada toprak basıla basıla düzelmiş."
-
Kötü, bozulmuş bir durumdayken düzenli duruma gelmek
- "İşler düzeldi. Vapur seferleri düzeldi."
-
Soğuk ve yağış azalmak
-
Hasta iyileşmek
- "Sen merak etme, yavrucak yakında düzelir." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- DEĞİŞİCİ
-
-
[sıfat]
Biçimden biçime giren, değişken
-
[sıfat]
Biçimden biçime giren, değişken
- DOĞURGAN
-
-
[sıfat]
Çok doğuran
-
Çok eser veren, velut
- "Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Çok doğuran
- DÖKÜLGEN
-
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
-
[isim]
Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
- DEFLEMEK
-
-
[-i]
Defetmek
-
[-i]
Defetmek
- DİNGİLLİ
-
-
[sıfat]
Dingili olan
-
[sıfat]
Dingili olan
- DİREŞMEK
-
-
[nsz]
Sözünden veya kararından dönmemek, dayanmak, sebat etmek
-
[nsz]
Sözünden veya kararından dönmemek, dayanmak, sebat etmek
- DÖNEKLİK
-
-
[isim]
Dönek olma durumu
-
Döneğe yakışacak biçimde davranış
-
[isim]
Dönek olma durumu