Başında d olan 6 harfli 316 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.
Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DELİCE
-
-
[sıfat]
Davranışları aşırı, deli gibi olan
- "Bu defterin içine ne delice saadetler yazmıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Delicesine
-
[isim]
Buğdaygillerden, genellikle buğday tarlalarında yetişen, tohumu zehirli, yabani bir bitki (Lolium temulentum)
-
[isim]
Aşılanmamış zeytin ağacı, yabani ağaç
-
[isim]
Atmaca, şahin
-
[sıfat]
Davranışları aşırı, deli gibi olan
- DÜZİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım
-
[isim]
Aynı cinsten on iki parçanın oluşturduğu takım
- DERVİŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen
-
Yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse
-
Alçak gönüllü ve her şeyi hoş gören kimse
-
Kırlangıç balığının pek küçüğü
-
[isim]
Bir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse, alperen
- DİĞERİ
-
-
[zamir]
Ötekisi, başkası
-
[zamir]
Ötekisi, başkası
- DEFAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kereler, kezler
-
[isim]
Kereler, kezler
- DİLMEK
-
-
[-i]
Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek
- "Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim." (Aka Gündüz)
-
Yarmak
-
[-i]
Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek
- DİSPEÇ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bir ortak avaryada deniz kazasından sonra gemi, yük ve navlunla ilgili kimselerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan masrafların nasıl, kimler tarafından ve ne oranda karşılanacağını belirlemek için yapılan işlem
-
Deniz sigortası dilinde, ilgili tarafların ortak avaryada kendilerine düşen yükümlülükleri, paylarının önemi ölçüsünde ayrıntılı olarak belirten belge
-
[isim]
Bir ortak avaryada deniz kazasından sonra gemi, yük ve navlunla ilgili kimselerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan masrafların nasıl, kimler tarafından ve ne oranda karşılanacağını belirlemek için yapılan işlem
- DESTEK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- "Dernekler ... siyasi partilerden destek göremez ve onlara destek olamazlar." (Anayasa)
-
Üzerine bir şey oturtmaya, tutturmaya, koymaya yarar araç, hamil
- "Şamdan, sehpa, sacayak birer destektir."
-
Maddi ve manevi yardımcı, dayanak
- "Kızardı, söylenirdi ama gene de tek desteği oydu hayatta." (Orhan Hançerlioğlu)
-
Bir birlik için sağlanan yardım veya koruma
-
Bir vektörü taşıyan sonsuz doğru
-
[isim]
Bir şeyin yıkılmaması için konulan eğik veya düz dayak, payanda
- DÜZİKO
-
-
[isim]
Düz rakı
- "Kadeh kadeh düzikoyu yuvarlayarak..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Düz rakı
- DERİLİ
-
-
[sıfat]
Derisi olan
-
Deri ile kaplanmış olan
-
[sıfat]
Derisi olan
- DAMBIL
- ...
- DÜZEME
-
-
[isim]
Düzemek işi
-
[isim]
Düzemek işi
- DELGEÇ
-
-
[isim]
Mukavva, kâğıt, kayış, maden vb.nde delik açmaya yarayan araç, delecek, zımba
-
[isim]
Mukavva, kâğıt, kayış, maden vb.nde delik açmaya yarayan araç, delecek, zımba
- DİRLİK
-
-
[isim]
Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim
-
Huzur, erinç
- "Madem birsin, birlik olsun / Dilde, dinde, milliyette / Murat et de dirlik olsun / Baştan başa cemiyette." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Osmanlı İmparatorluğu'nda bir hizmete karşılık olmak üzere bir kimseye devletçe verilen aylık veya bir yere bağlı gelir
- "Zaten onun için, hazinelerin, varlıkların, dirliklerin ne değeri vardır." (Samiha Ayverdi)
-
[isim]
Yaşayış, hayat, sağlık, varlık, geçim
- DÜRTME
-
-
[isim]
Dürtmek işi
-
[isim]
Dürtmek işi
- DARGIN
-
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Soğuk, ilgisiz
- "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- DAZLAK
-
-
[sıfat]
Başında saçı olmayan (kimse, baş)
- "Işığı, donuk donuk yansıtan dazlak bir kafa." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Başında saçı olmayan (kimse, baş)
- DİKMEK
-
-
[-i]
Bir cismi dik olarak durdurmak
- "Bir yere direk dikmek."
-
Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek
- "Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[-i]
Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek
- "Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor." (Atilla İlhan)
-
Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek
-
Top, taş vb.ni dikine havaya atmak
-
Yapı kurmak, inşa etmek
-
Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak
- "Oyuncu topu penaltı noktasına dikti."
-
[-i]
Bir cismi dik olarak durdurmak
- DİRENÇ
-
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
-
Bir nesnenin elektrik akımına karşı dayanma özelliği, mukavemet, rezistans
-
Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen, mukavemet, rezistans
-
[isim]
Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet
- DİZYEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sıcakölçerde santigradın onda biri
-
[isim]
Sıcakölçerde santigradın onda biri