Başında d olan 8 harfli 621 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DANIŞTAY
- ...
- DEKADANS
- ...
- DEŞELEME
-
-
[isim]
Deşelemek işi
-
[isim]
Deşelemek işi
- DESTARLI
-
-
[sıfat]
Sarığı olan, sarıklı
- "Geriye doğru basık, yalın kat destarlı fesinde her zaman bir çiçek takılıdır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Sarığı olan, sarıklı
- DİKİLMEK
-
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- "Buraya anıt dikilecek. Bahçeye ağaçlar dikildi."
-
Dik duruma gelmek
-
Ayakta durmak
- "Hissem neyse ben de isterim diye karşıma dikilmez mi?" (Haldun Taner)
-
Göz belli bir noktaya uzun süre bakmak
- "Gözlerime dikilen gözlerinden damla damla inen yaşları unutmuyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Karşı koymak, engellemek
-
Bazı üreme organları dokularına kan dolmasıyla sert ve dik bir duruma gelmek
-
[nsz]
Dikme (I) işi yapılmak
- DÖKÜKLÜK
-
-
[isim]
Dökülmüş olma durumu
-
[isim]
Dökülmüş olma durumu
- DOLUKMAK
-
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
-
[nsz]
Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek
- DARALMAK
-
-
[nsz]
Dar duruma gelmek, küçülmek
-
Azalmak
- "Yıllar geçer, bir gün bakarsınız vakitler daralmış." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Zayıflamak
- "Hafızası o kadar daralmış, bir sene evvelini hatırlamıyor gibi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçleşmek, zorlaşmak
- "Geçimi daraldı."
-
Sıkışmak, başı dara gelmek, bunalmak
- "Daralan soluğu ile çıkamayacağı merdivenleri oğlunun da çıkmasını yasaklıyordu." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Dar duruma gelmek, küçülmek
- DUHULİYE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Giriş ücreti
- "On kuruş duhuliyeyi toslayıp o da içeri girdi." (Haldun Taner)
-
[isim]
Giriş ücreti
- DURALAMA
-
-
[isim]
Duralamak durumu
-
[isim]
Duralamak durumu
- DOĞURMAK
-
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
- "Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[nsz]
Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- DÜKKANCI
- ...
- DARGEÇİT
- ...
- DİRİMSEL
-
-
[sıfat]
Hayatla ilgili veya hayata bağlı olan, dirimlik, hayati, biyolojik
-
[sıfat]
Hayatla ilgili veya hayata bağlı olan, dirimlik, hayati, biyolojik
- DOKURCUN
-
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
-
Dokuztaş oyunu
-
Çizgili şayak kumaş
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
- DÖRTLEME
-
-
[isim]
Dörtlemek işi
-
Bir gazelin her beytinin başına iki dize katılarak yapılan nazım biçimi, terbi
-
Tarlayı dört kez sürme
-
[isim]
Dörtlemek işi
- DÜMENSİZ
-
-
[sıfat]
Dümeni olmayan
- "Yelkensiz ve dümensiz kotra, şimdi bir kano sürati ile hareket ediyordu." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Dümeni olmayan
- DARAŞLIK
-
-
[isim]
Sıkıntılı ortam, durum, darlık
- "Bu ocaklar hiç sönmez, gece gündüz yanar. Ben hem yemek pişireyim hem de bu daraşlıkta temizlik nasıl yapayım?" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sıkıntılı ortam, durum, darlık
- DARVİNCİ
- ...
- DİKBAŞLI
-
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)
-
Kurumlu
- "Dikbaşlı ve sözünü esirgemeyen bir insan olduğundan yükselmemişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
İnatçı, bildiğinden dönmeyen, büyüklerinin sözünü dinlemeyen, boyun eğmeyen (kimse)