Başında d olan 8 harfli 621 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DERLENİŞ

  1. [isim] Derlenme işi veya biçimi

DİLOVASI
...
DELDİRİŞ

  1. [isim] Deldirme işi veya biçimi

DESİGRAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Bir gramın onda biri ağırlığında bir ölçü birimi

DİDİLMEK

  1. [nsz] Ditme işi yapılmak

DALAŞKAN
...
DELİŞMEN

  1. [sıfat] Zıpır
    • "Arabacı yirmi beş yaşlarında delişmen, dili biraz kekeme bir oğlan." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Güçlü, hareketli, sağlam yapılı
    • "Çok heyecanlı, uyanık, sözünü sakınmaz, biraz da delişmen bir insan olduğu için Deli Murat derler." (Reşat Nuri Güntekin)
  3. Çılgın, hercai
    • "Gönüllerini tutuşturan delişmen duygularını donduran buz gibi bir havayla dönmüşlerdi." (Muzaffer Uyguner)

DEŞELEME

  1. [isim] Deşelemek işi

DOĞRAMAK

  1. [-i] Keserek parçalamak veya elle küçük parçalara ayırmak
    • "Ekmeği, bir sütçü dükkânının köpürmüş inek sütüyle dolu kâsesine doğrayacağım." (Sait Faik Abasıyanık)

DANIŞMAK

  1. [-i] Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
    • "Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim." (Halide Edip Adıvar)

DIRLANMA

  1. [isim] Dırlanmak işi

DUHULİYE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Giriş ücreti
    • "On kuruş duhuliyeyi toslayıp o da içeri girdi." (Haldun Taner)

DÜŞÜRMEK

  1. [-e] Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak
  2. [-i] Değerini, fiyatını indirmek
  3. [-i] Azaltmak
  4. [nsz] Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak
    • "Çocuk, solucan düşürüyor."
  5. [-i] Iskat etmek
    • "Bakanlar kurulunu düşürmek."
  6. Uğratmak
    • "Tehlikeye düşürmek."
  7. [-i] Değerli bir şeyi ucuz veya kolay elde etmek
    • "Bu güzel halıyı bedestenden çok ucuza düşürdüm."
  8. [-i] Zayıf bırakmak, gücünü azaltmak
    • "Annemi verem iyiden iyiye düşürmüştü." (Yahya Kemal Beyatlı)

DOĞURMAK

  1. [nsz] Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
    • "Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
    • "Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DOLAYSIZ

  1. [sıfat] Doğrudan doğruya olan, vasıtasız, bilavasıta
    • "Yazarın bize dolaysız biçimde betimlediği başkişi nasıl bir erkek?" (Selim İleri)
  2. [zarf] Araya herhangi bir araç girmeden
    • "Kadının üretime dolaysız katılması, ona ekonomik özgürlüğünü sağlamaktır." (Atilla İlhan)

DİDAKTİK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Öğretici
    • "Didaktik bir eser."
  2. [isim] Öğretim yöntemlerini ele alan bilgi, öğretim bilgisi

DÖKÜLGEN

  1. [isim] Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm

DONATILI

  1. [sıfat] Donatısı olan

DUTÇULUK

  1. [isim] Dut ağacı yetiştirme

DÜZGÜNCÜ

  1. [isim] Düzgün yapan veya satan kimse
  2. Gelinin düzgününü süren ve onu süsleyen kadın

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü