Başında d olan 6 harfli 316 kelime var. D harfi ile başlayan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe ile ilgili araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde d harfi olan kelimeler listesine ya da sonu d harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz.

Karmaşık harflerden başında d bulunan kelimeleri bulmak için Kelime Bulma Makinesi'ni kullanabilirsiniz.

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEFİLE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri, giyim gösterisi
    • "Bir moda salonunda defileye bakıyormuşçasına baştan ayağa kadar süzdüğünü fark ettim." (Refik Halit Karay)

DİLMEK

  1. [-i] Bir bütünü ince ve yassı parçalara ayırarak kesmek
    • "Şimdi bu elemanları ince ince dileceğim." (Aka Gündüz)
  2. Yarmak

DEMİRİ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Demir mavisi, gri
  2. [sıfat] Bu renkte olan

DİREME

  1. [isim] Diremek işi

DEVRİM

  1. [isim] Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik
  2. İhtilal
    • "Fransız devrimi."
  3. İnkılap
  4. Çevrilme, katlanma, bükülme

DİKKAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
    • "Dikkatle bakınca güvertedeki insanların gidip gelişini kolaylıkla seçebiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Hangi konudan söz etse dikkati çekecek bir hava veriyor." (Necati Cumalı)
    • "Biraz dikkat etsek görürüz ki insanların çoğu yarı deli, yarı iradelidir." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Etrafında Türkçe konuşuluyor vehmine kapılır, dikkat kesilir, sonra yanıldığını anlar, canı sıkılırdı." (Refik Halit Karay)
  2. [ünlem] "Dikkat ediniz!" anlamında bir uyarı sözü
    • "Dikkat ettiniz mi neler söyledi?"
  3. İlgi, özen
    • "Yaratıcı sanatçıları bu yargının dışında tutmaya dikkat edelim." (Haldun Taner)

DİNGİL

  1. [isim] Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, eksen, aks
    • "Öyleleri görülür ki arabanın dingilleri üzerine oturtulmuş büyük kafesler sanırsınız." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. [sıfat] Aptal, salak
  3. [sıfat] Kaba saba

DUYURU

  1. [isim] Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı veya sözlü haber, ilan, anons

DAMPER

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bir şasinin üzerine takılmış, inip kalkan kasası olan, kendinden hareketli, yükü boşaltan düzen

DERTOP

  1. [sıfat] "Getirilmek, büzülmek" anlamındaki dertop edilmek ve "bir araya getirmek, toparlamak" anlamındaki dertop etmek birleşik fiillerinde geçer
    • "İskemlenin üzerine dertop edilerek atılmış duran pantolonunu ayağına geçirdi." (Ercüment Ekrem Talu)

DEŞARJ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Boşalma
  2. Rahatlama

DÜŞMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı
    • "Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Hele ihtiyarlıkta yatağa düşmek, düşman başına." (Atilla İlhan)
    • "Şu dakika yalnız bu memleketin değil, bütün insanlığın düşmanı kesilmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Birbirleriyle savaşan devletler ve bu devletlerin asker, sivil bütün uyrukları
    • "Her sokak düşmanlarla doluyken o, sevinçli sevinçli şarkı söylüyor." (Aka Gündüz)
  3. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar
    • "Dostumuza güvenmeyelim de düşmanımıza mı güvenelim?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
  4. [sıfat] Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb.)
  5. Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse
    • "Ekmek düşmanı."
  6. Bazı şeylerden nefret eden, tiksinen kimse
    • "İçki düşmanı."

DİZAYN

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tasarım

DÜMTEK

  1. [isim] Klasik Türk müziğinde tempo
    • "Ellerini dümtek usulü ile dizlerine vurur." (Ömer Seyfettin)

DEMLİK

  1. [isim] İçerisinde çay demlenen emzikli kap

DERPİŞ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Öngörme, göz önünde tutma, aklından geçirme

DOĞUCU
...
DÖVMEK

  1. [-i] Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak
    • "Harp Divanına vermeden önce, şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!" (Halide Edip Adıvar)
  2. Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek
  3. [-de] Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek
    • "Döveçte karabiber dövmek."
  4. Ezmek
  5. Çırpmak
  6. Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek
    • "Demiri tavında dövmeli."
  7. Topa tutmak
    • "Gemi kaleyi dövdü."
  8. Çarpmak, vurmak
    • "Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. [nsz] Davul vb. çalmak, vurmak

DELMEK

  1. [-i] Delik açmak, delik duruma getirmek
    • "Taşın göze dokunmadığını ve bir parmak aşağıda yanağı deldiğini gördü." (Peyami Safa)
  2. İncitmek, kırmak

DİVANİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Divan kaleminden çıkan ferman, berat vb. belgelerde kullanılmış olan yazı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü